"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Tevvebin: Kerbelanın Intikamı

Emevi padişahı Yezid, 10 Ekim 680de Kerbelada İmam Hüseyini şehit ettirmişti ama ona da Zübeyrin oğlu Abdullah isyan etmiş, Mekkeye hakim olmuştu. Yezid, bu isyanı bastırmak isterken 683 yılında öldü. Yerine getirilen oğlu Muaviye (küçük Muaviye) hilafetin kendilerinin değil İmam Ali ailesinin (Ehl-i Beytin) hakkı olduğunu söyleyince Mervan tarafından zehirletilerek öldürüldü (683). Hilafet makamına Mervan geçti ama bu kez de o 684te yatağında boğularak öldürüldü.
Bu kargaşa ortamında İmam Hüseyinin yandaşları Kufede bir araya gelerek öç almaya karar verdiler. 683 yılında başlayan bu eylem, İmam Hüseyini Kerbelada yanlız bırakan ve bunun acısını-utancını duyan insanlar tarafından yönlendiriliyordu. Önderliği ise Süredoğlu Süleyman yapıyordu. Bunlar, İmam Hüseyinin öcünü almak için 684 yılında Kufe yakınlarındaki Nahile bölgesinde toplanmaya başladılar. Sayıları giderek 17 bini bulmuştu. (Ibn Kesir, c.8, s. 406). İmam Hüseyini yanlız bıraktıkları için suçluluk duyan ve tevbe etmek için hareketen geçen bu intikamcılara Tevvebin adı verilmiştir. Bunlara Medain Valisi Hüzeyfeoğlu Sad da katılmıştı.
Süleymana bağlı güçler, İmam Hüseyinin kabrini ziyaret edip ağladılar ve orada bir gün boyunca dua ettiler. Sonra da Emevilerden öç almak için Şam üzerine yürüdüler. Aynülverdada Süleymanın güçleri kendilerinden kat kat fazla Şam ordusuyla kahramanca savaştılar. Savaşta Süleyman şehit oldu (684). İki ordu da geri çekildi. Tevvebin, Kufeye döndü.
Bundan sonra isyancıların liderliğini Ubeyd es Sakafi oğlu Muhtar üstlendi.
Muhtar, Emevilerin başkanı Ziyadoğlu Ubeydullahtan intikam almaya çalışıyordu. Bunun için de Alinin yaşayan oğlu Muhammed Hanefiyi imam ve Mehdi ilan etmiş, onun adına biat almaya başlamıştı. Kufedeki Ali yandaşları böylece Süleyman ve Muhtar yandaşları olmak üzere ikiye bölünmüştü.
Ubeydullah, bunu öğrenince onu yakalatıp önce hapse attırmış, sonra da Kufeden sürmüştü.
Muhtar Kufeden Hicaza gitti ve orada halife kabul edilen Zübeyroğlu Abdullahın en büyük komutanlarından birisi oldu. Muhtar, Yezidin ölüm haberini alınca yeniden Kufeye döndü. Muhtar, Kufede, Ehl-i Beytten yana olduğunu, onların öcünü almak ve ışığını yaymak üzere geldiğini, Muhammed Hanefiyi de imam tanıdığını söylüyordu.
Muhtar, Süredoğlu Süleymanın başlattığı hareketin yanlış olduğunu, onun tecrübesizliği sonucu yenileceklerini de dile getiriyordu.
Bu sırada Kufede Zubeyroğlu Abdullahın adamları hakim idiler. Tehlikeli siyasal girişimi yüzünden hapse atılan Muhtarı, araya 2. Halife Ömerin oğlu Abdullah girerek serbest bıraktırdı.
Bundan sonra Muhtar yenilgiye uğramış Tevvabin güçlerini örgütledi. Bu arada Şii güçleri etkilemek için Muhammed Hanefi ile bağlatısını sürdürüyordu. Bu baği kulanan Muhtar, dönemin ünlü askerlerinden ve Alinin başkomutanlarından Eşterin oğlu Ibrahimi de yanına çekti.
Bunlar, 685 yılında “Imam Hüseyinin intikamını alalım!” parolasıyla eyleme başladılar. Muhtar ordusunun komutanlığını Eşteroğlu Ibrahim yapıyordu. Bunlar, önce Kufedeki Ibn Mutinin kuvvetlerini yendiler, şehri ele geçirdiler. Muhtar, bundan sonra, Irak ve Horasandaki şehirlere kendi komutanlarını ve velilerini gönderdi. Kufeye hakim olan Muhtar, İmam Hüseyinin katillerini aratmaya, bulduklarını öldürmeye başladı.
Emevi Başkanı Ziyadoğlu Abdullah bunlara karşı 80 bin kişilik orduyla harekete geçince, Muhtar, Ibrahimi ona karşı gönderdi. Bu sırada Kufeli Emevi yandaşları isyan ettiler. Bunlar şehrin ileri gelenleri idiler ama sonunda yenildiler ve içlerinden İmam Hüseyinin katline karışanlar öldürüldüler.
Kaçanlar arasında İmam Hüseyinin katillerinden Zülcevşen oğlu Şimr de vardı. Muhtar, muhafız kuvveti komutanı Ebu Emreyi onun arkasından gönderdi. Ebu Emre lanetlik Şimri yakalayıp öldürdü.
Kufedeki İmam Hüseyinin katilleri birer birer yakalandı. Muhtar bunların kiminin ellerini ayaklarını kestiriyor, kimisini ateşe attırıyor, kimisini oklarla delik deşik ettiriyordu.
Kerbelada Şimrin işaretiyle İmam Hüseyinin başını kesen Yezid el-Esbahioğlu Havla da Ebu Emre tarafından ele geçirildi ve öldürüldükten sonra cesedi yakıldı. İmam Hüseyinin katillerinden Üseydoğlu Abdullah da feci biçimde öldürüldü. Bundan sonra İmam Hüseyini şehid eden ordunun komutanı Sadoğlu Ömer ele geçirildi ve başı kesildi.
Bu arada Mekkede egemen olan Abdullah, Muhammed Hanefiyi zindana atmış ve “Eğer bana itaat etmezse onu yakacağım.” demişti. Muhtar adamlarını yollayıp Muhammed Hanefiyi zindandan kurtardı.
686 yılında Ibrahim ordusu İmam Hüseyinin şehit edilmesinde birinci derecede rolü olan Ziyadoğlu Ubeydullahı öldürmek üzere harekete geçti. İkisinin ordusu Musul civarında karşılaştı. İbrahim, savaş sırasında Ubeydullah ile karşılaştı ve ona bir kılıç vurdu. Ibrahimin bu derbesi ile katilin vücudun ikiye ayrılmıştı (Ibn Kesir, c.8, s. 451). Tevvebin güçleri burada Emevi ordusunu bozguna uğrattı.
Daha sonra Emevi karşıtı güçler birbirine girdiler. Mekkede egemen olan Abdullah, kardeşi Musabı büyük bir ordu ile Muhtarın üzerine gönderdi ve onu öldürttü. İbrahim Kufede değildi ve çatışmada tarafsız kalmıştı. Kendisi Emeviler tarafından da çağrıldığı halde, o, Abdullahın tarafına geçmiş ve Emevilere muhalefetini sürdürmüştür.
İbrahim, 690 yılında Emevi padişahı Abdülmelikin ordusuyla savaşırken şehit olmuştur.
Tevvebin Hareketi kısa sürede sönüp gitse bile, bu isyan sonucunda Kerbela katliamına katılanlar cezalarını daha bu dünyada iken çekmişlerdir.
Tevvebin hareketi, Islam tarihinde, Alevi hareketinin en açık biçimde ortaya çıktığı eylemler dizisi olarak yerini almıştır.