"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Ulu Evliya Şahı Merdan Ali

Eşiğine yüz sürmek, kapısına kul olmak dileği ile feryad ve figan ediyor, yalvarıyor, yakarıyor, ona yakın olmanın hayali ve umudu ile çırpınıyor. Onu anıyor, onu okuyor, deyişlerinde, semahlarında, ayinlerinde ve muhabbetlerinde derin bir çoşku ile yad ediyor. Bunun nedenlerine bakınca karşımıza pek çok olağanüstü özeliklerle donanmış bir deha ve ulu evliya çıkıyor karşımıza. Şahı Merdan Ali, hem din adamı ve hem de büyük bir din alimidir.
O, hem olağanüstü bir bilgi ile donanmış bir filozof,
O, hem birikimini toplumu ile paylaşan bir bilge.
O, hem arı, hem de arıtıcı.
O, hem bir asker hem de bir komutan.
O, hem zengin hem de yoksul.
O, hem devletin başındaki halife hem de bir işçi veya köylü.
O, hem toplumsal hem de siyasal bir önder.
O, hem hatip hem de bilgisine ve kalemine erişilmez bir yazar.
O, hem zahiri hem de batini bir sır.
O, hem başta hem sonda.
O, hem insan hem de nur.
O, hem yaratanın nuruna ulaşmış bir yaratıcı hem de yaratılmış fakir bir kul.
O, hem gözlerin hem de kalplerin görmeye çabaladıkları deha.
O, hakkında yüzyıllardır “Sırrı hakikatine ermedik” denilen Veliyullah. Tarihler boyunca pek çok ünlü yazarlar, ünlü araştırmacılar derler ki: “Eğer denizler mürekkep, bütün ağaçlar kalem olsa, Adem oğulları yazıcı olsalar, Cin tayfası da hesap tutsalar; Ya Ali, senin faziletlerini tamalayamazlar.