Babasının adı Yusuf olan Haccacın dedesinden geriye doğru nesebi sırayla şöyledir: Hakem, Ebu Aldı,.Amir, Mesud, Muattib, Malik, Kaab. Amr, Saad, Avf ve Sakif. Künyesi Ebu Muhammed olup Sakif Kabilesine mensuptur.
Kuteybe bin Müslim der ki:
Haccac bir gün bize bir hutbe okuyarak kabirden söz etti ve: “O yalnızlık evidir, o gariplik evidir; o şu evidir, o bu evidir.” deyip durdu. SonundE. hem kendisi ağladı, hem de etrafındakileri ağlattı. Daha sonra da şöyle dedi:
“Müminlerin emiri Abdülmelikin şöyle dediğini işittim: Okuduğu bir hutbede Mervanın şöyle dediğini işittim: Osman bize bir hutbe okudu ve şöyle dedi Resulallah her hangi bir kabre baktığında, ya da kabri hatırladığındE. mutlaka ağlardı.”
Haccac bunun dışında ibn Abbas ve Enesten de bazı hadisler rivayet etmiştir.
ibn Avf der ki:
“Haccacı Kuran okurken işittiğim zaman Onun uzun süreden beri Kuranı etüt ettiğini anladım.”
Ebu Amr bin Ala da şöyle der:
“Ben Haccacdan ve Hasandan daha fasih bir kimse görmedim, ancak Hasan ondan daha fasihti.”
Abdülmelik bin Umeyr anlatıyor:
“Haccac bir gün şöyle dedi: Kimin bir başarısı, bir imtihanı olmuşsa kalksın, biz de onun bu imtihamna karşılık kendisine bir şeyler verelim. Adamın biri ayağa kalkarak: O halde bana imtihanım dolayısıyla bir şeyler ver. deyince Haccac: Senin yaptığın nedir? diye sordu, adam da şöyle dedi: Ben Hüseyini öldürdüm. Haccac: Peki, Onu nasıl öldürdün? diye sorduğunda adamın: Mızrağımla Onu bir dürttüm, sonra da kılıcımla paramparça ettim. Onu öldürmekte hiç kimseyi de kendime ortak etmedim. diye cevap vermesi üzerine de: Sen ve o aynı yerde bir araya getirilemeyeceksiniz. Haydi, defoll dedi ve bu adama hiç bir şey vermedi.”
Denildiğine göre, Abdülmelik Haccaca mektup yazarak kulağına gelen bir şey dolayısıyla Bekrli Eşlem bin Abdı öldürmesini emretmiş, bunun üzerine Haccac Eşlemi huzuıuna getirtmişti. Eşlem Haccaca şöyle dedi: “Şu anda Müminlerin emiri burada değil, burada sen varsın. Yüce Allah da şöyle buyuıuyor: Ey iman edenler! Eğer size fasıkın biri bir haber getirecek olursa onu iyiden iyiye araştırınız. (Hucurat suresi, 6). Onun benden duyduğunu söylediği şey doğru değildir. Sen Müminlerin emirine mektup yazarak şu anda kapıda beklemekte olan yirmi dört kadına bakmakta olduğumu söyle.” Sonra kapıda bulunan kadınları getirdi; onlardan kimisi annesi, kimisi halası, kimisi hamrm, kimisi kızıydı. En sonunda on yaşlarında küçük bir kız vardı, Haccac ona: “Sen nesi oluyorsun?” diye sorunca kız: “Ben Onun kızıyım, Allah emirin iyiliğini versin!” dedikten sonra şu beyitleri okumağa başladı:
Ey Haccac! Sen gece boyu Onun Yasını tutan kızlarını, balalarını duymadın mı? Ey Haccac! Onu öldürürsen eğer, Sekiz kadın, on kadın, iki ve dört kadın bunu kabul etmez. Ey Haccac! Söyle, bunun yerini kim tutacak? Yavaş ol ve bizi daha fazla sarsma, Ey Haccac! Ya cömertlik edip bir nimet bağışla bize Ya da hepimizi toptan öldürüver.
Haccac ağlayarak: “Allaha yemin ederim, sizin devranınızı döndürmeyeceğim ve sizin sarsıntınızı da artırmayacağım.” dedi.
Daha sonra Haccac Abdülmelike mektup yazarak adamın ve bu kızcağızın durumunu bildirdi. Abdülmelik Ona mektup yazıp şöyle dedi: “Durum senin dediğin gibiyse Ona iyilikte bulun ve bu kızcağıza da iyi göz kulak ol.” Haccac da Abdülmelikin dediklerini yaptı.
Asım bin Behdele der ki:
Haccacın şöyle dediğini işittim: “Gücünüz yettiğince Allahtan korkunuz. And olsun, bunda bir eğrilik, büğrülük görüyorum. Dinleyip itaat ediniz ve kendiniz için hayır infak ediniz. Bunda ise eğrilik büğrülük kabul etmem. Allaha yemin ederim, sizlere şu kapıdan çıkmanızı emredecek olursam ve sizler de ondan değil de bu kapıdan çıkacak olursanız kanınızı akıtmak benim için, helal olur. Kim Ümmü Abdın oğlunun (ibn Mesudu kastediyor.) kıraati ile önümde Kurandan bir şeyokursa boynunu vurdururum. Ben Onun kıraatini Mushaftan domuzun eğe kemiği ile bile olsa mutlaka kazıyacağım. ”
Bu olaydan Ameşe de söz edilmiş, O da: “Onun bu sözlerini ben de dinlemiştim. O zaman kendi kendime: Burnun yere sürtülse bile öyle okuyacağım. diye söylendim.” demişti.
Evzai der ki:
Ömer bin Abdülaziz şöyle dedi: “Eğer her millet kendilerinin en habis kişisini getirse, biz de onlara karşı Haccacı ortaya koysak, onları geride bırakırız. ”
Manslir der ki:
ibrahim eş-Şücaiye Haccac hakkında sorduk. Şöyle dedi: “Yüce Allah kitabında: Haberiniz olsun, Allahın laneti zalimlerin üzerinedir. (Hlid suresi, 18) demiyor mu?”
Şafii der ki: Abdülmelik bin Mervan ile Haccac arasında şöyle bir konuşma geçtiğini haber aldım: Abdülmelik: – Kendisinin kusurlarını bilmeyen hiç bir kimse yoktur. Haydi, sen de kendi kusurlarını söyle ve hiç bir şey gizleme.
Haccac: – Ey Müminlerin emiri! Ben aşırı şekilde düşmanlık besleyen ve kin
tutan birisiyim.
Abdülmelik: – O halde seninle iblis arasında bir akrabalık vardır. Haccac: – Şeytan beni gördüğünde benimle barış yapar ve benden kurtulmak ister.
Hasan der ki: – Ben Alinin minberde şöyle dediğini işittim: “Allahım! Ben onlara güvendim, onlar bana hainlik ettiler. Ben onlara samimi davrandım, onlar beni aldattılar. Allahım! Sen bunlara Sakifin gencini musallat kıL. Onların kanları ve malları hakkında islam dışı olan Cahiliyye hükmüyle hüküm versin.” Daha sonra onu vasfederek şöyle dedi: “O haktan uzaktır. O nehirler fışkırtacak, onların yeşilliğinden yiyecek, kürklerinden giyinecektir. ”
Hasan: ” Allaha yemin ederim, işte bunlar Haccac ın nitelikleridir.” diye ekler.
Habib bin Ebi Sabit anlatıyor:
Ali adamın birisine: “Sen Sakifin gencine yetişmedikçe ölmeyeceksin.” demişti. Etrafındakiler: “Ey Müminlerin emiri! Sakifin genci de ne oluyor?” diye sorunca onlara şöyle karşılık verdi: “Kıyamet günü ona: “Sen cehennemin bir köşesinin hakkından bizim için geliver.” denilecektir. Bu kişi yirmi ya da yirmi küsur yıl yönetici olacak, Allaha karşı irtikap etmedik hiç bir masiyet bırakmayacaktır. Yapmadığı tek bir masiyet olsa ve onunla kendisi arasında kapalı bir kapı bulunsa bile o kapıyı kıracak ve o masiyeti irtikap edecektir. Kendisine itaat edecekler vasıtasıyla, isyan edenleri öldürecektir.”
Denildiğine göre, Haccacın eli kolu bağlı olarak öldürmüş olduğu kimselerin sayısı tespit edilmiş ve yüz yirmi bin kişi olduğu ortaya çıkmıştır.
Yine denildiğine göre, Haccac bir gün Halid bin Yezid bin Muaviyenin yanından böbürlene böbürlene, çalım satarak yürüyormuş. Adamın birisi Halide: “Bu kim?” diye sorunca Halid şöyle cevap vermişi “Pöh, pöh! Amr bin As sanki.” Haccac bunu işitince geri dönmüş ve: “Allaha yemin ederim Asın oğlu olmak beni sevindirmez. Ben Sakiflilerin ileri gelenlerinin ve Kureyşin efendilerinin çocuğuyum. Ben şu kılıcımla yüz bin kişinin kafasıili uçurdum. Bunların hepsi de şahitlik eder ki, senin baban içki içer ve küfrü gizlerdi.” dedikten sonra geçip gitmiş. Giderken de kendi kendisine şöyle söyleniyormuş: “Pöh, pöh! Amr bin Asmış.”
Böylelikle bizzat kendisi sadece günahlarından birisi olan yüz bin kişi öldürdüğünü itiraf etmiş oluyor.