“Siz ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize şâhidlik eder diye düşünüp sakınmadınız! Bil’akis Allah yapmakta olduklarınızın birçoğunu bilmez sandınız!” (Fussilet: 22).
7615 Abdullah ibn Mes’ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Beyt’in yanında Sakîf kabilesine mensûb iki kişi ile bir Kureyşli yahut iki Kureyşli ile bir Sakîfli birleştiler. Bunlar karınlarının yağı çok, kalblerinin anlayışı az olan kimselerdi. Bunlardan biri diğerlerine:
— Allah’ın bizim söyleyeceğimiz herşeyi işitir olduğunu düşünür, zanneder misiniz? diye sordu.
Diğer biri:
— Eğer açıktan söylersek işitir, gizlersek işitmez, dedi. Diğeri de:
— Eğer açıktan söylediğimizde işitiyor idiyse, o takdîrde O gizlediğimiz zaman da işitir, dedi.
Bunun üzerine Yüce Allah şu “Siz ne kulaklarınız, ne gözleriniz, ne de derileriniz kendi aleyhinize şâhidlik eder diye düşünüp sakınır mısınız?” âyetini indirdi.