İmam Hasanın kız kardeşi Zeynepin kalbine birdenbire bir şüphe girmişti: Ya Hasan! Hastalığının hali bana endişe veriyor. Düşmanlarının sana kastetmelerinden korkuyorum. Bundan sonra kimsenin elinden bir şey alıp yeme. Hatta, benim elimden bile… demişti.
Zeynepin bu sözleri, imam Hasanın kalbine, böyle bir kaste cesaret edebileceğini, aklından geçirmemişti. Böyle olmakla beraber. Onları tecrübeden geçirmeye karar vermişti.
O gün Cude, imam Hasanı yoklamaya gelmişti ve gene gümüş bir tas içinde bal şerbeti getirmişti.
İmam Hasan, şerbeti Cudenin elinden almış, dikkatle içine bakmış ve sonra: Sevgilim! Benim için her gün zahmetlere giriyorsun…. Bugün, bu şerbeti seninle bölüşmek istiyorum. Müminin artığı mümine şifadır, derler. Şunun yarısını sen iç, artanını da bana ver… diyerek, tası Cudeye uzatmıştı.
Cude, kısa bir tereddüt geçirdikten sonra tası almış, dudaklarına doğru kaldırmıştı. Ama, o anda tas elinden kaymış, yere yuvarlanmıştı. Cude, üzüntülü bir tavır alarak: Ah… Ne beceriksizlik ettim… diye bağırmıştı.
İmam Hasnın kalbindeki şüphe kuvvetlenmişti. Cudenin kendisine ihanet ettiğine artık şüphe kalmamıştı. Ama, Cudeye hiç bir şey hissettirmemek için: Üzülme… demek, o bal şerbetini içmek, ne sana, ne de bana kısmet değilmiş…. diye karşılık vermişti.
İmam Hasanın bu sözleri üzerine Cude, geniş bir nefes almış ve odadan çıkmıştı. Cude, gider gitmez, imam Hasan derhal kız kardeşini çağırmış: Ya Zeynep!.. Bana kastedildiğine şüphe ettiğin için haksız değilmişsin…. demiş, sonra, Cude ile aralarında geçen olayı anlatmıştı….
Zeynep, öyle üzülmüştü ki, hemen Cudenin odasına gidip, onu parçalamak istemişti. Ama, imam Hasan, onu durdurmuş: Elde kesin bir delil olmadıkça Cudeyi suçlamaktanne çıkar? Sabredelim; bakleyelim. Her halde bana tekrar zehirli bir şey getirecektir. O zaman kendisini yakalar ve icabına bakarız…. diye, Zeynepin heyecanını yatıştırmıştı.
Zeynep, artık ihtiyatlı harekete kara vermişti. Günlerden beri yavaş yavaş verilen zehrin etkisiyle hasta olan kardeşinin eşine emniyet etmeyerek yatağını imam Hasanın odasına getirmişti ve imam Hasanın su içtiği testinin ağzına da bir tülbent bağlayarak o tülbendin ucunu balmumu ile yapıştırmış ve imam Hasnın mühriyle mühürlenmişti.