"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Şii inancına göre

Şeriatı seslendiren Sünni İslam ile Şii İslamın inanç ve ibadet bakımından fazla farklılıkları yoktur. Her ikisi de şeriat kurallarına bağlılıklarıyla aynileşmektedirler. Ancak, Şiiler, Ali ve Ehl-i Beyt sevgisiyle Anadolu Alevilerine yakın görünürler. Ama, inanç ve ibadette birbirlerine pek yakın değillerdir. Tersine, İranda hüküm süren Şiilik, şeriatın katı kuralcılığında acımasızdır. Her ne denli Ali ve Ehl-i Beyt sevicisiyse de Anadolu Alevisi gibi hoşgörüllü değildir. Tıpkı, “Hz.Aliyi sevmek Alevilikse, ben de Aleviyim” demesine karşın, Alevilerin cemevini yıkacak kadar zalimleşen İstanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi…
Hilleyi şerriyeyi iyi bilen kurtlar, şimdi kuzu postuna bürünmeye çalışıyorlar. Anadolu Alevilerini asimile etmek için her türlü yolu deneyenler, şu an İranda hüküm süren Şii katılığını, Türkiyede yumuşatmak istemektedirler. Bu konunun altını çizerek Alevilerin uyanık olmalarını diliyoruz.
Karsın Iğdır Azeri Türklerinden olup Irakın Necef kentindeki Ali üniversitesinden diploma alan ve halen İstanbuldaki imam Ali Camisinde hocalık yapan Şii Ali Bayar, kendisini Alevi sayarak Alevi toplantılarına katılıyor ve dini vaazlarda bulunuyor. Biz de kendisinden bir cenazenin nasıl kaldırılacağı konusunda görüşlerini rica ettik. Mustafa Çelik dostumuzun aracılığıyla 20 Kasım 1994 günü Şahkulu Sultan Dergahında buluşturk. Bizi kırmadılar ve kendi elyazılarıyla aynen şunları söylediler:
“İmam Sadık fıkıhında cenaze hükümleri beş bölüme ayrılır:
1- Ölüm halindeki hükümler,
2- Cenaze gusulü hükümleri,
3- Kefenleme hükümleri,
4- Cenaze namazı hükümleri,
5- Defin etme hükümleri.
Ölüm halindeki hükümler: Can üstünde olan bir kimsenin yüzünü kıbleye çevirmek, üzerinde Kuran okumak Kelimeyi Şahadeti telkin etmek: Lailahe illellah, Muhammeden Resulullah, Aliyyen Veliyullah.
Cenazeyi yıkama hükümleri: Önce cenazeyi tertemiz sabunlu suyla yıkamak lazım. Yıkadıktan sonra üç tane gusül vermek gerekir. Önce sidir denilen maddeyi suya karıştırıp hazırlanır:
A- Sidir gusül veriyorum, kurbeten ilellah, diye niyet edip tası doldurup cenazenin başından boyun kısmının bitimine kadar dökülür. Tekrar tas doldurularak sağ omuzdan sağ ayağın parmaklarının ucuna, bedeninin yarısını kaplayacak şekilde dökülür. Ve tas doldurularak cenazenin sol tarafı da sağ tarafıda olduğu gibi gusül verilir.
B- Kafuru maddesini suya karıştırdıktan sonra yukarıda tarif ettiğimiz üzere “Kufru guslü” veriyorum, “kurbeten ilallah” deyip tertibi şekilde önce baş, sonra sağ taraf, daha sonra sol tarafa gusül verilir.
C- Halis suyla, yani hiç bir şeyle karıştırılmadan halis suyla bu cenazeye tertibi gusül yapıyorum. “kurbeten ilalah” diye niyet ettikten sonra tarif edildiği üzere gusül yapılır.
Kefenleme hükümleri: Kefen üç parçadan oluşur.
a- Dizlerini kapayacak şekilde boğazdan geçirilen gömlek,
b- Belden bağlanan ayak topuklarına kadar inecek peştemal,
c- Bütün bedeni örtecek, ayak ve baş taraftan bağlanabilecek şekilde büyük gömlek.,
Kefenlemede şu hususlara dikkat edilmelidir:
a- Defin ederken kefen necis (pis) olmamalıdır. Diğer kefene kan ve benzeri şeyler değmişse temizlemek veya mümkünse kefeni değiştirmek lazımdır.
b- Cenazenin ağız ve makat kısmını pamuk konulmalıdır.
c- Cenaze otopsi olmuş veya kaza geçirmişse, ılık suyla yıkanmalı ve gusül edilmelidir.
d- Herhangi bir kaza sebebiyle beden parçalanmışsa, yıkanılacak gibi değilse, gusül yerine teyemüm yapılmalıdır.
Teyemmül nasıl yapılır?
Önce, bu cenazeye gusül yerine teyemmüm (Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak ile abdest alma) yapıyorum, diye niyet edilmelidir. Cenazeye gusül verecek kimse her iki elini temiz toprak üzerine vurduktan sonra cenazenin anlında başlıyarak yüz kısmını, burun ucuna kadar mesetmelidir. Sonra sağ eliyle cenazenin sağ elini, sol eliyle de cenazenin sol elini bilek kemiğinden başlıyarak elin bütün üstünü mes etmelidir.
Gusül kısmında bahsettiğimiz her üç gusül yerine birer tane teyammüm etmelidir. Yani üç tane teyammüm adilmesi lazım.
Cenaze namazı: Cenaze tabuta konulduktan sonra namaz kılınacak yere baş kısmı, namaz kıldıracak kimsenin sağ omuzuna gelecek şekilde bir karıştan fazla, yerden yüksek olmayacak şekilde bir şeyin üzerine konulmalıdır. Cenaze namazı, beş tekbirle kılınmalıdır. Hoca ve cemaat, kıbleye yönelerek bu meftaya cenaze namazı kılıyorum. Kurbetten ilellah, diye niyet edip tekbir aldıktan sonra şöyle okunmalıdır:
Birinci tekbirden sonra:
Eşhedü enlailahe ilellah vehdehü laşeriyetelehü ve eşhedü enne Muhammeden Abdühü ve Resuluhü ve eşhedü enne Aliyyen ehede aşere evladehül masumiyne hacecüllah.
İkinci tekbir:
Ellahümme selli ela Muhammedin ve Ali Muhammed ve barik ela Muhammedin ve Ali Muhammed ke, efzeli ma salleyete ve berakte ve terehhemte ela İbrahim ve Ali İbrahim inneke hamidün mecid ve selli ela cemiyül enbiyai vel Mürselin veşşühedai vessalihin.
Üçüncü tekbir:
Ellahümmeğfir lilmüminiyne vel miminat vel müslimiyne vel müslümat. El ehyaü minhüm vel emvat tabii beynana ve beynehüm bil hayrat inneke mücibüddevat inneke ela külli şeyin kadir.
Dördüncü tekbir:
Ellahümme inne haza abdüke vebnu abdike vebnu emetike nezele bike ve ente hayrü münzilün bihi ellehümme inna la malemü minha illa hayran ve ente alemü bihi minna ellahümme in kane mehsinen fezid fiy ihsanihi ve in kane müsiy en fetecavez en seyyiatihi mağfir lehü inneke ela kulli şeyin kadir.
Bu fasıl, beşinci tekbir söylenerek bitirilir.
Eğer mevta kadınsa, üçüncü tekbirden sonra şu dua okunur:
Ellahümme inna hazihi emetüke vebnetü ebdie vebnetü emetike nezalet bike ve ente hüyrü münzilin bihe ellahümme inna lanalemü minha illa hayren ve ente ealemü biha minna ellahümme in kanet mehsineten fizid fiy insanihe ve in kanet müsiyeten fe tecavez en seyyiatiha meğfir liha birahmetike ya erhemerahimin.
Ali Bayar hocaya müdahale ediyoruz: Anadolu Alevisi, kendi diliyle ibadetini yapar, gülbengini söyler, duasını okur. Bunları anlıyacağımız dile çeviriniz, dinliyenler ne söylediğinizi bilsinler.
Şiiler “Biz de varız” diyorlar
Genç Ali Bayar hoca ile daha sonra görüşüyoruz. Türkiyede yaşayan Şiilerin, Sünnilerden farklı olduğunu söyliyen Ali Bayar, Alevi örgütlenmelerinde kendilerinin gözardı edilmelerine tepki veriyor ve “Biz de, Emevi anlayışlı Sünni İslama karşız” diyor, devam ediyor: “Bizim İslamlığımız, Ali İslamlığıdır; Ehl-i Beyt ve Oniki imam İslamlığıdır. Biz, Türkiyede kabul görmeyen imam Cafer mezhebine mensubuz. Anadoluda yaşayan Aleviler de Caferidir. İbadet biçimlerimiz değişik olsa da, Aliyi baş imam ve halife saydığımız için hepimiz Aleviyiz ve Caferiyiz.
Biz, mensubu olduğumuz mezhebimizin gereklerini yerine getiriyoruz. Kendi camilerimizi yapıyoruz; inancımızın temelini oluşturan Kurana bağlı kalarak namazımızı kılıyoruz. Bununla beraber “Türkiyedeki camileşme, Sünni Hanefi inancına göre yapılır” dayatmasıyla karşılaşıyoruz ve resmi makamlarca kabul görmüyoruz. Ama direniyoruz. Cami ve mescitlerimizi açıyoruz. Kendi canezelerimizi kendi inancımıza göre definediyoruz. Bir çok Alevi toplantılarına katılıyorum; görüyorum ki, çok değişik ve dağınık uygulamalar var. Bunları toparlamak ve Caferi mezhebine göre yönlendirmek gerek.
Biz, imam Alinin koyduğu ve Oniki imamların uyduğu kurallara uyuyoruz. Gerçek Ali yolu, Onun koyduğu kurallara uymaktır. Onun gibi namaz kılmak, Onun gibi İslam olmaktır… biz, Alisiz Muhammedi, Muhammedsiz Aliyi düşünmüyoruz. İki bedende bir can olan Muhammed-Ali, İslamın temelini oluşturmaktadır. Biz, Ebubekirci, Ömerci değiliz. Muaviye ile Yezide en çok lanet okuyanız. Esas islam biziz, Kuran bizim, namaz bizim, oruç bizimdir.
Biz peygamberi hak bilmezsek, Kuranı öğrenemezsek, namazı kılmazsak, dinsiz imansız oluruz. Karşı tarafın suçlamalarından kurtulamayız. Biz, İslamla dinliyiz, biz peygamber ve Kuranla imanlıyız… Diyor ki Muhammed, “Size iki değerli varlık bırakıyorum, birisi Kuranı Kerim diğeri Ehl-i Beytimdir. Bunlara sıkısıkıya sarılan cennete bana ulaşır.” Kuran, bize peygamberimizden miras kalmıştır. Biz, Kurana da, Ehl-i Beyte de sıkısıkıya bağlıyızdır. İnancımız odur ki, yanlışta olanlar, birgün mutlaka bu gerçeği görecek ve bize katılacaklardır.”
Ali Bayar hocanın inancına saygı duyuyoruz. Ançak Şii inancıyla camili ibadet ederlerken, lütfen kendilerini Anadolu Alevileri gibi göstermesinler. Ve “Bir gün Aleviler de bize katılacakladır” mantığıyla hareket etmesinler….
Eğer Anadolu Alevisini, ille de camiye çekmek istiyorlarsa, Anadolu Alevisi, o camiye Dedesiyle, Piriyle, Mürşidiyle gelir, postunu serer, oturur. Hak Muhammed Ali meydanında bağlamasıyla, deyişiyle Semah döner, gülbeng çeker. Kendi anadiliyle dua okur, 12 hizmet ile ibadetini yapar.
Kendileri, böyle bir ibadeti camide düşünebilirler mi acaba ????????
Biz Anadolu Alevileri olarak bu anlamda camide ibadet yapmayı yadırgamıyoruz.