"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

İmam Hüseyinin Mekkeye göçü

İmam Hüseyin, bu kararı verir vermez derhal Ehl-i Beyti ile sadık adamlarını toplayarak Hicretin altmış dördüncü yılı Şaban ayının dördüncü Cuma günü Medineden hareket etmişti.
Ehl-i Beyten bazıları, dedeleri Resulullahın kabri bulunan Medineyi bu şekilden terk etmekten büyük bir üzüntü duymuş, kalplerindeki acıyı imam Hüseyine söylemişlerdi.
İmam Hüseyin de aynı acıyı hissetmekteydi. Fakat durum, onu böyle hareket etmeye zorlamıştı.
İmam Hüseyin, bizzat kendisi teselliye muhtaç olmakla beraber, çevresindekilerin üzüntülerini gidermek istemiş, yolda onlara Musa peygamberin Firavundan kaçışını ve «Tih» sahrasında, yıllarca sefil ve sergerdan dolaşışını…. İbrahim peygamberin Nemruttan kaçışını ve diyar diyar gezmesini hikaye etmişti.
Nihayet kafile tenha yollarda geçerek sessiz sedasız Mekkeye gitmişti.
İmam Hüseyin gibi tanınmış bir kişinin Mekkeye gelmesi, uzun zaman gizli tutulamazdı. Onun gelişini çarçabuk haber almışlardı.
Mekke eşrafından birçokları derhal imam Hüseyinin ziyaretine gelmişler; Ehl-i Beyte karşı olan saygı ve sevgilerini bildirmişlerdi.
Daha önce, gizlice Mekkeye gelen Abdullah ibni Zübeyr de, imamı ziyarete gelmiş ve onun meclisinden ayrılmamaya başlamıştı. Fakar Emevilerle bunların taraftarları, imam Hüseyinin Mekkeye gelmesine birtakım anlamlar vermişler: imam Hüseyin, kendisine taraftar kazanmak için buraya geldi. burada hilafet ilan edecek…. gibi, dedikodular çıkarmaya başlamışlardı ve bu haberi, derhal Yezide bildirmişlerdi.
Mekke valisi Yahya bin Hekim de, Yezide bir mektup yazmış. İmam Hüseyinin geldiğini ve Mekkede çıkan şayanları teyit etmişti.
Yezid, bu mektubu aldığı zaman, telaşa düşmüştü. Şam sarayında derhal bir meclis toplamış; bu hususta müzakereye başlamıştı. Fakat, bu müzakere kolayca sonuçlanmamıştı. Fikirlerde ve oylarda bir ihtilaf baş göstermişti.
Bazıları: Hüseyin, Mekkelilerle birleşmiştir. Şimdi ona karşı yapılacak muamele, doğrudan doğruya Mekkelileri üzeçektir. Gereksiz yere, Mekkelilerle bir kıtale girişmek ise, doğru değildir… diyorlardı.
Bazıları da: Mekkeye dirayetli ve azimkar bir vali gönderelim. Az bir zamanda Mekkelileri Hüseyinden ayırarak kendi tarafımıza çekelim. Ondan sonra da, Hüseyini ortadan kaldırmak için ne gerekirse, onu düşünelim… diyerek, Muaviyenin sistem ve siyasetini takip etmek istiyorlardı.
Şam saraylarında bunlar konuşulurken, Kufede de bazı önemli olaylar oluyordu.