Ve zikri ulu Allah’ın şu kavli:
“De ki: Gerçek siz mi o Arz’ı iki günde yaratana küfrediyor, O’na ortaklar katıyorsunuz? O, Âlemlerin Rabb’idir” (Fussilet: 9); ve şu kavli: “Onlar ki, Allah’ın yanına başka bir ilâh daha (katıp) tapmazlar… ” (el-Furkaan: 68);
“And olsun ki, sana da, senden evvelkilere de şu vahyolunmuştur: Eğer ortak tanırsan, celâlim hakkı için bütün amellerin boşa gider ve muhakkak hüsrana düşenlerden olursun. Hayır. İşte onun için ancak Allah’a kulluk et. Şükredenlerden ol” (ez-Zumer: 65-66).
İkrime: Onların çoğu Allah’a ortak kılıcılar olarak Allah’a îmân ettiler, dedi.
“And olsun ki, kendilerini kimin yarattığını onlara sorsan, elbette Allah derler. O hâlde nasıl olup da çevriliyorsunuz?” (ez-zuhrûf: 87);
“And olsun onlara: ‘o gökleri, o yer’i kim yarattı?’ diye sorarsan, muhakkak ‘Allah yarattı’ diyecekler…” (ez-Zumer: 38).
İşte bu söz, onların Allah’a îmânlarıdır. Halbuki kendileri Allah’tan başka şeylere ibâdet etmektedirler.
Ve kulların fiillerinin yaratılması ve kesbleri konusunda zikredilen şeyler Bâbı.
Çünkü Yüce Allah’ın şu kavli vardır:
“O Allah ki, göklerin ve Yer’in mülkü O’nundur. O, hiçbir evlâd edinmemiştir. Mülkünde O’nun bir ortağı da yoktur. O, herşeyi yaratıp ona bir nizâm vermiş, onun mukadderatını ta’yîn etmiştir. (Böyle iken O’nu bırakıp da birtakım ilahlar edindiler ki, bunlar hiçbirşey yaratamazlar. Bil’akis kendileri yaratılıp durmaktadırlar. Onlar nefisleri için bile ne bir zarar, ne de bir fâideye muktedir olamazlar. Öldürmeye, diriltmeye, ölenleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya ise hiç güçleri yetmez)” (el-Furkaan: 2-3)
Mucâhid şöyle dedi: Melekler ancak hakk ile, risâlet ve azâb ile inerler, demiştir: “Tâ ki, Allah, o sâdıklara sadâkatlerini sorsun…” (el-Ahzâb:8). Yani, rasûllerden risâleti yerine getirici, teblîğ edici olan peygamberlere tebliğlerinden sorsun.
“Çünkü onun için bizim yanımızda muhafızlar vardır” (el-Hıcr: 9).
“Sıdkı getiren ve onu tasdik edenlere gelince…” (ez-zumer: 33) âyetinde “Sıdk”, Kur’ândır; onu tasdik eden de mu’min’dir. O, kıyâmet gününde: Bu bana verdiğin, benim de içindekilerle amel ettiğim Kitâb’dır, der.
7614 Abdullah ibn Mes’ûd (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben Peygamber’e: Allah indinde hangi günâh en büyüktür? diye sordum.
— “Allah seni yarattığı hâlde Allah’a benzer bir eş uydurmandır” buyurdu. Ben:
— Hakîkaten bu elbette büyük günâhtır, dedim.
— Sonra hangi günâh (büyüktür)? diye sordum. Rasûlüllah:
— “Seninle beraber yemek yemesinden korkarak çocuğunu öldürmendir” buyurdu.
— Bundan sonra hangisidir? diye sordum. Rasûlüllah:
— “Komşunun halîlesiyle zinâlaşmandır” buyurdu.