"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Ali Asgar

İmam Hüseyin, Ali Ekberin, parça parça cesedini çadırlara götürdükten sonra, atına binmiş, ağır ağır Zülcenahı düşman saflarına sürmeye başlamıştı.
İmam Hüseyin, Ali Ekberden başka kimsenin kalmadığını, ölüm sırasının kendisine geldiğini görmüştü. O, tarihin kendisine hiç bir suç bulmaması için, son görevini yapmak istedi. Yezide biat etmediği için, kendisine asi (Başkaldırıcı) diyorlardı. Etrafındaki erkekler eli silah tutan insanlardı. İleride tarihi yanlış bir muhakemeden kurtarmak için, bir yaşındaki oğlunu da kurban vermeye karar verdi ve meydanın ortasına gelince, atının dizginini çekti, eteğinin altına alarak meydana götürdüğü Ali Asgarı sağ eliyle kaldırdıktan sonra, dedi ki: Halifeniz Yezide biat etmediğim için, benim kanımı helal biliyorsunuz. Ama bu, bir yaşındaki çocuk suçsuzdur. Özelikle sizin Peygamberinizin torunudur. Ona olsun acıyınız ve bir yudum su veriniz.
Sabahtan beri geçen olaylar, askerin maneviyetını sarsmıştı. Her biri birer valilik, birer mansıp (Makam, yüksek memuriyet) almak ameliyle oraya gelen komutanlarla, onların yakın adamlarından başka, hiç bir askerin bu halden hoşnut olmadığı görülüyordu. Hele imam Hüseyinin şu hareketi; asker üzerinde pek fena bir etki yapmıştı. Bunu gören Ömer, yanında duran ve en usta nişancılarından sayılan Harmeleye döndü: Ya harmele;… Hüseyini sustur…. emrini verdi.
Harmelenin, yayına sıkıştırdığı bir okun, vızıldayışı duyuldu. İmam Hüseyinin eli üzerinde tuttuğu Ali Asgarın başı kaymış beyaz boynu meydana çıkmıştı. Harmele, buraya nişan almış ve oku bu minmini boynu; bir taraftan öbür tarafa delmişti. İmam Hüseyin, Ali Asgarın da bu suretle öl