"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Seyyid Nesiminin hayatı

Hakkın Kamil-i Insan‘da zuhur ettiğini, yani Enel Hakk düşüncesini savunan ve sırrını açığa vuran Seyyid Nesimi, kardeşi Şah Hasan tarafından uyarılmasına rağmen, bu fikrini canı pahasına savunmuştur.
Seyyid Nesimi, Hakkın Kamil-i Insan‘da zuhur ettiğini, insanın dünya üzerinde varolmasındaki maksat da, bu sırra nail olup özünü tanıyarak, ham ervahlıktan kemalete ermenin tek yolu bundan ibaret olduğunu daha fazla gizlemiyeceğini söylemiștir.
Bu gerçeği, yazmıș olduğu șiirleriyle özünden habersiz cahil insanları uyarmaya çalışmıștır. Ne yazık ki, „öz“ünden haberdar olmayan değersiz, aşağılık, bilgisiz mahlukatlar; Nesiminin açığa vurmuș olduğu gerçeğin manasına varamayıp „Hakka şirk“ olarak yorumlayıp Nesimiyi, Allahlık davasında bulunan Firavunla eşit görüp 1404 yılında Halebde ölüme mahküm edilerek, diri diri sırtının derisi yüzülüp sokaklarda halka teşhir ettirilerek katledilmiștir.
Seyyid Nesimi, yașadıklarını șu șiiri ile dile getirmiștir.
Canım erenlere kurban,
Serim meydanda meydanda.
Ikrarım ezelden kadim,
Canım meydanda meydanda.
Yanarım yoktur dumanım,
Gönlümde yoktur gümanım,
Al malım bağışla canım,
Varım meydanda meydanda.
Kellem koltuğuma aldım,
Kan ettim kapına geldim,
Ettiğime pişman oldum,
Darım meydanda meydanda.
Münkir rakipten kaçın,
Müminim hulle don biçin,
Ben bülbülüm bir gül için,
Zarım meydanda meydanda.
Gerçek olan olur gani,
Gani olan olur veli,
Nesimiyim yüzün beni,
Derim meydanda meydanda.
Seyyid Nesimi
Bu șiirinde de anlaşıldığı gibi, Hakk dostlarının söylediği uyarıcı sözler, islam dinini kendi nefsleri doğrultusunda kullanan art niyetli, ikiyüzlü, inkarcı, müşrik din yobazları tarafından kasıtlı olarak insanları yanıltmak için yanlış manalara yorumlanarak Hakk dostlarını, susturmak amacını gütmüşlerdir.
Hakk düşmanları, Hakk dostlarını katletmeleriyle yetinmemişlerdir; Eserleri ve isimleri bilinçlerden silme gayretinde bulunup insandışı bütün yolları denemişlerdir. Bu gayretleri Hakk dostlarının, eserlerini, kişiliklerine ait bilgileri kağıt üzerinde silmişler fakat Hakk dostlarının gönül defterlerinden silememişlerdir. Tarih bize göstermiştir ki Hakk dostları yaşadıkça, gerçek Hakk dostları gönüllerde yaşamaya devam edeceklerdir.
Ali evvel, Ali ahir
Ali batın, Ali zahir
Alidir her işe kadir
Alidir yar ile mihman
Ali vahid, Ali ahed
Ali dindir, Ali iman
Seyyid Nesimi
Nesiminin bu dizelerinde anlaşılıyor ki, „Ilim Şehri“ne giden yolun yolcusu olup ilim şehrinin kapısı olan Şahı Merdan Alinin katarına katılıp, Onun yolunda şehitlik mertebesine yükselerek erenlerin yolunda =iz= bırakmıştır.
Gerçek ismi Imadeddin Nesimidir. Rivayete göre; Seyyid Nesimi, Bağdat civarında Nasim adlı nahiyede dünyaya geldiği için Nesimi mahlasını almıştır. Kimi rivayetlere göre ise, „Nesimi“ mahlasını Anadoluda yazdıkları şiirlerinde kullanmıştır.
Anadolu Alevileri arasında; „Hakkın, Kamil-i Insan‘da zuhur ettiğini“ canı pahasına savunan ve Seyyid Nesimi, bu yolda diri diri derisini yüzdürüp Hakk yolunda canını cananına kurban verip bedel ödeyen ulu bir zattır. Alevi inancında, Seyyid Nesimi darıda yerini almıştır. Darın manası: Aklama, yargılama meydanı demektir.
Diğer „Ulu Ozanlar“da olduğu gibi, Seyyid Nesiminin hayatı hakkında da kesin bilgiler bulunmamakla birlikte doğum tarihinin 1339-1344 yılları arasında olduğu, idamının da 1417 veya 1418 yılında olduğu tahmin edilmektedir.
Ululuk mertebesinine ulaşan Seyyid Nesimi, bıraktığı izden ders ve ibret alan Muhammed Ali Yoluna gönül veren yol erenleri, yol erkanını sürüp günümüze kadar getirmişlerdir. Bundan sonra da bu sorumluluk ve bedel ödeme, gelecek kuşaklara düşmektedir.