Süleyman bin Abdülmelik kardeşi Mesleme bin Abdülmelik ile birlikte bir ordu düzenleyerek istanbula sefer yapmak üzere Dabıka geldi. Bizans hükümdarı ölmüştü. Azerbaycandan gelen Elyun bunu bildirdi ve Bizansın fethedileceğine dair garanti verdi. Süleyman, kardeşi Mesleme ile Konstantiniyyeye doğru yola çıktı. Yaklaştıklarında her süvarinin Konstantiniyyeye kadar atının arka kısmında bir miktar yiyecek taşımasını emretti. Oraya vardıklarında yiyeceklerin toplanmasını emretti, dağlar gibi yiyecek yığıldı. Fakat Süleyman Müslümanların bundan yememesini, baskın ve yağma yapmalarını istedi. Ağaçtan evler yaptırarak kışı ve yazı orada geçirdi. insanlar ziraatla uğraşıyor, yiyeceklerini ziraat ve yağmayla temin ediyorlardı. Mesleme, yanında Halid bin Midan, Mücahid bin Cebr, Abdullah bin Ebi Zekeriyya elHuzai gibi gözde insanlarla birlikte Bizanslılara üstünlük kurarak bir müddet bu şekilde kaldı.
BizanslIlar Meslemeye elçi göndererek kişi başına bir dinar teklif ettiler, Mesleme kabul etmedi. Bunun üzerine Elyuna, Müslümanları kendilerinden vazgeçirip uzaklaştırdığı takdirde kendisini hükümdar yapacaklarına söz verdiler. Elyun onlardan teminat aldıktan sonra Meslemeye gelerek:
“Bizanslılar senin kendilerini savaşa çekemeyeceğini ve yanında yiyecek bulunduğu müddetçe onlara saldırmakta acele etmeyeceğini biliyorlar. Şayet yiyecekleri imha edersen onlar kendi elleriyle teslim olup itaat edeceklerdir. dedi. Bunun üzerine Mesleme yiyecekleri yaktırdı. Akabinde BizanslIlar güçlendi, Müslümanlar ise helak olacak derecede zayıf düştüler. Süleyman ölünceye kadar bu durum böyle devam etti.
Elyunun Meslemeyi aldatması şu şekilde de anlatılır:
Elyun Meslemeye gelerek Bizanslılara bir tuzak hazırladığını, bunu gerçekleştirmek için de onlara bir gece yetecek miktarda yiyecek gönderilmesine izin verilmesini istedi. Mesleme bunu kabul etti. Elyun adamlarıyla birlikte hemen hemen hiç bir şey bırakmayarak bir gecede yiyecekleri gemilerle taşıdı ve ertesi gün savaşçı olarak Meslemenin karşısına çıktı. Mesleme çok feci bir şekilde aldatıldığını anladı. Ordu hiç bir ordunun karşılaşmadığı durumlara düştü. Tek başına kimse ordudan ayrılamıyordu. Hayvanları, derileri, ağaç köklerini ve yapraklarım, hatta topraktan başka her şeyi yemek durumunda kaldılar. Bu sırada Süleyman Dabıktaydı, kışı geçirdikten sonra onlara yardım edemeden öldü.
Süleymanın oğlu Eyylibu veliaht tayin etmesi de bu yılda (98 yılında) vuku bulmuş, fakat Eyylib babasından önce ölmüştür.
Sakalibe şehri bu yılda fethedilmiştir. Bürcan sayıca az olduğu bir esnada Meslemeye saldırmıştı. Mesleme Süleymandan yardım istedi, yardım geldi. Sakalibe onlara tuzak kurdu, fakat sonra hezimete uğradılar.
Velid bin Hişam ve Amr bin Kays savaşmış, Antakya ahalisinden pek çok kişi ezaya maruz kalmıştı. Yine Velid, Rumlardan pek çok kişiyi esir almıştı.