Salatın Türkçe mansı, dua demektir ve Salavat ise, duanın çoğulu anlamına gelmektedir.
Salavat kelimesi, Arapça kökenli olup salat ve selam kelimelerinden türemiştir.
Günlük hayatta Muhammed Mustafaya ve Onun soyundan gelenlere yani Ehli Beytine selam ve saygısını bildirmek için okunan duadır.
Salavatın Arapça yazılışı; Allah ümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala Ali seyyidina Muhammed
Salavatın Türkçesi; Muhammed Mustafa‘ya ve Onun Ehli Beytine, dua ile selam olsun…
Salavatın açıklaması.
Salavatın, birinci bölümü yani “Allah ümme Sali alla seyidine Muhammedin” manası; Hz:muhammed Mustafaya duaile selam olsun demektir.
Salavatın, ikinci bölüm yani “ala Ali seyyidina Muhammed” manası; Muhammed Mustafanın Ev halkına yani Ehli Beytine, dua ile selam olsun demektir. Burada ki “ala Ali”, ev halkı anlamındadır.
Sonuçta salavat yani duanın amacı, Allahı anmak, Muhammed Mustafa ve soyundan gelen Ehli Beytine saygı göstermektir. Çünkü Muhammed Mustafa, Islam dinini insanlara bildirirken bir çok sıkıntı yaşamış ve bu sıkıntılara katlanmış, hatta Mekkeden Medineye göç etmek zorunda bırakılmıştır. Tüm bu sıkıntı ve ithamlara rağmen sabırlı davranarak kendi Peygamberlik görevini yerine getirerek Islam dinini yaymayı başarmıştır.
Dolayısıyla Muhammed Mustafayı anmak ve Onun soyundan gelen Ehli Beytini anmak, bir insani sorumluluktur.
Dua hakkında Azhab Suresi, 56.
„Şüphesiz Peygambere, Allah rahmet eder ve melekleri dua eder. Ey iman edenler! Siz de O‘na hürmet edin ve tam teslim olun“ buyurmaktadır. Mehmet Türk
Dua hakkında Furkan Suresi, 77. Ayet
De ki; „Duanız olmazsa Rabbim, size ne diye değer versin ki? Fakat siz, ey inkarcılar! Size bildirdiklerimi yalan saydınız, artık bu günahtan yakanızı kurtaramıyacaksınız“ buyurmaktadır.
Salavat okumanın veya getirmenin, belli bir zamanı veya kuralı yoktur. Örneğin Muhammed Mustafanın ismi anıldığında veya Ehli Beyti anıldığında Salavat okuna bilinir.