Müslümanlıktaki temel ilkelerden birisi de meleklere inançtır. Melekler, soyut varlıklar biçiminde tasarlanmıştır.
Melekler, başlangıçta yer ve gökte var olduğuna inanılan iyi ve kötü ruhların zaman içinde biraz değişme uğraması ile oluşturulmuş dinsel kavramlardır. Eskiden Tanrı olarak tapılanbazı kavramların da zamanla melek biçimine dönüştüğü süreç içinde gözlenmektedir. Örneğin Yahudi ve Islam dinindeki meleklerin aslında çok tanrılı Ortadoğu dinlerinde eskiden tanrı oldukları, tek tanrı kavramının gelişmesi karşısında bu tanrıların bir bölümünün reddedilip yok sayıldığı, özellikle doğu güçlerini simgeleyen tanrıların ise melek biçiminde tek tanrı inancının içinde yaşatıldığı açıkça gözlenmektedir.
1- Michail: Anlamı; Kim Tanrı gibidir.
2- Gabriel: Anlamı; Tanrı adamı.
3- Uriel: Anlamı; Tanrı ışığımdır.
4- Rafael: Anlamı; Tanrı iyileştirdi.
Burada adı edilen melekler, hemen hemen hiç değiştirilmeden Islamiyete aktarılmıştır. Yanlız önemleri değişmiş, Michailin yerine Gabriel (Cebrail) gelmiştir. Meleklerin, eski dönemlerde Tanrı sayıldıkları adlarından anlaşılmaktadır. Çünkü adlarının sonundaki “el” Tanrı demektir. Cebrail, Cebr Tanrı anlamına gelir.
Meleklere inanış Mecusilikte de etkilidir. Bu dinde Islamiyetteki Cebrailin görevine benzeyen bir görev yapan Vohu Manah vardır. Bunun daha eskilerdeki adı ameşe Spantes idi.
Sabiilerden ise Cebrail biçiminden anlatılan melek zaman zaman yaratıcı durumunda da ortaya çıkar.
Melek kavramı, bütün dinlerde şu ya da bu biçimde yer alan bir olgudur. İnsanlığın genel gelişim evresinde bilgi ve algılama süreçlerinin basit ve doğaya bağlı olduğu dönemlerde yarattıkları hayali kavramlardır. Bunların, eski tanrıların bir devamı olduğunu da görmek gerekir. İnsanoğlunun toplumsal yaşamdan kendi hayatından aldığı olumlu ve olumsuz kavramları; melek adı altında soyutlaştırdığı da ayrı bir görüştür.
Bugün bilim ve akıl, bunların gizlerini çözdüğünden, bunlara inanmamanın dinsizlik olduğunu söylemek, anlamsız hale gelmiştir.