Bu yılın Recep ayında Ebu-Hattar Hüsam bin Dırar el-Kelbi Endülüse emir olarak geldi. Kayslı Endülüs valilerinden beyat istediğinde bir şiir okudu. Bu şiirinde Merc-i Rahıt Savaşından söz etti, Mervan bin Hakem ile birlikte o savaşta Kelb Kabilesinin başına gelen belaları dile getirdi ve Mervana karşı Dahhak bin Kays el-Fihri ile birlikte kıyam eden Kayslılara tarizde bulundu.
Söz konusu şiirin bir parçası şöyledir: Beni Mervan Kaysı helak etti, Allahın emirleri hakkında eğer onlar hakem olmazlarsa, kanlanmız adil hakem olacaktır.
Sanki siz Merc-i Rahıt Savaşına şahit almadınız, orada kimin üstün olduğunu da bilmiyorsunuz.
Biz sizi kurbanlarımızIa kızıllaşan şeylerin sıcaklığından koruduk. O vakit sizlerin ne kayda değer atlarınız, ne de adamlarınız vardı.
Ebul-Hattarın söz konusu şiiri Hişam bin Abdülmelike ulaştığında Hişam şiir sahibinin kim olduğunu sordu. Kendisine bu şahsın Kelb Kabilesinden birisi olduğu bildirildi.
Hişam, Hanzala bin Safvan el-Kelbiyi 124 yılında Afrika Valiliğine tayin etti ve Ebul-Hattarı Endülüse vali olarak göndermesini yazdı. Hanzala da bunun üzerine Ebul-Hattarı Endülüse gönderdi. Ebul-Hattar Kurtubaya bir cuma günü girdiğinde buranın emiri Salebe bin Selamenin Berberilerden bin kadar esiri öldürmek için hazırlandığını gördü. Salebe daha sonra bu esirleri Ebul-Hattara teslim etti, böylece Ebul-Hattarın buraya vali tayin edilmesi esirlerin hayatta kalmalarına sebep olmuş oldu.
Şamlılar Salebe bin Selame ile Şama çıkıp gitmek istediler. Ebul-Hattar ise, bunların Şama gitmeyip orada kalmalarını temin için ilisanda bulunmağa devam etti. Bu, onların Endülüste kalmağa razı olmalarına kadar devam etti. Bunlardan her bir topluluğu Şamdaki yerlerine benzeyen bölgelere yerleştirdi. Bunlar da Şamdaki yerlerine uygun bir yer buldukça oraya yerleştiler. Bir rivayete göre ise Şamlılar çeşitli yörelere dağıldılar, çünkü Kurtuba onlara dar geldi.
Böylece 139. yıla ait bazı olayları da burada zikretmiş olduk.
Rivayet edildiğine göre bu yıl içinde Velid bin Yezid dayısı Yusuf bin
Muhammed bin Yusuf es-Sekafiyi Medine, Mekke ve Taife vali olarak tayin etti ve aba içerisinde gizli olarak Hişam bin ismail el-Mahztiminin oğulları Muhammed ile ibrahimi gönderdi. Yusuf, Şaban ayında bunları Medineye getirdi ve insanların arasına çıkardı. Daha sonra da bunlar Şama gönderilerek Velidin huzuruna çıkartıldılar. Velid, bunlara celde vurulmasını emretti. Muhammed Velide: “Sizden yakınlık istiyorum.” dedi. Velid: “Aramızda ne gibi bir yakınlık var?” diye sorunca Muhammed: “Resulallah had cezası dışında bir kişiye sopa vurmayı nehyetti.” diye karşılık verdi. Velid bunun üzerine de: “Sana kısasdan dolayı had cezası uyguluyorum. Sen amcamın çocuğu ve Emirül-Müminin Osmanın oğluna kötü muamele yapanların ilkisin.” dedi.
Muhammed Osmanın oğlu Ardyi yakalayıp bağlamış, halkın içine dikerek teşhir etmiş ve Ard dokuz sene bu halde kalmıştır. Muhammed bundan sonra da kendisini hicvettiği için ölünceye kadar Ardyi hapishanede tutmuştur. Daha sonra Velidin emretmesi üzerine Muhammed ve kardeşine celde vuruldu. Bilahere de bunlara demir vurdurarak Iraka Yusuf bin Ömere gönderilmesini emretti. Bunlar Yusufa takdim edildikten itibaren ölünceye kadar işkenceye tabi tutuldular.
Yine bu yılda Velid, Saad bin ibrahimi Medine Kadılığından azlederek yerine Yahya bin Said el-Ensariyi tayin etti.
Bu yılda Bizanslılar Zıbatraya çıktılar. Burası Habib bin Mesleme el-Fihrinin fethettiği eski bir kale idi. Bizanslılar burayı tahrip ettiler, sonraları buraya kalıcı olmayan binalar yapıldı. Daha sonraları Bizanslılar yine buraya gelerek Mervan bin Muhammed el-Hımar zamanında tahrip ettiler. Harun Reşid burasını sonraları tekrar inşa ettirerek bazı kişileri yerleştirdi. Memunun hilafeti döneminde Bizanslılar gece baskını düzenleyerek burasını yine dağıttılar. Memun yeniden tamir ve tahkim edilmesini emretti. Bizans, Mutasım döneminde buraya yine hücum etti. Bunu inşallah ileride zikredeceğiz. Bu konu ile ilgili tarihleri bilemediğim için buraya aldım.
Bu yılda Velld kardeşi Gamr bin Yezidi gazaya gönderdi. Deniz kuvvetlerinin başına Esved bin Bilal el-Mühazlyi getirdi ve Kıbrıs halkının Şam veya Bizansa gitmelerini sağlamak için Onu Kıbrısa gönderdi. Kıbrıslılardan bir kısmı isUımı kabul ettiler, Esved bunları Şama gönderdi. Diğerleri ise Bizansı tercih ettiler, bunları da oraya gönderdi.
Bu yılda Süleyman bin Keşir, Makıl bin Heysem, Lahız bin Kurayz ve Kahtaba bin Şebib Mekkeye geldiler. Bazı siyercilere göre bunlar burada Muhammed bin Ali bin Abdullah bin Abbasla buluşarak Ebü Müslimin durumunu ve ondan gördüklerini haber verdiler. Muhammed bin Ali: “O hür mü, köle mi?” dediğinde onlar cevaben: “isa Onun köle olduğunu iddia ediyor, fakat O kendisini hür zannediyor.” dediler. Daha sonra Ebü Müslimi satın aldılar ve azat ettiler. Bunlar ayrıca Muhammed bin Aliye iki yüz bin dirhem para ve otuz bin dirhem değerinde de bir elbise verdiler. Muhammed bin Ali de onlara: “Bu yıldan sonra benimle karşılaşacak değilsiniz. Eğer ölüm gelip çatarsa, oğlum ibrahim sizinle birlikte olacak, Onu size tevsik ederim ve hakkında hayır tavsiye ederim.” dedi. Süleyman bin Kesir ve arkadaşları daha sonra geri döndüler.
Bazılarına göre bu yılda Muhammed bin Ali bin Abdullah bin Abbas yetmiş üç yaşındayken Zilkade ayında vefat etti. Kendi ölümü ile babasının ölümü arasında yedi yıl vardır.
Bu yıl haccı Yusuf bin Muhammed bin Yusuf yaptırdı. Numan bin Yezid bin Abdülmelik es-Saifede bu yıl savaştı.
Ebü Hazim el-Arec bu yılda ölmüştür. Ölüm tarihi hakkında 140 ve 141 rivayetleri de vardır, Simak bin Harb, Hişam bin Abdülmelikin son günlerinde vefat ettiği gibi Kasım bin Ebu Bezze de bu yıl vefat etti. (Ebü Bezze meşhur kıraatçılardan Yesardır.) Yine bu yılda Eşas bin Ebiş-Şasa, Süleym bin Esved el-Muharibi, Seyyid bin Ebi Üneyss el-Cezerl (ki bu Beni Kilabın azatlısıdır. Bunun Yezid bin Hattab veya Gamnin azatlısı olduğu şeklinde de rivayet vardır) vefat ettiler. Seyyid bin Üneyse öldüğünde kırk altı yaşındaydı. Kendisi fakih ve abid bir zat idi. Yahya isminde bir de kardeşi vardı. Hadiste ise zayıftı.
Hişam zamanında şair Arcı, Muhammed bin Hişam bin el-Mahzuminin hapishanesinde öldü. Hişam bin Abdülmelik bu zatı Mekke ve Medineye amil tayin etmişti. Bu kişinin hapsedilmesinin sebebi ise, Muhammed bin Hişamı hicvetmiş olmasıydı. Hişam bunun sebebini araştırdı. Bu ara kendisine azatlısını yakalayıp döverek öldürdüğü, diğer kölelerine de öldürülen azatlısının hanımma tecavüz ettirdiği haberi ulaştı. Bunun üzerine Muhammed Onu yakalayıp dövdürdü ve halkın içinde teşhir etti. Daha sonra da dokuz yıl hapsetti. Arcı, hapiste iken öldü.
Şehirlerin amilleri geçen yıl zikri geçenlerdir.