Gönül kırmayı en büyük günah sayan Alevi inancı, çok açık ve nettir;
* Ele Bele Dile sahip olunmasını,
* Şeriat, Tarikat, Marifet, Hakikat kapılarından geçilmesini,
* Aklın özgürleşmesini ve aklın imanla örtüşmesini,
* Ibadeti bir tabu olmaktan çıkarıp, su güzelliğinde, ışık aydınlığında, toprak bereketinde, rüzgar duruluğunda yapılıp, vakitlere, mekanlara hapsedilmemesini,
* Kadınıyla aynı mekanda, Bağlamasıyla Kuranın surelerini yorumlayıp, Yunus Emre, Hace * * * Bektaş-ı Veli gibi filozofların öğütleriyle sohbet edilerek ve
* Güzellikler anlatılarak, islamiyete yeryüzünde en özgürlükçü yorumu getirmiştir.
Eğer bir kişi gönül yıkmışsa o kişinin ibadetlerinin, Allah katında bir değeri olamaz. Çünkü ibadetler Allaha yakın olmayı sağlayan davranışlardır.
Gönül kırma yapması zor…
Gönül denen el kadar et,
Kabeyi yık onu yıkma.
Onda var bin bir marifet,
Küçük olduğuna bakma.
İman onda küfür onda,
Zehire panzehir onda,
Vahdaniyyet zahir onda,
Gönül işte deyip çıkma.
Her gönlün bir sultanı var,
Gerçeği var kaltanı var,
Çektiğini çekmez dağlar,
Sen sen olda gönül yıkma.
Devrişoğlum gönül ehli,
Zorun gönle geçmez dehli,
Ordan akar İman nehri,
Girde arınmadan çıkma.
Zeki Şahbaz
Allah eyvallah diyoruz. Tüm çaba ve gayret, gönüllere mihman olmaktır. Iyilik ve sahiplenmek gerekiyor. Paylaşmak ve yardım elini uzatarak insanlık değerlerine sahip çıkmaktır.
Insan, insan olma manasını gönlünde taşır, maddi varlığıyla değil gönlüyle insan olur. Insan, yeryüzüne Allahın temsilcisi, vekili olarak gönderilmiştir. Görevi gönül yıkmak değil tam tersine gönül yapmak olmalıdır.
Aşk ile, ne mutlu bir gönüle mihman olabilene