Bu yıl Talibül-Hakk diye meşhur olan Abdullah bin Yahya el-Hadrami tarafından Ebu Haraza ile Bele bin Ukbe el-Ezdi el-Harici Mervan bin Muhammede karşı muhalefet konusunda hakemlik yapmak üzere hacca gönderildiler. Hacılar Arafattayken aniden mızraklarının üzerine sancaklar ve siyah sarıldar bağlamış yedi yüz kadar kişi ortaya çıkıverdiler. Hacılar korktular ve niçin böyle yaptıklarını sordular. Mervana ve ailesine karşı olduklarını, onları istemediklerini söylediler. Mekke ve Medinenin o günkü valisi olan Abdülvahid bin Süleyman bin Abdülmelik bunlara haber gönderdi ve sükunete çağırdı. Ancak onlar: “Kendi başımıza ayrı olarak haccetmek istiyoruz.” dediler. Abdülvahid onlarla son hacı kafilesi ayrılıncaya kadar birbirlerine dokunmayacaklarına dair anlaşma yaptı, böylece Arafatta yalnız başlarına kaldılar.
Abdülvahid insanları uzaklaştırdı ve Minada Sultanın evine gitti, Ebu Hamza ise Karnus-Sealibde konakladı. Abdülvahid; Abdullah bin Hasan bin Hasan bin Ali, Muhammed bin Abdullah bin Amr bin Osman, Abdurrahman bin Kasım bin Muhammed bin Ebu Bekr, Ubeydullah bin Ömer bin Hafs bin Asım bin Ömer bin el-Hattab, Rabia bin Ebi Abdurrahman ve diğer bazı kişilerden müteşekkil bir heyeti Ebu Hamza el-Hariciye gönderdi. yanına girdiler, üzerinde kalın pamuklu kumaştan yapılmış bir elbise vardı. Abdullah bin Hasan ve Muhamed bin Abdullah öne ilerlediler. Onlara soylarını sordu, söyleyince memnuniyetsizlik ifadesi göstererek yüzünü öbür tarafa çevirdi. Sonra Abdurrahman bin Kasım ve Ubeydullah bin Ömere soylarını sordu, söyleyince onlara karşı güler yüzlü bir tavır takındı, “Vallahi, biz sizin babalarınızın yolunda yürümek için yola çıkmadık.” dedi. Abdullah bin Hasan da Onun bu sözlerine karşı: “Biz de babalarımız arasında fazilet mukayesesi yapasın diye senin yanına gelmedik. Emir bizi bir görevle size gönderdi, Rabia meseleyi anlatsın.” dedi.
Rabia verilen sözde durulmadığından bahsedince Ebu Hamza: “Ahdimizi bozmaktan ve sözümüzde durmamaktan Allaha sığımrız. Yemin ederim ki boynum kesilse böyle bir şey yapmam, fakat sizinle aramızdaki sulh bozuldu.” dedi. Dönüp olanları AbdÜıvahide anlattılar. Abdülvahid ilk hacı grubuyla gitti ve Mekkeyi boşalttı. Ebu Hamza savaş yapınaksızın Mekkeye girdi. Birisi Abdülvahid hakkında şu şiiri söyledi:
Allahın dinine karşı gelen bir topluluk hac yaptı, Abdülvahid de onlardan kaçtı.
Hanımlarını ve görevini bırakarak başı boş deve gibi kaçıp gitti.
Abdülvahid daha sonra Medineye gitti, Medinelilere mecburi sefer emri çıkardı, verdiği tahsisatı onar onar artırdı, başlarına da Abdülaziz bin Abdullah bin Amr bin Osmanı geçirdi. Medineden çıktılar, Harreye vardıklarında kurban edilmiş develere rastladılar, yollarına devam ettiler.