Batıni anlamda insan, özünde bütün alemleri toplamış bir küçük kainattır. Yaratıcı, kemalini, insanı yaratışta bulmuştur.
Tanrı insanda, ancak kemalin en yüksek noktasına eriştiği zaman görünüşe dönüşebilir.. Yani Kamil-i Insan, erdemliğe ulaştığı zaman, “Onunla” beraber olabilir. Kamil-i Insannın hedefi Allahın ilmine, hakikatine, sırrına ulaşmak ve Onunla dost olmaktır.
Hünkar Hace Bektaş-ı Veli, konuyu şöyle özetlemiştir: „Kul Tanrıya Kırk Makamda erer, ulaşır, dost olur“ demiştir. Ulaşmak ve Dost olmak manası: Kendi benliğinden siyrilip Allahın benliğinde erimek ve Onunla beraber olamaktır. Allah ile beraber olmak, Allahtır anlamına gelmez ve öyle de algılanmamalıdır.
Işte batıni anlamda Şahı Merdan Ali, bu erdemliğe kavuşup Allah ile bir olmuştur. Çünkü ikilik birlenince, bir olunca da herşey ayan ve beyan olur. Dolayısıyla ayrı, gayrı yok demektir. Diğer bir deyimle ikiliğin birlenmesi, Şahı Merdan Ali ile Allah arasında gerçekleşmiştir. Bu nokta da DİKKAT edilmesi gerek Şahı Merdan Ali, Allahın kendisi değildir; ‚Ona erişmiş, bir olmuş ve bir nesne halini almıştır.
Hz.Muhammed Mustafa: “Ey Ali, anandan doğduğunu görmeseydim sana Allah diyecektim, sana ulaştım ama sırrına varamadım“ der.
Şahı Merdan Ali, Allahın zahiride tecelli etmesi ve Mükkemel insan „Kamil Insan“ sıfatıdır. Yani Kamiliğin, erdemliğin, olgunluğun bütün sıfatlarını kendinde taşıdığı için ve Sırr-ı Hakikat kapısına ulaşıp Hakk ile Hakk olduğu için Şahı Merdan Ali, Allah ile bir görülmüştür fakat Allahın kendisidir anlamına gelmez.
Tam bir netliğe ulaşa bilmek için, bir örnekte Seyyid Nesimiden verelim:
Ey talip gözünü aç da gör her baş olanın (server) kaynağı Şahı Merdan Alidir. Muhammed Mustafa sevgi ile deniz, Şahı Merdan Ali ise gevher değerindedir. Muhammed Mustafa bilime kaynak, Şahı Merdan Ali bu kaynaktan konuşan ve onu açıklayandır. Çünkü ona her sır ayan olur. O aynı zamanda Kanberin efendisidir. Şahı Merdan Ali cümlenin canı, Muhammed Mustafa ise Şahı Merdan Alinin özkaynağıdır. Muhammed Mustafanın sevgili dostu Şahı Merdan Ali şanı bir gerçekliktir. Eğlenceye dönük binlerce çeşit hareketler Şahı Merdan Alinin buyruğu ile olur. Yazlar ve kışlar ondan gelir: o cisimlere can verir. Bilgisiz yabanlar Şahı Merdan Alinin, Muhammed Mustafanın kim olduğunu ne bilsinler? Muhammed Mustafa dinin başı, kurucusu; Şahı Merdan Ali ise cümleye rehber, yolgösterendir.
Yine bir örnek Pir Sultan Abdaldan verelim:
Pir Sultanım, bu dünyaya dolu geldim dolu benim.
Bilmeyenler bilsin beni, Ben Aliyim Ali benim
Resmi islam tarihinde 661 yılında Hakka yürüyen Şahı Merdan Alinin, 15inci yüzyılda nasıl oluyor da Pir Sultan Abdal tarafından “Ben Aliyim Ali benim” denilerek ölmediği vurgulanıyordu.
Bunun manası: Evliyalar ölmez, beden (don) değişir demektedir. Şahı Merdan Ali bütün evliyaların rehberidir. Gelen her evliya Şahı Merdan Alinin bir sıfatını taşımaktadır. Gelen Pir Sultan Abdal bedenidir (donudur) fakat ruh, sıfat, nefes ise, Şahı Merdan Alinin nefesidir.
Yine Hallacı Mansur, Enel Hak dediği zaman Hakktan gayrı değilim, Ben Hakktan ibaretim demektedir. Hakkın varlığının onda yüz bulmasıdır.