"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Halid bin abdullah el-kasrinin öldürülmesi

Bu yılda Halid bin Abdullah öldürüldü. Halidin Irak ve Horasan Valiliğinden azli yukarıda anlatıldı. Rivayet edildiğine göre buradaki görevi on beş yıl devam etmiştir. Hişam, Halidi azledince Yusuf bin Ömer peşinden gidip Vasıtta onu yakalayarak orada bir müddet hapsetti. Yusuf daha sonra Hireye gitti, orada Halidi yakaladı ve burada kardeşi ismail, oğlu Yezid bin Halid ve kardeşinin oğlu Münzir bin Esed ile birlikte tam on sekiz ay hapsetti. Yusuf Hişamdan Halide işkence etmek için izin istedi, Hişam da bir defalığına izin verdi, ancak: “Eğer Halidi öldürürsen ben de seni öldürürüm.” diye yemin etti. Yusuf Halide işkence etti ve sonra yeniden hapishaneye gönderdi.
Bir rivayete göre ise Yusuf Halide çok ağır işkence yapmıştır.
Hişam, 121 yılının Şevval ayında Halidi serbest bırakması için mektup yazdı, bunun üzerine de Yusuf Halidi serbest bıraktı. Halid er-Rusafenin hizasında bulunan bir köye geldi. Burada 122 yılının Safer ayına kadar kaldı. Bu sırada Zeyd ortaya çıktı, ancak öldürüldü. Yusuf bin Ömer, Hişama: “Beni Hişam açlıktan öldü, onlardan birisinin en önemli meşguliyeti geçimini temin idi. Halid Iraka vali olduğunda onlara bolca mal vermişti. Gönülleri halifelik istiyordu, Zeyd de Halidin görüşleri nedeniyle ortaya çıkmıştı.” diye yazdı.

Hişam Yusufun yukarıda sözü edilen konuları ihtiva eden mektubu gelince: “Yusuf yalan söylüyor.” dedi, elçisini dövdü, ayrıca: “Biz Halidi itaat konusunda itham etmeyiz.” dedi.

Halid kendi hakkında söylenilen bu sözleri duydu, Şama gitti, burada biraz kaldıktan sonra es-Saifeye gitti. Bu sırada Şamda Külsum bin iyaz el-Kuşeyri vardı. Bu zat Halide kızıyordu. Şam çevresinde ibnül-Amerres isminde bir Iraklı her gece yangın çıkarıyor, yangın başlayınca da hırsızlık yapıyorlardı. Bu sırada Halidin çocukları ve kız kardeşi Bizansdan gelecek bir tehlikeye karşı koyabilmek için sahilde bulunuyorlardı.
Külsum Hişama, Halidin taraftarlarının Beytülmale baskın yapmak için her gece şehirde yangın çıkardıklarını yazdı. Bunun üzerine Hişam Külsume Halidin ailesi ve çocuklarından büyük küçük ayırımı yapmaksızın hepsini hapsetmesini yazdı. Külsum bu emri derhal uyguladı. Sahildeki çocukları ile kız kardeşini ve azatlılarının hepsini camilerde topladı; kızları, hanımları ve çocukları hapsetti. Bilahare Irakta yangın çıkaran Amarres ve beraberindekiler ortaya çıktılar. Vergi memuru Velid bin Amdurrahman, Hişama ibn Amerresin ve arkadaşlarının yakalandıklarını ve bunların adları ile kabilelerini bir mektupla bildirdi. Bunlar içinde Halidin azatlılarından hiç birisi yoktu. Hişam KÜısume hakaret dolu bir mektup yazdı ve Halidin serbest bırakılmasını emretti. Külsum hapsettiklerinin hepsini serbest bıraktı ve Halidin esSaifeden dönünce şefaatçi olacağını düşünerek azatlılarını da bıraktı.
Daha sonra Halid Şamdaki evine geldi ve bunu halka duyurdu. Kızları mahcubiyet içinde ortaya çıktılar. Halid: “Utanmayınız, çünkü Hişam sizi her gün hapishaneye sokabilir.” dedi. Halk Halidin huzuruna geldi, çocukları da kadınları gizlemek için ayağa kalktılar. Halid şöyle dedi: “Ben gazi, ulülemri dinleyen ve Onun emirlerine itaat eden birisi olarak ortaya çıktım, ancak arka plana atıldım, hanımlarım ve aile fertlerim yakalanarak suçlularla birlikte müşriklere yapıldığı gibi hapsolundular. Ulülemri dinleyip itaat eden bu kişinin hanımlarının hapsedilmesinin sebebi nedir? diye sizin sormanıza engel olan nedir? Siz hepiniz kimden korktunuz? Siz Allahtan korkunuz.” Sonra da şunları ilave etti: “Bana ve Hişama ne oluyor? Üzerime gelmekten vazgeçsin, aksi takdirde (Muhammed bin Ali bin Abdullah bin Abbası kastederek) arzusu Irak olan, evi Şamda bulunan Hicaz asıllı için halka propaganda yaparım. Bu hususu Hişama duyurmanızı istiyorum.” dedi. Bu haber Hişama ulaştığında: “Ebül-Heysem bunamış.” dedi.
Yusufun Hişamdan Yezid bin Halid bin Abdullahı istemesi hususundaki mektupları bir birini takip etti. Hişam Yezid bin Halid bin Abdullahı Yusufa göndermesi için KÜısume haber gönderdi. Külsum Yezidi istedi, fakat o kaçtı. Sonra, Halidi istedi, yanına getirttikten sonra da hapsetti. Hişam bunu duyunca, KÜısume mektup yazarak azarladı ve Halidin tahliye edilmesini emretti. Bunun üzerine Külsum Halidi serbest bıraktı.

Hişam Ebreş el-Kelbiye gerekli kötü muameleyi yapmayı tasarlayınca bunu Halide mektupla bildirdi. Ebreş de Halide şunları yazdı: “Bir adamın senin hakkında söylediği Emirül-Müminine ulaştı. Bu adam senin hakkında: Ey Halid! Ben seni on hasletin4en dolayı seviyorum: Allah kerimdir, sen de kerimsin. Allah çok cömerttir, sen de çok cömertsin, O çok esirgeyicidir, sen de çok esirgeyicisin. Bu sayıyı onla tamamladı. Eğer sen bunları gerçekleştirecek olursan Hişam seni öldüreceğine yemin etti. dedi.”
Halid Ebreşin mektubunu alınca cevaben şunları yazdı: “Bu meclis kendisinde olanları isyankar ve günahkarlardan herhangi birisinin bozamayacağı kadar çoktur. Yukarıdaki sözleri söyleyen adam öyle değil, şöyle söyledi: Ey Halid! Seni on hasletinden dolayı seviyorum. Allah kerimdir, kerim olanı sever, sen de kerim olduğun için Allah seni seviyor, ben de seni seviyorum. Daha sonra da diğer hasletleri saydı. Bundan daha önemli olanı da ibn Şaki elHimyerinin Emirül-Müminine karşı kıyam ederek: “Ey Müminlerin emiri! Aile içindeki halefln mi senin yanında daha kıymetli, yoksa senin ihtiyaçlarını temin eden elçin mi?” diye sormasıdır. Halife, bu soruya: “Ailemdeki haleflm.” diye cevap verdi. Bunun üzerine ibn Şaki: “Sen Allahın ve Resulallahın yeryüzündeki halifesisin. Bir kişinin kendisini doğru yoldan saptırması Müminlerin emirinin toplumu saptırmasından daha ehvendir.” dedi. Hişam yazılanları okuyunca: “Ebul-Heysem bunamış.” dedi.
Hişam ölüp Velid halife oluncaya kadar Halid Şamda kaldı. Velid halife olunca Halide: “Senin bildiğin elli milyon nerede? Bunların durumu nedir? Sen halifenin yanına gel.” diye haber gönderdi, arkasından da bir elçi yolladı. Elçi Halidin yanına geldiğinde kapının yanında duruyordu. Halide: “Halife oğlun Yezidin nerede olduğunu soruyor?” dedi. Halid cevaben: “Oğlum Hişamdan kaçnnştı, biz Onu şu ana kadar Halifenin yanında biliyorduk.” dedi. Oğlunun Velidin yanında olmadığını anlayınca: “Onun es-Seratdaki Kabilesinin bulunduğu her yerde olduğunu zannediyoruz.” şeklinde konuştu. Elçi Halide: “Sen Onu orada fitne çıkarsın diye tutuyorsun.” dedi. Halid ise:
“Hayır, Emirül-Müminin bizim itaat içinde olduğumuzu biliyor.” dedi ve elçi geri döndü. Halidin yanına varan elçi: “Halife, ya Yezidi getirir veya ona işkence ederim diyor.” dedi. Halid buna çok kızdı ve elçiye: “Halifeye söyle, ben de zaten bunu istiyorum. Vallahi eğer Yezid ayağımın altında olsa bile onları kaldırmam.” dedi. Bunun üzerine Velid, Halidin dövülmesini emretti. Dövüldü, ama bir kelime bile konuşmadı. Bunun üzerine de Velid Onu hapsetti. Yusuf bin Ömer Iraktan mal getirince Velidden Halidi elli milyona satın aldı. Velid, Halide: “Yusuf seni elli milyona satın aldı; eğer bu parayı verirsen ne ala, aksi takdirde seni Ona vereceğim.” dedi. Halid: “Araplar satılmağa alışık değildir. Allaha and olsun ki, bir tahta parçasını vermeyi taahhüt etmemi istesen, ona dahi söz veremem.” dedi. Bunun üzerine Velid Halidi Yusufa verdi. Yusuf Halidin elbisesini çıkardı, bir aba giydirdi, şiltesiz bir tahtırevana bindirerek çok işkence etti ise de Halid yine bir şey söylemedi. Daha sonra Onu KUfeye götürdü ve burada işkence yaptıktan sonra gece göğsünü bir testere ile keserek öldürüp Hirede abası ile birlikte defnetti. Bu olay 126 yılının muharrem ayında vuku bulmuştur. Bir rivayete göre de Yusufun emri ile Halidin ayakları üzerine odun parçaları kondu ve üzerine de adamlar çıkartıldı. Ayakları kırılmasına rağmen Halid hiç bir kelime söylemediği gibi yüzünü dahi ekşitmedi.
Halidin annesi bir hristiyan Rum idi. Babası bu kadınla bayramlarında ilişkide bulundu, bundan Halid ve Esed isimlerinde iki çocuk oldu. Bu kadın Müslüman olmamıştı. Halid Onun adına bir kilise yaptırdı, bundan dolayı bazı kişiler ve şairler Halidi yerdiler. Bu konuda meşhur Ferezdak şunları söyledi:
Allah bizden Halidi Şamdan salınarak getiren binek hayvanının sırtını kesti (yardımını azalttı).
Annesi Allahın bir olmadığı görüşündeki dine mensup olan kişi, Müslüman topluma nasıl imam olabilir?

Halid annesi için içinde hristiyanların ibadet yaptığı bir kilise yaptırdı, küfrü yüzünden camilerin minarelerini de yıktı.
Halid bir şairin aşağıdaki mealde şiir söylediğini duyunca camilerin minarelerinin yıkılmasını emretmişti. Bu şiir şöyledir: Keşke ben de müezzinlerin arasında olsaydım, çünkü onlar bütün yükseklerde olan şeyleri görüyorlar.
Onlara aşk ile her güzel ve işveli kadın işaret ediyor veya onlar bu kadınlara işaret ediyorlar.

Halkın kilise yaptırmasından dolayı kendisine kızdıklarını duyunca Halid: “Eğer onların dini sizin dininizden şerli ise Allah onların dinine lanet etsin.” dedi. Ayrıca: “Bir kişinin ailesi içindeki halifesi Resulallahtan daha üstündür.” dedi. Halid bu sözleriyle Halife Hişamın Resulallahtan daha üstün olduğunu söylüyordu. Bu sözden Allaha sığınırız.