"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Buharanın fethi

Bundan önce Haccacın Kuteybeye göndermiş olduğu ve Buhara hükümdarı Verdan Huzahı bırakıp geri çekilmesinden dolayı tövbe etmesini emredip bu şehre nereden gideceğini tarif eden mektubundan söz etmiştik. Haccacın bu mektubunu alan Kuteybe 90 yılında Buharaya gaza yapmak üzere yola çıktı. Verdan Huzah ise Suğdlulardan, Türklerden ve çevresinde bulunan kavimlerden asker istedi, bunlar da gelip Ona katıldılar. Kuteybe onlardan daha erken Buharaya varıp muhasara altına almıştı. Bu yardımcı kuvvetler Buharalılara gelince Müslümanların karşısına çıkıp onlarla savaşmağa başladılar. Ezdliler bunun üzerine: “Bizi bir kenara ve kendi halimize bırakınız.” dediler, ancak Kuteybe: “ilerleyiniz.” deyince onlar da ilerlediler ve çok şiddetli bir çarpışmaya tutuştular. Ezdliler daha sonra bozguna uğrayıp karargaha kadar kaçtılar. Müşrikler onlara yetişip darmadağın ettiler, karargahlarının içine girmek zorunda bıraktılar; öyle ki, kadınlarla atlılar karşı karşıya kalıp ağlamağa başladılar. Bunun üzerine Ezdliler tekrar geri dönüp hamle yaptılar. Böylelikle Müslümanların iki ayrı kanadı Türklerin üzerine gitmiş oldu. Yerlerine püskürtünceye kadar onlarla savaşıp durdular. Türkler tümsekçe bir yere çıkıp orada durdular. Kuteybe: “Onları yerlerinden kin: püskürtecek?” diye sorduğunda Araplardan hiç kimse üzerlerine gitmeyince Temimoğullarının yanına vardı ve onlara: “Haydi, sizin o meşhur günleriniz gibi bir gün olsun.” dedi. Bunun üzerine Veki sancağı eline alarak: “Ey Temimoğulları! Bugün beni düşmana teslim mi edeceksiniz?” diye seslenince onlar da: “Hayır, ey Ebu Mutarrif!” diye cevap verdiler.
Hureym bin Ebi Tahma Temimlilerin atlılarının başında bulunuyordu Veki ise Temimlilerin komutanı idi. Veki: “Ey Hureym! Atlılarınla ileriye git.” diyerek sancağı Ona verdi. Hureym sancağı alıp ileri gitti. Veki de piyadelerin başında olmak üzere ilerledi. Sonunda Hureym kendileri ile Türkler arasında yer alan nehrin yanına vardı. Veld: “Ey Hureym, ilerle!” deyince Hureym azgın devenin bakışı gibi baktı ve: “Atları bu nehre mi süreyim? Ey ahmak! Atlar buraya dalarsa helak olur, giderler.” dedi. Veki de: “Ey pis kadının oğlu! Benim emrime karşı mı geliyorsun?” diyerek elinde bulunan bir çubukla Onu dürttü. Hureym atlarıyla birlikte nehri geçti. Veki de nehrin yanına gelerek ahşaptan bir köprü yaptı ve arkadaşlarına: “Kendisini ölüme hazırlamış olan kimseler bunun üzerinden geçsin. Aksi takdirde olduğu yerde kalsın.” dedi. Ancak Onunla birlikte sadece sekiz yüz kişi o köprüden geçti. Bu sekiz yüz kişi ile birlikte düşmana yaklaşınca Hureyme şöyle dedi: “Ben bunlarla mızraklarla çarpışacağım: Sen de atlılarınla onların bizimle uğraşmalarına fırsat verme.” Daha sonra Veki hamle yaparak safların arasına girdi. Hureym de atlıları ile birlikte onların üzerine hamle yaptı ve mızrak mızrağa çarpışmağa başladılar. Sonunda Türkleri tepeden püskürtünceye kadar çarpışıp durdular. Kuteybe de şöyle seslendi: “Görmüyor musunuz, düşman kaçıyor?” Ancak düşman tamamıyla kaçıp bozguna uğrayıncaya kadar hiç bir kimse nehri geçmedi. Düşmanın bozgunundan sonra geriye kalanlar nehri geçmeğe başlayınca bu sefer Kuteybe şöyle seslendi: “Kim bir baş getirirse ona yüz dirhem var.” Bunun üzerine pek çok kişinin başı getirildi.
O gün Kurayoğullarından on bir kişi birer baş getirdi: Bunlara: “Sen kimsin?” diye soruluyor: “Ben Kurayoğullarındanım.” diye cevap veriyorlardı. Daha sonra Ezdlilerden birisi yine bir baş getirince ona: “Sen kimsin?” diye sorulduğunda o da: “Ben de Kurayoğullarından birisiyim.” diye cevap vermişti. Ancak Cehm bin Zahr onu tanıyarak: “Yalan söyledi; Allaha yemin ederim, o Ezdlidir.” deyince Kuteybe: “Ne diye bu şekilde davrandın?” diye sordu, Ezdli de şu cevabı verdi: “Kafa getiren herkesin: “Kurayoğullarındanım.” dediğini görünce kafa getiren herkesin bu sözü söylemesi gerektiğini zannettim.” Kuteybe bu söze güldü.
Hakan ve oğlu yaralandı. Allah Müslümanlara zafer nasip etti. Kuteybe de fetih haberini Haccaca yazılı olarak bildirdi.