"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Haşşak günü

Tağlibliler Umeyr bin Huhabın ısrarla üzerlerine gelmekte oldu-ğunu görünce göçebelerini ve şehirlerde yaşayanlarını bir araya getirip topladılar ve Haşşak denilen yere yürüdüler. Burası Şerabiyyeye yakın bir tepedir. Birak denilen yer de ona yakındır. Umeyr de beraberinde Züfer bin Haris el-Külai ile Onun oğlu Hüzeyl bin Züfer olduğu halde Kayslılarla birlikte ağır ağır oraya doğru yürüdü. Tağliblilerin başında ise ibn Hevber bulunuyordu. Haşşak tepesi yakınında akşam oluncaya kadar son derece şiddetli ve sert bir şekilde çarpıştılar ve daha sonra ayrıldılar. Ertesi günü yine geceye kadar çarpıştılar, sonra birbirlerini bıraktılar.
Üçüncü günün sabahı olunca Tağlibliler kaçmamak üzere birbirleriyle ahitleştiler. Umeyr onların bu kararlılıklarını ve kadınlarının da kendileriyle birlikte olduğunu görünce Kayslılara şöyle dedi: “Ey kabilem mensupları! Sizin için bunları bırakıp gitmenin daha faydalı olacağı görüşündeyim, çünkü bunlar ölüme hazırlanmış bulunuyorlar. Bırakalım, bunlar savaş endişesinden uzak kalsınlar ve sonra herkes yerine giderken biz de onlardan her bir grup üzerine baskın düzenleyecek kimseleri göndeririz.” Ancak Abdülaziz bin Hatim bin Numan el-Bahili Ona şu cevabı verdi: “Sen dün ve evvelki gün Kayslıların bütün atlılarını ölüme gönderdin, şimdi de kalbine korku girdi, öyle mi?”
Bu sözleri söyleyenin, Ona yardımcı olmak üzere gelmiş bulunan Fezareli Uyeyne bin Esma bin Harice olduğu da söylenir. Bu sözler üzerine Umeyr kızdı ve: “Sen savaş kızışmışken benim ilk kaçan kişi olacağımı mı söylemek istiyorsun?” dedikten sonra atından indi ve piyade olarak çarpışırken de şu beyti okumağa başladı:
Ben Muğallisin babası Umeyrim; Herkes yerinde kaldı, sen de kal.
Üçüncü gün olan bu günde Züfer geri dönüp Karkisiyaya gitti, çünkü Abdülmelik bin Mervanın Karkisiyaya kendi üzerine gelmekte olduğu haberini almıştı. Bu bakımdan elini çabuk tutup hazırlamnak üzere ayrılıp gitti. Onun bu durumu kendisini mazur göstermek için uydurduğu da söylenmiştir. Kayslılar o gün bozguna uğradı, Tağlibliler beraberindekilerle birlikte onların peşinden yetişti. Onları takip ederken de şöyle diyorlardı: “Sizler Tağliblilerin galip geldiğini bilmiyor musunuz?”
Kaab bin Züheyroğullarından Cümeyl bin Kays, Ümeyre şiddetli bir hamle yaparak sıkıştırıp öldürdü. Tağliboğullarından iki kişinin birbirleriyle yardımlaşarak Umeyri taşa tuttuğu ve Umeyrin yorgun ve bitkin düştükten sonra ibn Hevberin üzerine giderek Onu öldürdüğü de söylenmiştir.
Bu üçüncü günde ibn Hevbel bir yara da almıştı, Savaş bittikten sonra Tağliblilere başlarına Züheyrli Murad bin Alkameyi getirmelerini vasiyet etti.
Bir başka rivayete göre ibn Hevbel üç gün süren bu savaşın ikinci günü savaşa çıkmış ve Tağliblilere Muradı başlarına geçirmelerini vasiyet ettikten sonra aynı günün gecesi ölmüş, üçüncü gün de onların başkanı Murad olmuştu. Murad onları sancaklarına göre saf düzenine sokmuş ve aynı babanın çocukları olan kollara kadınlarını arkalarına koymalarını emretmişti. Umeyr onların bu durumlarını görünce az önce sözünü ettiğimiz sözleri söylemişti.
Şair der ki:
Fırat yakınlarında uykusuz bıraktı beni, ibn Hevberin öldürdüğü için ağlayanlar. Ey Muğallisin annesi! Ağlarsan haksız değilsin, Hasretle ağlaşanlarla hristiyanların öldürdüğü kişiye.
Bazı şairler de ibn Hevberin Umeyri öldürdüğü görüşünü kabul etmeyerek şöyle derler:
“Tağliblilerle karşılaştığında Umeyri Cümeyl öldürdü, ibn Hevber değil. ”
O gün Süleymoğullarından ve özellikle de Ganioğullarından pek çok kişi öldürüldü. Yine Kayslılardan öldürülenlerin sayısı oldukça fazlaydı. Tağliboğulları Umeyr bin Hubabın başını Dımaşkta Abdülmelik bin Mervana gönderdi. Bunun üzerine Abdülmelik gelen heyete pek çok hediye verdi ve onlara elbiseler ihsan etti. Abdülmelik, Züfer bin Haris ile barış yapıp da halk Onun etrafında toplamnca bununla ilgili olarak şair Ahtal pek çok beyitten oluşan bir şiirinde şöyle demişti:
Ey Ümeyye oğulları! Sizin için öyle kişiler Mücadele etti ki bunlar hem korudu, hem yardım etti. Kays Aylanlılar ise oynayarak geldiler, Yenildikten sonra ve istemeyerek beyat ettiler. Sırtlarına darbeleri yiyince ürküp kaçtılar, Zaten bu Kayslıların huyudur.
Umeyr bin Hubab öldürülünce Küfede bir adam Fezareli Esma bin Hancenin önünde durup: “Tağlibliler Umeyr bin Huhabı öldürdüler.” deyince Esma: “Zararı yok; çünkü bu adam düşmanlarının yurdunda iken ve ileri giderken öldürüldü, kaçarken değiL.” deyip daha sonra şu beyitleri okudu:
Süleymle bir baskın yapmayı adıyorum. Bekir bin Vaillilerin şakakları ağaracak bundan, Fedevkesin çocuklarını fakir edecek bu, Yetim ve dul bırakacak; kabileler onlara çullanacak.