"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Kuhayl günü

Kühayl, Diclenin batı kıyısında, Musul topraklarında bir yerdir. Bu çarpışmanın sebebi şudur:
Süleymli Umeyr bin Hubab öldürülünce Temim bin Umeyr, Züfer bin Harisin yanına giderek Umeyrin intikamını istemesini rica etti. Ancak Züfer bu isteği kabul etmeyince Hüzeyl bin Züfer babasına şunları söyledi: “Allaha yemin ederim, şayet Tağlib onlara karşı zafer kazanacak olursa bu senin için utanılacak bir şeydir. Yok, kendileri Tağliblilere karşı zafer kazanır ve sen onlara yardım etmeyecek olursan bu ondan daha da kötüdür.” Bunun üzerine Züfer Karkisiyaya kardeşi Evs bin Harisi vekil bıraktı ve Tağliboğulları üzerine baskın yapmağa ve onlara hücumda bulunmağa karar verdi. Tağliblilerden bir kol olan Fedevkesoğulları üzerine bir grup ath göndererek bütün erkekleri öldürttü, malları ve kadınlarını tümüyle ele geçirdi; öyle ki, onlardan yalnızca bir kadın hayatta kaldı. O da eman istemiş, Yezid bin Humran da eman vermişti.
Diğer taraftan Züfer bin Haris, oğlu Hüzeyli Kaab bin Züheyroğullarına bir ordu ile birlikte göndermiş, O da onlardan pek çok kişi öldürmüştü. Yine aynı şekilde Züfer, Ukayllı Müslim bin Rabiayı da bir arada toplanmış bulunan Tağlibliler üzerine göndererek onlardan pek çok kişiyi öldürttü. Bundan sonra Züferin kendisi Tağliboğulları üzerine gitmemeğe karar verdi. Onlar bu sırada Musul topraklarında bir yer olan Akikte bir araya gelmiş bulunuyorlardı. Tağlibliler Züferin üzerlerine gelmekte olduğunu fark edince Dicleyi geçmek kastıyla oradan ayrıldılar, ancak KühayI denilen yere vardıklarında Züfer Kayslılarla beraber onlara kavuştu. Aralarında çok şiddetli bir çarpışma oldu. ZÜferin bütün arkadaşları atlarından inip piyade savaştılar. Yalnız Züferin kendisi katırının sırtında kalmıştı. Gece boyunca Tağliblileri öldürüp durdular, bazı kadınların karınlarını yardılar. Diclede de öldürülenlerin sayısından daha fazla kişi boğuldu. Kaçıp kurtulanlar ise Libbi denilen yere gittiler. Züfer, oğlu Hüzeyli onların üzerine gönderdi, o da nehri geçip kurtulanların dışında herkesi öldürdü. Züfer ayrıca iki yüz kişi esir aldı ve onları aç susuz bırakarak öldürdü.
Züfer bu vakayla ilgili olarak şunları söylemiştir:
Ey gözlerim! Çok ağlayın, yaş dökün, Asım için, ibn Hubab için. Tağlib savaşta Umeyri Ve bir grup kişiyi daha öldürdüyse, Biz onlardan iki yüz kişi öldürdük, ama Umeyr bin Hubaba yine denk olmadılar.
Muharibli ibn Saffar da şöyle der:
Savaşı görmüyor musun, Hubeybi Zillet ve küçüklüğe boğup bıraktı? Onlar güçlüydüler, fakat Yardım da gördükleri halde zilletten kurtulamadılar.
Bu iki taraf arasındaki savaşlardan birisinde Tağlibli el-Katami esir edilerek bütün malları elinden alınmıştı. Züfer özelolarak ilgilenip malının kendisine iade edilmesini sağlamış ve Ona iyilikte bulunmuştu.
Katami bununla ilgili olarak şunları söylemiştir:
Benim kavmim ile seninki arasında Yalnız kılıç darbeleri varsa da,
Sana teşekkür edip iyiliğini övüyorum, Çünkü benim de öldürülmeme ramak kalmıştı.
ibn Saffarın şiirinde sözü geçen Hubeyb Tağliboğullarına men-suptur.