"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Sırat-ı Mustakim-Doğru yol

Sırat-ı Müstakim, kelime manası; Doğru yol, doğru istikamet demektir. Inançsal manası ise; Mahşer günü Allahın huzuruna çıkmak için herkesin üzerinden geçmesi gereken, Cehennem üzerinde kurulmuş köprü. Bu köprü, cennet ile cehennemin yani iyilik ve kötülüğün birleştiren köprüdür.
Hz.Muhammed Mustafa, Allah ile görüşmeye giderken üzerinden geçtiği köprüdür. Mirac, semaha yükselmek; Zahiri alemden, batıni aleme geçiş demektir. Batıni alemde, Allah katına yükselerek kendisiyle görüşmektir.
Hz.Muhammed Mustafa, Recep ayının yirmi yedisini, yirmi sekize bağlayan gece, Kudüsten mesciti Aksaya, oradan semaha(göğe) yükselerek Allah ile görüşmesi yolculuğunda Muhammed Mustafaya rehberlik eden Cebrail; Sırat-ı müstakime gelince, „ben buradan ileriye geçemem, geçersem yanarım“ deyince, Muhammed Mustafa; “Öyleyse sen yerinde kal. Ben ezelden bu ilahi aşk yoluna canımı kurban koymuşum. Yanarsam tek başıma yanayım. Canını canından sakınan, canını (mevlasını) nasıl görebilir? mevlamın uğrunda bu can feda olsun.” der ve yoluna devam eder.
Işte bu esnada Muhammed Mustafanın karşısına bir arslan çıkar. Aslan yola yatıp, yolu kesmişti. O an Muhammed Mustafa; “Amcaoğlu Ali burda olsaydı bu arslanın hakkında gelirdi” diye düşünmüştür. Bu sırada nidadan bir ses kendisine gelir; „Hatemini (yüzüğünü) arslana ver,“ Muhammed Mustafa, nidadan gelen sese uyarak hatemini çıkarıp arslanın ağzına verir ve arslan sakinleşerek yolu açar.
Arslan, sonradan anlaşılacağı gibi Şahı Merdan Alidir. Hatem(yüzük) ise, Muhammed Mustafanın mühürüdür. Görüldüğü gibi Muhammed Mustafa, peygamberlik mührünü Allaha görüşmek için gittiği yola yatan arslan kılığındaki Şahı Merdan Aliye vermiştir.
Sırat-ı Mustakim yolunda Şahı Merdan Ali, Muhammed Mustafaya iştirak ederek Allah yolunda yanyana yürümüş ve Allahın huzurunda beraber bulunmuşlardır. Yani ruhen, bu kutsal beraber olmuşlardır.
Özetlersek; Muhammed Mustafaya rehberlik eden melek Cebrail da Muhammed Mustafayı buraya kadar götürmüş, buradan ileriye geçmeye izinli olmadığını ifade ederek, bundan sonrasını Allahın daveti sebebiyle Muhammed Mustafanın yanlızca gideceğini bildirmiştir. Işte bu yüzden bu birliktelik “son sınır, son hudud veya sınırın sonu” diye anlaşılmıştır.