Hakka doğru giden kullara neyler.
Cehennem inancı kötülük ve karanlık inancının gelişmiş biçimi olup başlangıçta kötü ruhların ve kötülük Tanrılarınınmekanı olarak tasvir edilmişti. Daha sonraları, dünyadaki inançsızların ruhlarının gideceği yer olarak tanımlandı. Cehennemdeki melekler de eskiden yeraltı Tanrılarının görevlerini üstlendiler.
Cehennem sözcüğü, Ibrani kaynaklıdır. Burası Kenanilerin Tanrısı Baale adanan çocukların yakıldığı vadinin adıdır. “Hinnon Oğulları Vadisi” anlamına gelen “Ge bne Hinnon” zaman içinde kısalarak “Gehenna” olmuş, bundan da zamanla Cehennem sözcüğü türemiştir. (Bak. Musa ve Yahudilik). Dünyada bulunan vadinin adı, tek Tanrılı dinlerde, yeri belli olmayan bir tanrısal mekana dönüştürülmüştür…. Cehennem böylece ortaya çıkmıştır.
Cennet ise başlangıçta ışık, güneş ve genelde gök Tanrılarının mekanı olarak tasvir edilmiştir. Cennet, bütün dinlerde genellikle göksel bölgelerde anlatılmıştır. İslamlıkta da cennet göklerin ötesinde, son sınırdadır.
Cennet, sözcük anlamı olarak bahçe demektir. İbraniler cennete Aden (Eden) derler, Bu da eski Babel dilinde Edinudan türemiştir. Edinu ise bahçe demektir. İslam, bütün dinlerde bulunan cenneti bu yoldan almıştır.
Kuranda anlatılan cennet içinde insanların yaşadığı güzel bir bahçeden başka bir şey değildir.
Aleviler, cennet ve cehennemi bu dünyadaki iyi ve kötü oluşlar, durumlar olarak yorumlarlar. Bu yorumla, eski çok Tanrılı din geleneğinden ayrılır ve bu olguyu dünyalaştırırlar.