Abdurrahman bozguna uğrayıp kaçtıktan sonra Basraya geldi. Yine bozguna uğrayıp kaçan çok miktarda kişi gelip etrafında toplandı. Bunlar arasında Kureyşli Ubeydullah bin Abdurrahman bin Semura bin Habib bin Abdü Şems de vardı. Haccac Medainde bulunan Saad bin Ebi Vakkasın oğlu Muhammed üzerine yürüyünce O da Abdurrahmanın yanına gitti. Abdurrahman da aralarında Şeybanlı Bistam bin Maskala bin Hubeyrenin bulunduğu büyük bir kalabalıkla Haccaca doğru yürüdü. Çok kişi Ona ölüm üzere beyat etmişti. Abdurrahman ve beraberindekiler Meskinde toplandılar. Abdurrahman arkadaşlarının etrafını hendekle çevirerek yalnız bir taraftan savaş yapılmasını sağladı.
Horasandan Halid bin Cerir bin Abdullah Küfe askerlerinden bir grup ile birlikte üzerine geldi. Şaban (M. Eylül 702) ayında on beş gün boyunca birbirleriyle son derece şiddetli bir şekilde çarpıştılar. Kaynlı Ziyad bin Gaysem öldürüldü. Bu kişi Haccacın silahlı askerlerinin başında bulunuyordu. Onun ölümü Haccac için de, arkadaşları için de bir yıkım oldu. Haccac geceyi askerleri savaşa teşvik etmekle geçirdi. Sabah olunca erkenden savaşa başladılar ve bu, aralarındaki en şiddetli çarpışma oldu. Süfyan bin Ebredin atlıları geri çekilir gibi olunca Haccac Abdülmelik bin Mühellebe emir vererek Abdurrahmanın askerleri üzerine hamle yaptırdı. Daha sonra Haccacın askerleri dört bir yandan hamlelerini sürdürdüler. Bunun üzerine Abdurrahman ve beraberindekiler bozguna uğradılar. Faklh Abdurrahman bin Ebi Leyla ve Tayh Ebul Bahteri öldürüldüler. Bistam bin Maskala bin Hubeyre Küfe ve Basra halkından kahramanlıklarıyla tanınan dört bin atlı ile birlikte ileriye geçti, bunlar kılıçlarının kınlarını kırdılar. Bistam da arkadaşlarını savaşa teşvik etti. Bunun üzerine Haccac okçuları çağırarak ok atışı yapmalarını emretti. Herkes etraflarını sardı ve bir kaç kişi hariç hepsi öldürüldü. Abdurrahman bin Eşas da Sicistana doğru gitti.
Abdurrahmanın Meskindeki yenilgisiyle ilgili olarak başka şeyler de söylenmiştir. Şöyle ki:
Haccacın karargahları, Dicle ve Sib ile Kerh arasında bulunuyordu. Bir ay ve bir kaç gün karşılıklı olarak savaştılar. Yaşlı birisi gelerek Haccaca Kerhin arka tarafından, bir çalılık arasından geçen ve dereyi aşan bir yol olduğunu söyledi. Haccac bu yaşlı ile birlikte dört bin kişi göndererek komutanlarına şu talimatı verdi: “Bu yaşlı eğer doğru söylemişse ona bin dirhem ver, yalan söylemişse öldür.” Bu yaşlı kimse askerlerle birlikte yola koyulurken diğer taraftan Haccac da Abdurrahmanın askerleriyle çarpışıyordu. Haccac geri çekilip Sibi geçti. Abdurrahman da beraberindekilerle geri dönüp Haccacın karargahlarını talan etti, sonra da kendilerini emniyette hissettiklerinden silahlarını bıraktılar. Ancak gece yarısı olunca aniden arka yoldan dolaşıp gelen bu askeri birliğin kılıçlarıyla karşı karşıya kaldılar. Abdurrahmanın arkadaşlarından kaçarken suda boğulanların sayısı öldürülenlerin sayısından daha fazla oldu. Haccacın kendisi de duyduğu sesler üzerine askerleriyle birlikte geri döndü ve ellerine geçirdiklerini öldürdüler. Öldürülenlerin sayısı dört bin kişi olup Abdullah bin Şeddad bin Had, Bistam bin Maskala, Amr bin Dubaya er-Rakaşi, Bişr bin Münzir bin Carud ve benzerleri bunlar arasında idi.