"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Buyrukta Sünni-Alevi Ibadet Anlayışı

Şeyh safi Buyruğunda ibadet konusu açıklanırken Sünnilikle Anadolu Aleviliği arasındaki fark gayet net biçimde ortaya çıkmaktadır. Sünnilik bir zahiri biçimi olarak tasvir edilirken Alevilik Batıni bir yol olarak tanımlanmaktadır.
Aşağıdaki alıntı bunu açıkça gösteriyor:
“(…) ve şeriat ehli olan kimseye lazım olan şunlardır: Namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, gücü yeterse malının zekatını vermektir.
Tarikat ehli olan kimseye lazım olan ise:
Meskenet ıssı olup (kendi varlığından bile sıyrılıp) bir kez can-ü gönülden niyaz eylese (Tanrıya yakarsa) Hak katında makbule geçer.
Ve şeriata göre namazı cemaatle kılmanın hayrı ve sevabı çoktur; nerede cemaat çoksa oraya giderler.
Tarikata göre ise:
Mürşid huzurunda cem olup (toplanıp) sohbet halkasında (Cem törenindeki halka biçimli oturuş) oturmak, günahını ele vermek (söylemek) ve bin günaha bir özür niyaz eylemek (dilemek) de öyledir.
Bu talibin günahını ele vermesi, Mizanda tartılmak gibidir.
Peymançe yerine (cemde meydana) geçip dara durması, Sırat-ı geçmek gibidir.
Ve de öz sitemine (ceza) razı olup erkana düşmek (kayın ağacından yapılmış Tarık –değnek altından geçmek. Burada Zülfikarı temsil ettiği kabul olunur.), teslim olmak, ölmeden önce ölmek gibidir.
Üzerinde Zülfikar yürütmek (Tarık, yani kutsal kayın değneği gezdirmek veya hafifçe onunla vurmak) yaptığı amellerin cezasını çekmek gibidir. Yani erkandan geçmek; günahlarından yarlıganmak (affolmak) gibidir.
Pir huzuruna gelip gülbank almak; Hak Taala hazretlerinin katında kabul ve makbul olmak gibidir.