"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

“Pirimizin buyruğu bu yoldadır!”

Hızır, köye geldiğinde, gün batmak üzereydi. Öküzleri ahıra bağlayıp yemledi. Su taşıyıp yıkandı ve kimseye görünmeden, birşeyler yiyip, erkenden yatağına girdi. Mollanın söyledikleri fena halde canını sıkmıştı. Konuşulanları, uzun süre kafasında yankılandı. Uyku tutmadı. Ancak sabaha karşı uyuyabildi. Öyle olunca da geç uyandı. Kalkıp üstünü giyindi, evden çıktı, kuyunun başında sabah gülbengi okuyup; yüzünü yıkadı.
Pir Sultan, Ali Baba ile karısı, Ballıhan, Senem ve diğer bazı canlar, evin önündeki gölgelikte oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Köpeklerin sesini duyan Pir Sultan, ayağa kalkıp elini gözlerine siper yaparak, köyün girişine doğru baktı. Bir şey göremedi. Oturdu. O sırada Hızır geldi.
* Sabahlar hayır ola Pirim!
* Cümlemizin ki de hayır ola, Hızırcan! Kahvaltıya otur. Dün hiç görünmedin.
* Tarladaydım, Pirim. Yorgun olduğum için de erkenden uyudum. Üstünüze sağlık, biraz da hastaydım. Geç uyanmışım, bağışlayın!
* Öyle şey olur mu, Hızırcan! Kusurun yok ki!
Köpeklerin sesleri yükseldi. Asesler gelmişlerdi. Demek ki, az önce, köpekler aseslere havlamışlardı.
Pir Sultan şöyle dedi:
* Alican, dinle beni. Bir gün gelir de, halk hiç mi hiç Osmanlıyı dinlemezse; “Ya Ali” deyip, kazmaya küreğe sarılırsa; işte o zaman, hiçbir güç önüne geçemez. Durum da gayrı o noktaya gelmektedir. Dafalarca Sivasa gidip yöneticileri uyardım ama, dinletemedim. Daha da gaddarlaştılar. İkide bir, köylüyü böyle korkuturlar. Ne zaman köye gelseler, mutlaka bir tatsızlık oluyor. Adamların görevi zülmetmek….
Ballıhan:
* Gene köyün figanı arşı tutacak Haydar! Zalimler kan kusacak herhal. Üç gün önce, Molla ile haber göndermişlerdi, “Kendi aralarında aşarı toplayıp hazırlasınlar” diye. Toplandı ve Zalhenin oğlu Mehmet ile Göğsü Gıllı Murtazanın Merdana teslim edildi. Umarım, ona razı olurlar, az bulurlarsa durum fena…
Asesler ve tahsildarlar, atlarını Merdanın evine doğru sürdüler. Mehmet de oraya geldi.
Asesbaşı:
* Aşarı topladınız mı?
* Topladık.
* Hani nerede?
Merdan:
* İşte burada, deyip, kilerin ön kısmındaki çavulları gösterdi.
Tahsildarın suratı ekşidi:
* Bu kadar mı?
Bu sırada köylü, Merdanın evinin önündeki boşluğa toplanmıştı. Merdan, kalabalığı görünce yüreklendi. Pir Sultan ve yanındakiler de, ağır adımlarla, Merdanın evine doğru geliyordu.
* Bu kadar, dedi Merdan. Hakkınıza bu düşüyor. Bundan sonra, hakkınızdan fazlasını vermeyeceğiz. Pirimizin buyruğu bu yoldadır.
Asesbaşı öfkelendi ve Merdana bir yumruk vurdu. Başka bir ases de Mehmete saldırdı. Bunu gören halk, aseslerin üzerine yürüdü. Asesler, uzun zamandır ilk kez böylesine kararlı bir direnişle karşılaşıyorlardı. Şaşırdılar. Atlarına bindikleri gibi, köyden uzaklaştılar.
Pir Sultan, bu duruma çok sevindi.