"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Haccacın ölümünden sonra muhammed bin kasımın yaptıkları ve öldürülmesi

Haccac bin Yusuf öldüğünde Muhammed bin Kasım Multanda bulunuyordu. Onun ölüm haberini alınca Rur ve Bağrura geri döndü. Bu iki yeri daha önceden fethetmişti. Askerlere atiyyelerini verdikten sonra Beylemana bir ordu gönderdi. Beylemanlılar çarpışmağa girişmeden itaat altına girmeyi kabul ettiler. Basralıların gaza yeri olan Sürişt halkı da ondan barış istediler. Süriştliler denizcilik yaparlardı.
Daha sonra Muhammed Kirece geldi. Devher, Muhammede karşı çıkarak onunla çarpıştı, Sonunda Devher bozguna uğrayıp kaçtı. Öldürüldüğü de söylenmiştir. Kireçliler de Muhammedin haklarında vereceği hükmü kabul ettiler. Muhammed de onlardan kimisini öldürdü, kimisini de esir aldı.
Şair şöyle der:

Bizler Zdheri ve Devheri öldürdük; Atlılar da adım adım öncüleri izliyor.

Bu sırada Velid bin Abdülmelik öldü, yerine kardeşi Süleyman bin

Abdülmelik geçti. Süleyman Seksekli Yezid bin Ebi Kebseyi Sind Valiliğine getirirken Muhammedi de yakalayıp zincire vurdurdu ve Iraka gönderdi. Bunun üzerine Muhammed şu beyti okudu:
Kaybettiler beni, hem ne biçim bir yiğit kaybettiler… Zorlu bir günde ve bir gediği kapatmak için eşi bulunmaz bir yiğidi.
Sindliler Muhammed için ağlayıp gözyaşı döktü.

Muhammed Iraka varınca Salih bin Abdurahman Onu Vasıtta hapsetti.

Bununla ilgili olarak Muhammed şöyle dedi:
Ben Vasıtta demirlerin tutsağı, Zincirlere bağlı olsam da,

Nice atlıyı titretmiş, Nicesini de ölü yıkmışım.
Ayrıca şunları da söylemiştir:
Ben kaçmağa karar verecek olsam, Savaşa hazır erkek ve dişi atlar hazırlanırdı. Sekseklilerin atlılan ginnedi toprağımıza, Başımda Aklı biri emir de olmadı. Ben Müzeyneli Buda da tabi olmadım; Ey zaman, şereflileri nasıl da tökezletirsin!
Salih Muhammed bin Kasıma Ebu Aldı soyundan gelen bir takım kimseleri öldürmüş olduğu için işkence yapmış, Haccac da Salihin kardeşi Ademi öldürmüştü, çünkü Salihin kardeşi Haricilerin görüşündeydi. Hamza bin Bayd el-Hanefı Muhammed için yazmış olduğu mersiyesinde şöyle der:
Mertlik, cömertlik, el açıklığı Muhammed bin Kasım bin Muhammedindir. On yedi yılordulan yönetli o, Bu ne büyük bir şereftir!
Bir başkası da şöyle demiştir:
On yedi yıl yiğitleri yönetti, Yaşlılarıysa o sırada oynuyordu.

Yezid bin Ebi Kebse Sinde vardıktan on sekiz gün sonra öldü. Bunun üzerine Süleyman bin Abdülmelik Sinde Habib bin Mühellebi tayin etti. Habib oraya vardığında Sind hükümdarları kendi ülkelerine, Ceyşebe bin Zaher de Brahmanablıa geri dönmüştü. O bakımdan Habib Mehran kıyısına indi. Rur halkı itaat ettiklerini belirtirken bazı topluluklarla da savaşmak durumunda kaldı ve onlara karşı muzaffer oldu.
Süleyman kendisinden sonra Ömer bin Abdülazizin halifeliğe getirilmesi için vasiyet etti. Ömer bin Abdülaziz hükümdarlara mektuplar yazarak onları islama ve itaata davet edip bunun karşılığında kendilerini hükümdarlıklarında bırakacağım, Müslümanların lehine olanın onların da lehine, aleyhine olanın da onların aleyhine olacağını bildirince Ceyşebe ve diğer hükümdarlar islama girdi ve kendilerine Arapça isimler verdiler.
O sırada Amr bin Müslim el-Bahili Ömerin o serhaddeki amili bulunuyordu. Amr Hintin bazı bölgelerine gazalar yaptı ve zafer kazandı. Ondan sonra Hişam bin Abdülmelik döneminde Cüneyd bin Abdurrahman Sind Valiliği yaptı. Cüneyd Mehran Irmağına geldi, ancak Ceyşebe bin Zaher kendisini ırmağı aşıp karşı tarafa geçmekten alıkoyarak şu haberi gönderdi: “Ben islama girmiş bulunuyorum. Salih kimse de beni ülkemin hükümdarı yapmıştır, o bakımdan ben sana güvenemiyorum.” Bunun üzerine Cüneyd, Ceyşebe ile ülkesinin haracını vermek üzere anlaştı ve karşılıklı olarak rehineler verip aldılar; fakat daha sonra her ikisi de rehinelerini geri verdi, Ceyşebe ise irtidat etti. Daha sonra da Onunla savaşıldı; fakat savaşılmadığı, Cüneydin Onun cinayet işlediği şeklinde bir yalan uydurduğu, bu bakımdan Ceyşebenin Hindistana giderek asker toplayıp gemiler yaptırıp savaş hazırlıklarına. giriştiği böylelikle Cüneydin de gemilerle üzerine yürüdüğü, bir akarsuda karşılaşarak Ceyşebenin esir alındığı da söylenmiştir. Ceyşebenin esir alınması sırasında gemisi yan yatmış bulunuyordu. Daha sonra Cüneyd Onu öldürdü. Diğer taraftan Zaherin diğer oğlu Sassa Cüneydin ihanetini şikayet etmek üzere kaçarak Iraka gitti, ancak Cüneyd sürekli olarak Onu kendisine ısındırmağa çalıştı ve sonunda kendisine gelmesini sağlayıp ele geçirince de öldürdü.
Cüneyd antlaşmalarını bozmuş olan Keyrediler üzerine gaza yaptı. Burada bir koç arabası yaparak şehrin surunu onunla dövdürdü. Böylece bu suru yardılar. Cüneyd şehre girip savaşçıları öldürdü, çoluk çocukları da esir aldı. Mermez, Mendel, Dehnec ve Burunece amiller gönderdi.
Cüneyd; “Korkutmak açısından önüne geleni öldürmek, düşmana karşı direnmekten daha etkileyicidir.” derdi.
Cüneyd ayrıca Uzeyn üzerine bir ordu gönderdi. Bu ordu buraya baskın yaptı ve şehrin yakın çevresindeki evleri yaktılar. Ayrıca bu ordu Beylemanı fethetti. Yanında götürdüklerinin dışında kırk milyon toplandı ki, bir o kadarını da merkeze göndermişti. Cüneyd Kaynlı Temim bin Zeydi valilikle görevlendirmiş, ancak Temim, idaresi zayıf ve gevşek birisi olarak kendisini göstermişti. Temim Deybul yakınlarında öldü.
Onun döneminde Müslümanlar Hindistandan çıktılar ve yerlerini bırakıp terk ettiler. Daha sonra Kelbli Hakem bin Avvam buranın valiliğine getirildiğinde Hindistanlılar Kassa halkı hariç hep kafır olmuşlardı. Hakem bir şehir inşa ettirerek Mahfuza adını verdi ve burasını Müslümanların sığınağı yaptı. Hakem ile birlikte Amr bin Muhammed bin Kasım da vardı. Hakem büyük işleri Amra havale ederdi. Mahfuzadan onu gaza yapmak üzere göndermişti. Geri döndüğünde zafer kazanmış bulunuyordu. Bu sefer bir şehir daha yaptırarak buraya da Mansura adını verdi. işte emirlerin kaldıkları yer b şehirdir. Daha sonra düşmanların elinde bulunan yerleri kurtardı ve onlara üstünlük sağladı. Halk da onun valiliğinden hoşnut ve memnun kaldı.
Halid el-Kasri şöyle der: “Hayret edilecek bir şeydir. Ben Arapların en delikanlısını (Temimi kastediyor) vali tayin ettim, ancak o reddedildi ve terk edildi. Diğer taraftan Arapların en cimrisini vali tayin ettim, bundan hoşnut olundu.”
Daha sonra Hakem öldürüldü. O sıralarda amiller (zekat ve haraç tahsildarları) düşman ile çarpışıyor ve savaşıyorlardı. Bir yeri fethediyor, orada alabildiklerini alıyorlardı, çünkü bundan sonra Emevi Devleti zayıflamış bulunuyordu. Bu durum mübarek Abbasi Devletinin gelişine kadar devam etti.
Sindle ilgili diğer haberleri -Allahın izniyle- Memun döneminde anlatacağız.

Bu yıl Abbas bin Velid Bizanslılara gaza yaparak Heraclea ve diğer bazı yerleri fethetti.

Kirec ile Mendel dışında kalan Hintin uzak bölgeleri de bu yıl fethedildi. Abbas bin Velid bu yıl Kınnesrini fethetti. Vudahi beraberinde yaklaşık bin kişiyle birlikte Bizans topraklarında öldürüldü.
Mansur Abdullah bin Muhammed bin Ali bin Abdullah bin Abbas bu yıl dünyaya geldi.

Bu yıl hac emirliğini Velid bin Abdülmelikin oğlu Bişr yapmıştır. Bölge valileri ise kendilerinden daha önce söz ettiğimiz kimselerdi.
Nehdli Ebu Osman bu yıl vefat etmiştir. Asıl adı Abdurrahman bin Mell olup vefat ettiğinde yüz otuz yaşındaydı. Ölümüyle ilgili olarak başka şeyler de söylenmiştir.
Şeybanlı Saad bin iyas Ebu Amr da bu yıl yüz yirmi yaşında vefat etmiştir. Haccacın emirliği sırasında Resulallahın azatlısı olan Sufeyne vefat etmiştir. Salim bin Ebil-Cad da bu yıl vefat etmiştir.
Damrah Cafer bin Amr bin Ümeyye de bu yıl vefat edenler arasındadır. Cafer Abdullah bin Meryanın sütkardeşidir.
Haccacın emirliği sırasında Cuşemli ve Küfeli Ebul-Ahvas Avf bin Malik bin Nadla Hariciler tarafından öldürüldü.