"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Yeni İhtiraslar

Cudeyi suçlamak kimsenin aklına gelmemişti. Hatta, onun birdenbire ortadan kayboluvermesi, o üzüntü buhranları arasında dikkati bile çekmemişti.
Çünkü, ondan daha önemli birtakım olaylar belirmiş, yine fesat ve ihtiras (aşırı, güçlü istek) eserleri baş göstermişti.
İmam Hüseyin ile (Ehl-i Beyt) taraftarları, Mazlun şehitin cesedini, büyükbabası, Muhammedin kabri civarına defnetmek istemişlerdi. Fakat Ayşe, bir katıra binerek, taraftarlarından bir toplulukla gelmiş, cenaze olayının önüne geçmişti.
Medine eşrafından bazıları ileri atılmışlar: Ya Ayşe!… maksadın nedir?… diye sormuşlardı. Ayşe sert cevap vermiş: Ravzai Mutahhara civarına kimseyi defnettirmem… demişti.
O zaman, Ehl-i Beyti sevenler arasında şöyle bir feryat yükselmişti: Oraya gömülecek olan mübarek ceset, yabancı değildir. Resulü Ekremin iki gözünden biridir…. Ya Ayşe!… bir vakitler, deveye bindin. Aliye muhalefet ederek İslamın arasına arabozuculuk saldın, binlerce İslam kanının dökülmesine sebebiyet verdin. Şimdi de katıra binmişsin, suçsuz bir şehidin cenazesi önüne geçersin…. Şu tabutta bulunan kimdir? Senin, bizim, hepimizin kıblegahı olan Resulü Ekremin torunu değil midir? Onu, ceddi pakinin yanına gömülmekten ne hakla menedersin? Ayşe, bu sözlere önem vermemiş; muhalefete ısrar göstermişti.
Ehl-i Beyt taraftarları, Ayşenin sözünü dinlemeyerek cenazeyi gömmek istemişlerdi. Kılıçlar parlamış, oklar vızıldamıştı. Her taraftan feryadlar yükselmeye başlamıştı. Birçok ok, tabuta rastlayarak imam Hasanın ruhsuz cesedine saplanmıştı.
Durum korkunç bir hal almıştı. Görünüşe göre bu hal kanlı bir çarpışma şekli alacak; Medine sokakları kana boyanacaktı.
İşte o zaman, imam Hüseyin ortaya atılmıştı. İmam Hasanın oklar saplanmış olan cesedine sarılarak onu yukarı kaldırmış: «Ey, Allahtan korkmaz, Resulünden utanmazlar!… Şu hale bakın… Artık dünyadan elini çekmiş olan seçsuz bir şehidin cesedine ok atmak, hangi dinde, hangi şeriatta vardır? Bir taraftan«Peygamberin Ravzai pakine kimseyi gömdürmeyiz» diye, güya ona saygı göstermek istersiniz, öte yandan da o Resulün gözbebeğinin cansız cesedini oklarla lime lime edersiniz.
«Kalplerinizde Ehl-i Beyte karşı beslediğiniz bu düşmanlık ateşleri sömiyecek mi?… İslam arasına sokmak istediğiniz arabozuculuk hırsları dinmiyecek mi? Ben, bizim yüzümüzden bir damla bile müslüman kanının dökülmesine razı değilim. Şehit kardeşimin masum Naşini, alır, götürür, amcamın mezarının yanına gömerim…. Ehl-i Beyte sevgisi olanlar, kavgayı bıraksın, arkamdan gelsin….» diye bağırmıştı ve bu suretle Medine halkının sükun ve huzurunu tehdit eden kanlı bir öldürüşmenin önü alınmıştı.