İranda, Türk boylarına dayanarak Safevi devletini kurmuş olan Şah Ismail (Alevilerde bilinen adıyla Hatai), güçlü bir ozan ve mürşid (önder) olarak Alevi kimliğinde çok önemli bir yere sahiptir. Alevilerin dinsel törenleri (Cem ayini) sırasında okunan nefeslerin en önemlileri Hataidendir. Kendisine “Şah hatai” de denir…
1486 yılında doğup 1524 yılında ölen Şah Ismail, kitaplarında Erdebil Şeyhi diye adı geçen Safiyüddinin soyundan gelir. Alevi büyüklerine Şeyh denilmediği için, Safiyüddin Aleviler arasında Şah Safi adıyla bilinir… Kendisi Safiyüddin-i Erdebili diye de anılır. Onun soyundan ve yolundan gidenlere Erdebil Süfileri denilir. Anadoluda Sufiyan veya Sufi Sürekleri denilen Alevi çoğunluğu da bunların erkanını uygulamıştır.
Şah Safinin soyundan gelenler Safevi denilmiş, Şah Ismailin kurduğu devlete, bu nedenle Safevi Devleti adı verilmiştir.
Şah Safiyüddin, Azerbeycanlı bir Türk ailesinden gelir. Daha başlangıçtan beri Safiye, çevresindeki Iranlılar Türk Şeyhi ve Türk Genci diye hitap ediyorlardı. Safiyüddinin soyunun ortalama 25 kuşaklı bir zincirle yedinci İmam Musa-i Kazıma bağlandığı ileri sürülür.
Safiyüddin Erdebili 1252de Erdebilde doğdu. Firuz Şahın torunu olan Safiyüddin, Şeyh Zahidi Geylaniden el aldı ve ondan ders gördü. Şeyh Zahidi Geylani Alevi idi. Safiyüddin, kısa bir süre içinde tasavvuf konularındaki bilgisiyle ün kazandı ve Şeyh Zahidi Geylaninin ölümü üzerine onun postuna oturdu. Burada, Alevi düşüncesini yaymaya başladı. Şeyhin kızı Bibi Fatma ile evlendi. İran Ilhanilerinin veziri olan yazar Reşidüddin ile yakın ilişkiler kurdu, Raşidüddin tarafından saygı ve sevgi gördü, korundu. Zamanla, çevresinde toplananlar, ona bağlananlar çoğaldı. Halk üstündeki etkisi, Moğol hükümdarı Emir Çobanın ilgisini çekti. Emir Çoban, Safiyüddini ziyaret etti. Bu ziyaret sırasında, Safiyüddin, Moğolların Iran halkına yaptıkları baskıyı Emire anlatarak baskının kaldırılmasını sağlandı ve halkı huzura kavuşturdu. İslam dünyasının her tarafından kendisini akın akın görmeye gelenler oldu. bunların önemli bir bölümü de Anadoludan gelen Alevilerdi.
Şeyh Safi ölünce (1334) oğlu Sadrettin Musa posta oturdu. 1334-1392 yılları arasında postta kaldı. yandaşları binleri buldu.
Hoca Alaüddin Ali, (şeyhliği 1392-1428) babasından sonra tarikatın başına geçti. İlk Osmanlı Padişahları bu tarikatın şeyhlerine her yıl Çerağ Akçesi adıyla hediye gönderirdi. Hoca Alinin, Timur üstünde büyük nüfuzu vardı. Ankara Savaşından sonra (1402) Timurun, Anadoludan Irana götürdüğü Türkmenler, Hoca Alinin, ricasıyla Erdebile yerleştiler ve Hoca Alinin müritleri oldular. Bunlardan bir kısmı Anadoluya dönerek, pirlerinin propagandasını yapmaya başladılar. tarikat merkeziyle uzak yerlerdeki müritler arasında rehber aracılar vardı.