"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Haccac ile abdurrahman bin eşas arasındaki savaş

Denildiğine göre, bu yılın Muharrem (M. Şubat-Mart 701) ayında Haccacın askerleri ile Abdurrahman bin Eşasın askerleri arasında oldukça şiddetli bir çarpışma olmuş ve yine muharrem ayında defalarca birbirlerinin üzerine yürüyüp hücum etmişlerdi. Muharremin son günlerinde aralarındaki çarpışma bir daha şiddetlenmiş, Haccacın askerleri yenilerek yanına varıncaya kadar gerilemişler ve hendeklerinin önünde çarpışmışlardı. Daha sonra Muharremin son gününde (M. 16 Mart 701) bir daha birbirlerinin üzerine yürüdüler. Haccacın askerleri sağa sola dağılmış, safları bozulmaya yüz tutmuşken Haccac dizlerinin üzerine çökerek şöyle dedi: “Allah Musaba iyiliğini versin! O karşı karşıya kaldığı zor durumlarda bile kaçmamağa karar verirken ne kadar da şe-refli bir davranışta bulunmuştu.”
Kelbli Süfyan bin Ebred Abdurrahmanın sağ kanadına hamle yaparak bozguna uğrattı. Iraklılar geri çekildiler ve Abdurrahman ile birlikte Kufeye doğru gitmeğe başladılar. Onlardan pek çok kimse öldürüldü ki, Ezdli Ukbe bin Abdülgafır, ilim adamlarından bir topluluk bu öldürülenler arasındaydı.
Abdurrahman Kufeye varınca kuvvetli kimseler ve Basranın ileri gelen atlıları da peşinden gittiler. Geriye kalanlar ise Abdurrahman bin Abbas bin Rabia bin Haris bin Abdülmuttalib ile birlikte Basrada kaldılar ve Ona beyat ettiler. Abdurrahman bin Abbas Basrada kalanlarla birlikte beş gün süreyle görülmemiş bir şekilde Haccac ile çarpışıp durdu. Daha sonra o da Basradan çıkıp Abdurrahman bin Eşasın yanına vardı. Aralarında Tufayı bin Amir bin Vasilenin de bulunduğu bir grup kişi öldürüldü. Tufaylın Sahabilerden olan babası Amir bin Vasile, oğlu hakkında söylediği mersiyede şöyle der:
Tufayl üzerime kederler yıkıp gitti, Görülmemiş bir şekilde yıktı beni. Unutmak istedimse de unutamıyorum Kılıçların üzerine inip kalkışını ve üzerindekilerin alınmasını. Halbuki ölüm bana gelmeliydi; Yaşlandım, bir işe de yaramıyorum. Tufayldan sonra sel gibi yaş akıtıp sonra suları çekilen, kuruyan bir nehre döndüm.
Bu mersiyesi bir kaç bey it daha devam eder. Bu vakaya Zaviye Günü adı verilir.

Haccac safer ayının başlangıcına kadar yerinden ayrılmadı. Daha sonra Basraya Sakifli Hakem bin Eyyubu tayin etti. Abdurrahman da Küfeye yürüdü. Haccac Basraya gittiği zaman Küfede Ümeyyeoğullarının antlaşmalısı Abdurrahman bin Abdullah bin Amir el-Hadramiyi vekil bırakmıştı. Yerbulu Matar bin Naciye Onun üzerine yürümüş, ancak ibnül-Hadrami saraya çekilerek kendisini korumuştu. Küfeliler de Matar ile birlikte ayaklanarak ibnülHadramiyi ve Onunla birlikte bulunan Şamlıları Küfeden çıkardılar. Bunların sayısı dört bin kişi idi. Şamlıları Küfeden çıkardıktan sonra Matar sarayı eline geçirdi. Halk gelip toplandı, O da her birisine iki yüz dirhem dağıttı.
ibnül-Eşas Küfeye vardığında Matar sarayda bulunuyordu. Küfe halkı çıkıp ibnül-Eşası karşıladılar. ibnül-Eşas Küfeye varmadan Hemdanlılar herkesten önce yanına varmış ve etrafını sarmışlardı. ibnül-Eşas saraya gidince Matar bin Naciye de beraberinde bulunan Temimoğullarına mensup kişilerle birlikte Ona karşı koymak istedi. Abdurrahman da merdivenlerle saraya çıkılmasını emretti. Saraya çıkıp Matarı yakaladılar ve Abdurrahmanın yanına getirdiler. Abdurrahman önce Matarı hapsetti, daha sonra serbest bıraktı, Matar da Abdurrahman ile birlik oldu. Abdurrahman Kufede yerini sağlamlaştırınca herkes Onun etrafında toplandı, Basralılar da yanına gelmeğe başladılar. Haşimi olan Abdurrahman bin Abbas bin Rabia da Basrada Haccac ile çarpıştıktan sonra Küfeye gelen Basralılar arasında idi.
Haccac Zaviye Günü hezimetten sonra eman ile aldattığı on bir bin kişiyi öldürdü. Şöyle ki: Münadisine bazı kimselerin isimlerini zikredip: “Filan oğlu filana eman vermiyorum.. ” diye seslenmesini emretti. Herkes “Haccac bunların dışındakilere eman verdi” sanarak yanına geldi, Haccac da onların öldürülmesini emretti.