"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Yol, cümleden uludur!

Yol önderlerimiz, “Gönül kalsın, yol kalmasın” demişlerdir. Yol yaşamdır, yaşamın gerekleridir; Doğmak, büyümek, yaşamak, sevmek, sevilmek, paylaşmak, mazlumdan yana zalime karşı olmak ve tekrardan öze yani Hakka dönmek(ölmek) dir. Dolayısıyla “yol” kalırsa yaşam durur, “gönül“ kalırsa gönül almak, onarmak bir yerde mümkündür.
Alevilik, Muhammed Mustafa ve Şahı Merdan Alinin kurduğu, onların soyundan gelen On Iki Imam‘ların yürüttüğü inanç sisteminin yoludur. Burada bir parantez açmak gerekirse; Bazı bilgi fukaraları Aleviliğe, “mezhep” demektedirler. Yedi ulu ozanlardan Nesimi;
Sorma be birader mezhebimizi.
Biz mezhep bilmeyiz, yolumuz vardır.
Çağırma meclisi riyaya bizi.
Biz şerbet içmeyiz dolumuz vardır.
demektedir.
Yol: varlığın, varoluşun nedenlerini düşünmek, bilmeyene, sır olana cevap olmaktır.
Alevilik, Muhammed Mustafa‘nın teblig ettiği din olan islamın özüdür. Neden mi öz; çünkü Allaha, Onun peygamberine, Veliullahı Şahı Merdan Aliye, büyük bağlılıkla son derece inanç ve itikatle, Muhammed Mustafanın bıraktığı iki kutsal emanete Kuran ve Ehli Beytine, sadık kalındığı içindir. Dolayısıyla Aleviliğin, edebiyatı ve felsefesi olan islamiyetin ruhu; Özde yapılmak istenen değişikliklere evet demedikleri için, doğruları esas alıp, yanlışları kabul etmedikleri için, mazlumla bir olup, zalime karşı koydukları için, haklıyla beraber olup haksıza karşı koydukları için, Hakkın kelamına gönülden bağlı olup ve sadık kaldıkları için islamın özüdür.
Alevilik, sadece Şahı Merdan Ali taraftarlığı veya Ehli Beyt sevgisi değildir. Alevilik; Taraftarlık ve sevgi üzerine inşa edilmiş inanç ve ibadet pratikleri olan, kendine özgü yaşama tarzını geliştiren ilkeli bir inanç yoludur. Yol, dinin özüdür. Yolun temel esası Allahı bir, Muhammedi resul, Kuranı Allahın kitabı ve Şahı Merdan Aliyi ise, Veliullah kabul etmektir. Kuran, manevi ahlakın dünyevi anayasasıdır.
Alevi inancının temel ahlak kuralı, Dört Kapı Kırk Makam şeklinde ilkeleşen ve insanı, „Insan-ı kamil(olgun insan)“ olmaya götüren ilkelerdir. Bu ilkeler, aşama aşamadır. Hünkar Hace Bektaş-ı Veli, bu ilkeleri şöyle özetlemiştir: „Kul; Tanrıya kırk makamda erer, ulaşır, dost olur.“ Bu makamların onu şeriat içinde, onu tarikat içinde, onu marifet içinde ve onu da hakikat içindedir.
Arif olmak kişinin kendi özünü tanımasıdır, bilmesidir, Zahiri(dünyevi) manada ve batıni(bilinmeyen alem) anlamda kendini bilmek biribirinden farklıdır. Batıni anlemde kendini bilmek Hakkı bilmektir, her türlü nefsten arınıp paklanmaktır. Batın aleminde gönül Hakkın mekanıdır, mekan beşeri aşk ile değil ilahi aşk ile dolmuştur, öylesine dolmuşturki Hakktan gayrı başka bir zerreye yer yoktur. Bu yüzdendir ki, Hakk aşkı ve muhabbetiyle dolu olan gönül Alevi inancında beytullahtır, kabedir.
Yol önderlerimiz; “Otur edebinle, kalk izzetinle” demişlerdir. Haddini bilmek, edep sahibi olmak, büyük bir erdemliktir. Iyi huylu, engin gönüllülük, yolumuzun erkan diliyle “turab olmak”, yani olgunluğun ve erdemliğin bir göstergesidir. Iyi ahlak insanı yüceltir, kötü ahlak ise insanı geriletir, hayasızlaştırır çünkü her söz sahibinin aynasıdır. Dolayısıyla günün birinde, özüne geri dönecekdir.
Pir Hünkar Bektaş-ı Veli, “Ara, bul” der. Nedir, aranması gereken?.
Vahdet-i vücut-varlıkların birliğidir. Yani Insan nedir?, yaşam nedir?, doğa nedir, evren nedir?, bu gibi sorulara cevap olmak anlamındadır. Yaşamın gereklerine göre güncellenmek ve yaşamı yeniden üretmekdir. Bundan dolayıdır ki Pir Hünkar, “ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” demiștir.
Erenler sırrına ermek istersen,
Bu sırra ermeye rehber isterler.
Teslim Abdal
Yolun ilim ve irfan bilgileri, hazır bir halde insanlara verilemez. Bilgiye sahip olmak için onu haketmek gerekir. Ister yol önderleri, isterse talip olsun bilgi edinme aşamalarından geçerek Kamil-i Insan mertebesine ulaşabilirler. Bunun mümkün olabilmesi içinde, kendini bir pire, rehbere teslim ederek ve belirli aşamalardan geçerek kazanılabilinen bir durumdur.
Alevilik, Ehli Beyt ve soyunu sevmek (tevella) ve onları sevmeyeni sevmemek (teberra) ilkeleri üzerinde kurularak gelmiştir. Bu nedenle Alevilik doğrudan, iyiden, haklıdan, mazlumdan yana; Yanlışa, kötüye, haksıza ve zalime bir tavrı ifade eder…