"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Hatainin tanrılaştırılması üzerine

Hatainin, tanrısallığını açıkladığı şiirlerini daha önce de anma fırsatı buldum. (I.Mélikoff, Hadji Bektach, s. 132-135.) Aşağıya aldığım şiiri, Bakü yakınında, Apşeron yarımadasında, Buzovna türbesinin bakıcısı, bir ahudun ağzından bin dokuz yüz doksan yedi yazında dinledim. Yakındaki bir kaya üzerinde halk duygusunun Alinin Dündülüne atfettiği bir nal izi ile birlikte, türbede de Alinin ayak izi bulunuyordu.
Bu mısraların, bana, saf ve içten inanan bir din adamınca ezbere okunmuş olması, şiirin asıl değerini oluşturmadadır. Ahudun evinde, salondaki duvarda Şah Ismailin büyük bir potresinin Alinin resmi ile yan yana asılı olduğunu da eklemeliyim:
Yakın bil kimHudayidür Hatayi
Muhammed Mustafadür Hatayi
Safi nesli Cüneyd-i Haydar oglı
Aliyyül Murtazayidür Hatayi
Hasan aşkına meydana girübdür
Hüseyini Kerbelayidür Hatayi
Ali Zeynel-ibad Bakır vü Cafer
Kazım Musa Rızayidür Hatayi
Muhammed Takidür Ali Naki hem
Hasan Asker likayidür Hatayi
Muhammed Mehdi-i sahib zaman(ın)
Kapusunda gedayidür Hatayi
Menüm adım veli Şah Ismaildür
Tahallusüm Hatayidür Hatayi.
(Bu şiir hezec bahrindedir. Bak.: Tourkhan Gandjei, Il Canzoniere di Ismail Hatai, Napoli 1959, s. 24-25 (24. manzume); Nejat Birdoğan, Alevilerin Büyük Hükümdar:ı Şah Ismail Hatayi, Istanbul 1991, s. 205-206 (81. manzume; aruz şiirleri). Nejat Birdoğanın yeğlenebilir görünen birinci mısrai dışında, biz bu yayınlardan, birincisindeki metni aldık.)
(Şüphe etme ki Hatai, Tanrıdandır ve Muhammed Musatafadandır; O bir Tanrı ve bir Muhammed Mustafadır. Safiyüddin soyundan Cüneydi Haydarın oğludur; Aliyyül-Murtazadandır ve bir Aliyyül-Murtazadır. Hasan aşkına meydana girmişbir Hüseyini Kerbeladır. Ali Zeynel-ibad, Bakır, Cafer, Musa Kazım ve Rızadandır. Muhammed takidir ve Ali Naki; yüzü Hasan Askerin yüzüdür. Zamanın sahibi Muhammed Mehdinin kapısında o, yok yoksul bir derviştir. Adım Şah Ismail, fakat mahlasım Hatai, yani hatalar içinde olandır.)
Anısını değer vererek koruduğum bu ahund bana, törenlerinde Şah Ismail Hataiye kutsallık yönelten bir din topluluğunun varlığından söz etti. Bunların, Kırklar, yani farsça Cehelten denen topluluklar olup olmadığını sorduğumda beni doğruladı. Onlara Tebriz bölgesinde Ilhçıda rastlamış; o zaman yanılarak Ehl-i Hakklara bağlanmak istemiştim. Kafkasyadaki varlıkları, Alexandre Bennigsen ce Chantal Lemercier Quelquejay tarafından da işaret edilmektedir. (Alexsandre Benningsen.Chantal Lemercier Quelquejay, “Lieux Saints et Soufisme au Caucase”, Turcica, XV, 1983, s. 179-199.) Şimdi, birkaç yani ayrıntı, bu konuda önceki makalelerimde yazdıklarımdan beni şüpheye düşürüyordu. (I.Mélikoff;”Le Probléme Kızılbaş”, aynı yazar, “Les composants du syncrétisme bektaşi-alevi”; aynı yazar, “LIslam hétérodoxe en Anatolie”.)
Bu şüpheler, Türk Iran tasavvuf müziği ve Ehl-i Hakk inanışlarının büyük uzmanı, meslektaşım Jean Duringe söz ederken daha da derinleşti, kendisi, onların “Şah Hataililer” olduklarını söylüyordu. Daha sonra kendisiyle tekrar görüşme fırsatı buldum. Ehl-i Hakkların, “Ceheltenleri kendilerinden saymadıklarını doğruladı.
Bu sebeple Cehelten ya da Kırkları yeniden gözden geçirmem gerektiğini düşünüyorum.