Alisin, Velisin hemde Hızır nebisin; Gönülden çağrılınca, heryerde hazır ve nazırsın, nefs için çağıranı ancak sen bilirsin ya Bozatlı Hızır! Medet, mürvet…
Bozatlı Hızır, günümüzde oldukça geniş bir çoğrafyada dara düşenlerin, “yetiş imdadımıza ya Hızır” diyerek çağırdıkları ortak bir ismidir. Ölümsüz olduğu da bilinir.
Bozatlı Hızır; Alevilere göre kimi zaman bir melek, kimi zaman kurtarıcı ve bir yardımcıdır. Aleviler, misafiri Hızırla, Hızırı da Şahı Merdan Aliyle bir tutmuşlardır. Bozatlı Hızır, Şahı Merdan Alidir. Ya da Şahı Merdan Alinin, insanlara anında yardımcı olması için gönderdiği yanıbaşımızdaki temsilçisidir.
Yürü Sultan Hızır car günün geldi,
Yetiş Merdan Ali car sende kaldı.
Kul Ahmet
Haksızlığa uğrayanlar, haksızlık yapanlara “Hızır cezanı versin” söylemleriyle Bozatlı Hızıra sığındıklarını görüyoruz. Dolayısıyla Bozatlı Hızır, Denizde ve karada yetiş carımıza diyenlerin canrına kavuşandır, aynı zamanda bereketin de simgesidir.
Bozatlı Hızıra verilen değeri, Fakir Edna şu sözlerle dile getirmiştir…
Çok günah işledim senin katında,
Eriş Şahı Merdan sen imdat eyle.
Kul daralmayınca Hızır yetişmez,
Yetiş Hızır Nebi sen imdat eyle.
Zor durumda kalanların yardımına koşan, kalbi temiz, iyiliksever insanlara daima yardım edendir. Uğradığı yerlere, bolluk ve bereket dağıtıp insanların dileklerini yerine getirendir. Dertlilerin derdine derman, hastalara şifa verendir.
Muhammed Alinin ilmi aşkına,
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır.
Yardım eyle düşkün ile şaşkına,
Yetiş carımıza Hızır ya Hızır.
Cafer Tan
Bozatlı Hızır, Aleviler arasında çok özel bir yere sahiptir. Çünkü o, fakirin yanında zalimin karşısındadır. Darda kalanların yanındadır. Ak sakallı, bembeyaz elbiseleriyle bozatına binip diyar diyar dolaşarak insanları koruyan, kollayan, kurtaran ve hoşgörü ile sevgiyi harmanlayan Pirdir. Bilge, ulu, evliya ve derviş gibi bir değil birden fazla kişiliğiyle insanlara doğru yolu gösteren manevi güçtür.
Hem Musaya rehber oldun görüştün,
Içtin Ab-ı Hayat devre eriştin,
Kırklar ile çokça sırra karıştın,
Dertlinin derdine yetiş ya Hızır.
Umut Gürses
Alevi inancına göre Hızırın bastığı yerler bereketlenir, yeşillenir, dallanır, bol masül verir, bolluk ve bereket getirir yani Hızır bolluk ve bereketin simgesidir. Dolayısıyla Alaeviler yoksullukta, kıtlıkta, hastalıkda, dara düştüklerinde Hızırı yardıma çağırıp, dertlerine derman olması için yalvarıp yakarmışlardır.
Anadoluda oluşan Hızır Kültünün kaynağı Hızır (Hıdır) Peygambere dayanır. Hızır Arapça Al-Hazır, Al-Hızır yani yeşillik anlamında bir sıfat olmakla beraber; Bir Peygamber, bir Nebi, bir Veli yada bir ulu kişi olarak anılır. Genelikle ismi Ilyas Peygamberle baraber söylenir. Buda Hızır-Ilyas zamanla “Hızır-Ellez” şeklinde inancımızda yerini almıştır.
Çok günah işledim senin katında,
Eriş Şah-ı Merdan sen imdat eyle.
Kul daralmayınca Hızır yetişmez,
Yetiş Hızır Nebi sen imdat eyle.
Fakir Enda
Bozatlı Hızır sıfatları…
Takdir edilir ki, “Hızır” adı, somuttan soyuta geçildiğinde; Koruyucu, kurtarıcı, yaratacı, yardımcı kimliği nedeniyle yarı insan, yarı melek, yarı Peygamber simgesi olarak karşımıza çıkabiliyor. Bozatlı Hızır, toplumsal yaşamda adalet ve güvencenin de sembolü olmuştur.
Anda gel deyince anda gelirsin,
Derde düşenlere derman edersin,
Medet ya Allah HU diye söylersin,
Ya Hızır, ya Hızır bize düş oldun.
Umut Gürses
Boztalı Hızır, Anadolu insanı için her zaman; Doğru, çalışkan, her yerde hazır ve nazır, adaletli, yardımsever, dar günde imdad da anında yetişen, bilge, ulu, evliya veya bir Pirdir. Öte yandan Bozatlı Hızırın yaşadığı dönemle ilgili olarak çeşitli düşünceler bulunmaktadır. Ancak, Bozatlı Hızırın, Ibrahim döneminde yaşadığı, Babilden göç ettiği tezleri ile birlikte, Süleyman Peygamber dönemimde de yaşadığını iddia edenler bulunmaktadır. Ancak, üzerinde ciddiyetle durulan iddialardan biri de Hızırın, Musadan çok önce, Iran hükümdarı Efridün döneminde yaşadığı ve Zül-Karneynin öncü kuvvetlerini yönettiğidir. Bir başka iddia ise, Bozatlı Hızırın, Musa döneminde yaşadığını anlatan bir görüşmedir.