Pir Sultan, o gece taliplerinden birinin evinde yatıp, sabahleyin talibinin kendisine armağan ettiği atla yola çıktı. Hedeflediği yereleri hiç durmadan dolaştı. Tokatta Kul Himmet ve Kul Hüseyinle karşılaştı. Dört yıl Sivasın sınırları içine uğramadı. Çalıp söyleyerek, acı içindeki insanlara yaşama gücü aşıladı. Zaten yaygın olan ünü, daha da yaygınlaştı. Horasandan Balkanlara değin, onu tanımayan kalmadı. Bağlaması gönüllerde inleyip durdu. Sözleri ise buyruk sayıldı: “Gelin canlar bir olalım.”
Ancak Banazdakileri hiç aklından çıkmıyordu. Özelikle kızı ve oğulları gözlerinde tüttü. Sıla hasreti doruk noktaya varmıştı. Sakalları, saçı uzamış, dağarcığı yüzlerce deyiş ve duvazla dolmuştu. Pir Sultan daha da bilenmişti.
Banazdakiler de Pirsultanı çok özlemişlerdi. Ballıhan azıcık yaşlanmıştı, Senem genç bir kız olmuştu. Ancak bir de kayıp vardı. Pir Sultanın büyük oğlu Sryit Ali, attan düşüp yaşamını yitirmişti.. diğer çocuklar, babalarını görebilmek için can atıyorlardı. İşte hasretin çekilmez hale geldiği bir an, “Aç mıdır, açıkta mıdır? Ölü müdür, sağ mıdır?” diye düşünülürken, çıktı geldi. Pir Sultanın döndüğü gün bayram havası esmeliydi. Fakat öyle olmadı. Çünkü Dedenin çiğeri dağlanmıştı. Ölen oğlu üstelik Pirinin adını taşıyordu.
Pir Sultan, hiç böyle bir şey beklemiyordu. Çok etkilendi. Seyit Aliye bir ağıt yaktı ki, duyanların yüreği parça parça oldu:
Bana gül diyorlar neme güleyim
Ağlamak şanıma düştü neyleyim
Elin gülü açmış al ile yeşil
Şu benim güllerim soldu neyleyim
Kolumdan aldırdım nerre bazımı
Arşa çıkardılar ah-u süzumu
Elimden aldırdın yavru kuzumu
Firkatı bağrımı deldi neyleyim
Haberin alayım seher yelinden
Ördek kalkar mola kendi gölünden
Korkum ayrılıktan fikrim ölümden
Geldi çattı beni buldu neyleyim
Pir Sultan Abdalım Kırklar Yediler
Bu yolu erkanı onlar koydular
Allah verdiğini almaz dediler
Bana verdiğini aldı neyleyim.
Pirlerinin gurbetten döndüğünü duyan çevre köylüler, onu ziyaret edebilmek için yarıştılar. Bu arada gönüllerinden ne koptuysa, getirip dergaha bağışladılar. Pir Sultan bu, hiç fazlasını alır mı? derhal buyruğunu verdi:
* Sağolsunlar taliplerimiz lokma getiriyorlar. Aldığım habere göre şu komşu iki köyün durumu iyi değilmiş. Tarlaları bu yıl az ürün verdiği gibi, bir de fazla aşar alınmış. Getirenler üçe bölüne, ikisi köylere biri dergaha….