Türkiyeden dışlanan Türk büyüklerinden birisi de Timurdur. Orta Asyada Moğolların Türkleşmesi sürecinde ortaya çıkan bu cihangir sultan; tam bir Türkçüydü. Yıldırım Beyazid ile savaşmak istemiş ama Osmanlı Sultanı Bayezid şımarık ve küstah tavrı ile Ankara Savaşına sebep olmuştu.
Emir unvanıyla bilinen Timur diye de anılan bu padişah Çinden Ege Denizine kadar her yeri hükümü altına almıştı.
Timur; Erdebilde Şah safinin torunu Hoca Aliile görüşmüştü. Hoca Aliden etkilenen Timur; Erdebil ile çevresindeki köyleri bu aileye vermiş; Safevi ailesinin istediği gibi davranması kolaylığını getirmişti. Bu yetki; ailenin gücünü olağanüstü artırmıştır.
Hoca Alinin Timuru etkilediği ve Ehl-i Beyt yanlısı yaptığını tarihsel olaylar gösteriyor.
1400de Suriyeyi ele geçiren Timur, Şamda “Ben Yezid yanlısıyım, onu tutanlar yanıma gelsin!” diye duyuru yaptırmış, gelen 15 binden fazla Şamlıyı kılıçtan geçirmiştir; diğer rivayete göre ise bunları Emevi Camii ile birlikte yaktırmıştır.
Timur, ‘da Yezidin mezarını açtırmıs, Yezidin kemiklerini yaktırmış; kabri de asker pisliği ile doldurmuştur. (Oruç Beg, s. 58, Tercüman Yay.)
Timur; Muaviyenin mezarını da süvarilerini üzerinden geçirtip toz ettirmiştir. Bu hakan, Suriyede şimdilerde bir barbar olarak tanımlanmaktadır.
Timur, Bursayı alınca Büyük Camiyi tavla haline getirip at bağlatıyor; içinde asker yemek pişiriyor. (Neşri, s. 367, Tercüman Yay.)
Timur, bu eylemleri ile Anadoluda ve Suriyede egemen olan Sünni yönetimi zayıflattı. Bu bölgelerde Alevi propagandacıların (dervişlerin) çalışmalarının alt yapısını hazırladı. Osmanlı Devletinde liderlik sorununu da ortaya çıktığı için buralar uygun ortamlardı.
Halepte Seyyid Nesimi bulunuyordu. O, bir Ehl-i Beyt yandaşı idi ve o soydandı. Batını ve panteist kimlikliydi. Şeyh Bedreddin deonunla buluşmuş olmalıdır. Seyh Bedreddin bu uygun ortamda hareketlenmiştir.
Anadoludan Irana geçmiş; Timurun huzuruna çıkmıştı. Hoca Ali; Timur üzerinde çok etkili idi. bu da gösteriyor ki, Hoca Ali (Erdebil kolu) ile Seyh Bedreddin arasında maddi-manevi yakınlık-bağ vardı. Zaten Şeyh bedreddin hareketinin bastırılmasından sonra; Bedreddinliler Şah Ibrahimin oğlu Cüneydin çevresinde toparlanmışlardır. (Aşıkpaşazade, Atsız çevirisi, s. 250
2. Beyazidin Rumelineve Ege adalarına sürdüğü Erdebil Sufileri, Bedreddinli de denilebilecek topluluklardır. Bunların Rumelinde yoğun olduklarını; Irana (Safevilere-Kızılbaşlara) sefer olduğunda, Rumelideki Bedreddinlilerin “Ere kılıç çekmeyiz!” diyerek gitmediklerini, gerektiğinde timarlarını bıraktıklarını Osmanlı belgeleri yazıyor.
Aziz Mahmut Hüdayi, 17. yüzyılda 1. Ahmete, “Balkanlardaki Bedreddinliler Kızılbaşınortaya çıkmasını, gelişmesini isterler!” diye ihbarda bulunup “Bunların köylerine cami yapılmalı!” diyor. Işık ve Hurufi diye de kötülenen Rumeli Alevileri, zaman zaman katlima da tabi tutulmuşlardır.
Hacı Bayram Veli
Erdebil Dergahı, bu ortamda Anadoluda yoğun bir propağanda çalışması yapmıştır. Bu işin merkez noktalarından birisi de Aksaray olmuştur. Aksaraylı Şeyh Hamidüddin, Tebriz üzerinden Erdebile gitmiştir. Hoca Aliden el alan Hamidüddin-i Aksarayi Bursada Somuncu Baba olarak bilinmektedir.
Hamidüddin-i Aksarayi, Hacı Bayram Velinin öğretmenidir.
Hacı Bayram Veli; Anadoluda; Erdebil Dergahının en önemli temsilcilerinden birisi olarak çalışmıştır. Hoca Ali ve Şah Ibrahim çağının bu önemli ismi; sonradan Kızılbaş diye kötülenen insanlar gibi 12 dilimli kızıl taç giyer, kızıl sarık sarardı.
Osmanlı Sultanı Murad duruma hakim olunca, Hacı Bayram Veliyi tutuklattı. Edirnede sorgulattı ve Hacı Bayramın açıklamalarından sonra onu serbest bıraktı. Hacı Bayram da kızıl tacını beyaza çevirdi.