"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Yezid bin mühelleb ve kardeşlerinin haccacın hapishanesinden kaçmaları

Denildiğine göre, bu yıl içerisinde Yezid bin Mühelleb ve Onunla birlikre Haccacın hapsetmiş olduğu diğer kardeşleri hapisten kaçmışlardır. Haccac, Kürtler Farisi ellerine geçirmiş olduklarından dolayı üzerlerine asker göndermek amacıyla Rustakabaza gitmişti. Haccac ile birlikte Yezid bin Mühelleb ile kardeşleri Abdülmelik ve Mufaddal da gitmişti. Haccac onların etrafında hendekimsi bir çukur açmış ve onları kendisine yakın bir çadırda bırakmıştı. Ayrıca etrafında Şam halkından bekçiler de koymuş, onlardan altı milyon dirhem isteyerek işkence yapmağa başlamıştı. Yezid bu işkencelere karşı iyi direniyordu. Bu ise Haccacın Yezide olan kızgınlığını daha bir artırıyordu. Haccaca Yezidin bacağına bir ok atılmış ve bunun uç kısmının bacağında kalmış olduğundan ona dokunulur dokunulmaz feryat ettiğinden söz edilince Yezide bacağından işkence yapılmasını emretti. Gerçekten de bacağından işkence yapılmaya başlanınca bağırmağa başladı. Kız kardeşi olan Hind ise Haccacla evli idi. Hind kardeşinin sesini işitince bağırıp feryat etmeğe başladı. Bundan ötürü Haccac Onu boşadı.
Haccac daha sonra onlara işkence yapmaktan vazgeçti ve kurtulmak için çalışırlarken kendilerinden belirli bir ödeme yapmalarını istedi. Onlar da Basrada bulunan kardeşleri Mervana kendileri için bazı atları tazminat olarak ermesini, etrafa bunları satmak istiyormuş gibi davranmasını ve böylelikle bu atların hazır bulunmalarını sağlamasını istediler. Mervan da dediklerini yaptı. Diğer taraftan kardeşi Habibe de Aynı şekilde Basrada işkence yapılmakta idi.
Yezid bekçilere oldukça fazla yemek yapılıp içki hazırlanmasını emretti. Bekçiler hazırlanan içkiyi içtiler ve ölçüyü kaçırdılar. Yezid beyaz bir sakal takıp aşçısının elbiselerini giyerek dışarı çıktı. Bekçilerden birisi Onu görünce: “Bu Yezidin yürüyüşüdür.” diyerek yanına vardı, ancak gece karanlığında sakalının beyaz olduğunu fark edince bırakıp geri döndü. Mufaddal ise çıkıp gitti ve Onu kimse fark etmedi. Yezid, Mufaddal ve Abdülmelik daha önceden hazırlanmış gemilere gelerek bindiler. O gece sabaha kadar hep yol aldılar. abah olunca bekçiler durumlarını fark ettiler ve gidip Haccaca haber verdier. Haccac bu işten oldukça korktu ve karışıklık çıkartmak üzere Horasana gidip orayı ifsat edeceklerini zannetti. Bu bakımdan Kuteybeye posta ile haber gönderip onların durumlarını bildirdi ve bu konuda uyanık olmasını emretti.
Yezid Bemihe yaklaşınca atlarla karşılandı. Atlara binerek beraberlerinde Kelbli bir kılavuz ile birlikte Semave yolu ile Şam yoluna koyuldular. iki gün sonra Haccaca gelen haberde: “Onlar Şama doğru gidiyorlar.” denilince. Haccac Velid bin Abdülmelike mektup yazıp durumu bildirdi.
Daha sonra Yezid Filistine kadar yoluna devam etti. Orada Ezdli Vuheyb bin Abdurrahmanın misafiri oldu. Vuheyb Süleyman bin Abdülmelikin oldukça değer verdiği bir kimse idi. O bakımdan Süleymanın yanına giderek Ona Yezidin ve kardeşlerinin durumunu bildirdi, Haccacın şerrinden kendisine sığındıklarını anlattı. Bunun üzerine Süleyman: “Onları yanıma getir, ben hayatta olduğum sürece onlara hiç bir kötülük gelmeyecektir.” deyince Vuheyb onları alarak Süleymanın yanına götürdü. Süleyman da onları emniyetli bir yerde bıraktı.
Haccac Velide mektup yazarak olayı: “Mühellebin çocukları Allahın emanına hainlik ederek yanımdan kaçıp Süleymana sığındılar.” şeklinde bildirdi. Velid daha önce onlardan çekinmiş ve Horasanda karışıklık çıkarmak için oraya gittiklerini zannetmişti. Onların, kardeşi Süleymanın yanında olduklarını öğrenince bir dereceye kadar rahatladı, ancak onların kaçışıyla alınamayan paradan dolayı küplere bindi. Süleyman Velide şöyle bir mektup yazdı:

“Yezid yanımdadır ve Ona eman vermiş bulunuyorum. Onun ödemesi gereken üç milyon dirhem vardır, çünkü Haccac Onu altı milyon ödemekle cezalandırmış, Yezid de bunun üç milyonunu ödemişti. Geriye kalan parayı ödemeyi ben üzerime alıyorum.” Buna karşılık Velid Ona şu cevabı yazdı:
“Allaha yemin ederim, Onu bana göndermediğin sürece ben de eman vermiyorum.” Ancak Süleyman kendisine: “Onu sana gönderecek olursam, Onunle. birlikte ben de geleceğim.” diye yazınca Velid şu karşılığı verdi: “Alaha yemin ederim, sen yanıma gelecek olursan, o zaman ben de Ona eman vermem.” Bunun üzerine Yezid Süleymana şöyle dedi: “Beni onun yanına gönder. Allaha yemin ederim, ikinizin arasında benden dolayı düşmanlık çıksın istemiyorum. Herkesin de benim uğursuzluğumdan söz etmesini arzulamıyorum. O bakımdan gücünün yettiği kadar Onu yumuşatıcı bir mektup yaz \ benimle gönder.”

Süleyman Yezidi ve Onunla birlikte kendi oğlu Eyyilbu gönderdi Velid Süleymana Yezidi elleri kolları bağlı olarak göndermesini emrettiğinden Süleyman da oğluna şöyle demişti: “Müminlerin emirinin yanına gireceğir. zaman kendini Yezid ile birlikte aynı zincire bağla.” Eyyub babasının dediğini yaptı. Velid yeğeninin zincire bağlı olduğunu görünce: “Biz galiba Süleymana karşı aşırı gittik.” dedi. Eyyub babasının yazdığı mektubu amcasına teslim ederek şöyle konuştu: “Müminlerin emiri! Canım sana feda olsun. Babamın vermiş olduğu himayeyi bozma. Zaten babamın himayesini en çok koruması gereken kişi sensin. Sana olan yakınlığımız dolayısıyla himayemize girmek suretiyle esenliği ümit eden kimselerin de ümidini kırma. Şu kapının şerefi dolayısıyla her şeyiyle yanımıza gelen ve şeref ümit eden kimseleri de zelil kılma.”
Velid Süleymanın mektubunu okuyunca Yezide ve kardeşlerine karşı iyi hareket etmek üzere kendisinin duygularını harekete geçirecek ifadeler kullanmış olduğunu ve Yezidin ödemesi gereken malı kesinlikle kendisine ulaştıracağını garantilediğini gördü. Velid mektubu okuduktan sonra: “Gerçekten Süleymana karşı ağır davrandık.” dedi. Yezidin kendisi de söz alıp özür beyan etti. Bunun üzerine Velid Ona eman verdi, o da Süleymanın yanına geri döndü. Diğer taraftan Velid Haccaca mektup yazarak şöyle dedi: “Süleyman ile birlikte olması hasebiyle benim Yezide ve Onun ailesine el uzatmama imkan yoktur. Sen de onlara ilişme.” Böylelikle Haccac da onlarla uğraşmaktan vazgeçti.
Mühellebin diğer oğlu Ebu Uyeyne bir milyon ödemek karşılığında Haccacın yanında cezalı bulunuyordu. Haccac bu cezayı almaktan vazgeçtiği gibi Mühellebin diğer oğlu Habibe de ilişmedi.
Yezid bin Mühelleb Süleymanın yanında kaldı. Süleyman hediyeler gönderiyor ve Ona ziyafetler veriyordu. Yezid kendisine gelen hediyeyi mutlaka Süleymana gönderir, Süleyman da kendisine gelen hediyelerin yarısını mutlaka Yezide gönderirdi. Süleyman beğendiği her cariyeyi de kesinlikle Yezide gönderirdi.
Bu yıl Mesleme bin Abdülmelik Rum diyarına gaza yaparak Suriyede bulunan beş ayrı kaleyi fethetti. Abbas bin Velid de yaptığı gazalarla Erzene ve Suriyeye kadar vardı.
Velid bin Abdülmelik bu yıl Mısırda Kurra bin Şeriki vali tayin etmiş, aynı görevi yapan kardeşi Abdullah bin Abdülmeliki de görevinden azletmişti.
Bu yıl Bizanslılar deniz kuvvetleri komutanı Halid bin Keysanı esir almış, Bizans Kralı daha sonra onu Velide hediye olarak geri göndermişti.
Bu yıl hac emirliğini Ömer bin Abdülaziz yaptı. Ömer hem Mekke, hem Medine, hem de Taif Emiri olarak görev yapmakta idi. Irak ve bütün Doğu bölgesinin valisi Haccac bin Yusuf. idi. Haccacın Basraya tayin ettiği amil elCerrah bin Abdullah el-Hakemi idi. Basra Kadısı Abdurrahman bin Uzeyne idi. Horasan Valisi Kuteybe bin Müslim, Mısır Valisi ise Kurra bin Şerik idi.
Ensardan Enes bin Malik bu yıl vefat etti. Onun 92 ve 93 yılında vefat ettiği de söylenir. Enes doksan altı yaşında vefat etti. 106, 107 ve 103 yılında vefat ettiği de söylenir. Ebu-Aliye er-Reyabi, Şevval (M. Ağustos-Eylül 709) ayında vefat etmiştir.
Nahiv alimi Leysli Nasr bin Asım da bu yıl vefat etmiştir. Nasr, nahvi Ebul-Esved ed-Dueliden öğrenmişti.