Medinenin kenar mahlelerinden birinde, sazlardan yapılmış küçük bir kulübe içinde oturan Ensvane adında geçkin bir kadın vardı.
Bı kadın, gençliğinde birtakım adamlarla bin bir macera hayatı yaşamış ve yaşlandığı için, bu gibilerin iltifatından yoksun kalmıştı.
Sefil bir hale gelen ve günlerce midesinin ıstırabıyla inleyen bu kadın, sonunda birer avuç hurma karşılığında Medine evlerinde seyyar hizmetçiliğe başlamıştı ve yolunu bularak, imam Hasanın evine girmeyi de başarmıştı.
Bir sabah ensvane, henüz uykudan uyanmıştı… O gün de, kimlerin evlerine ne gibi işler göreceğini tasarlarken, kulübenin kapısı önünde bir erkek sesi: Ensvane… ya Ensvane!… diye bağırmıştı. Ensvane, derhalyerinden fırlamış, kapıyı açmış, bedevi kıyafetinde bir adamla karşılaşmıştı. O, önce bu adamı tanıyamamıştı. Çünkü, bu adam, kefiyesinin ucuyle yüzünün alt kısmını kapatmıştı. Onun için: Ya bedevi…. ne istiyorsun?… diye sormuştu.