Tufayl bin Cade bin Hubeyre anlatıyor: “Oldukça şiddetli bir sıkıntıya düşmüştük. Bir gün dışarı çıktığımda zeytinyağı ticareti yapan bir komşumun yanında son derece kirlenmiş bir sandalye gördüm. Kendi kendime şöyle dedim: Ben bu konuda Muhtara bir şeyler uydurup söylesem ne olur?
Ondan sonra o sandalyeyi zeytinciden aldım, yıkadım. Sandalyenin ahşabı oldukça parlak çıktı; çünkü içine pek çok yağ çekmişti, pırıl pırıl olmuştu.”
Tufayl anlatmasına devam ediyor: Muhtara dedim ki: “Ben senden bir şey gizliyordum, şimdi bundan sana söz etmeyi uygun görüyorum. Benim babam Cade bizde bulunan bir sandalye üzerinde oturur ve bu sandalyede Aliden bazı izler bulunduğunu söylerdi.” Muhtar bana şöyle dedi: “Allah Allah! Sen bu zamana kadar bunu bizden gizledin demek, haydi onu bize gönderiver.” Bunun üzerine kalktım, üzeri örtülü olduğu halde onun yanına getirttim. Bana on iki bin dirhem verilmesini emrettikten sonra topluca namaza gelinmesi için seslenilmesini söyledi. Herkes toplanınca Muhtar şöyle söyledi:
“Bundan önce geçmiş bulunan ümmetlerde her ne var idiyse bu ümmette de onun benzeri olur. Şunu biliniz ki israiloğullarının bir tabutu vardı. Bizim aramızda da bu tabutun benzeri vardır.” Bu sefer sandalyenin üzerindeki örtüleri kaldırdılar, bunu gören Sebeiler ayağa kalkıp tekbir getirdiler.
Daha sonra fazla bir süre geçmeden Muhtar ibn Ziyad ile çarpışmak üzere askerler gönderdi. Örtülü olarak bir katırın üstünde bu sandalye de çıkartıldı. Şamlılar görülmemiş bir şekilde öldürüldü. Bu ise onların bu konudaki fitne ve aldanışlarını daha da artırdı. O kadar ileri gittiler ki, küfre bile düştüler. Bu bakımdan yaptığımdan pişman oldum.
Tufaylın bu yaptıklarından halk söz etmeğe ve onu ayıplamağa başlamışlardı.
Denildiğine göre Muhtar, Cade bin Hübeyrenin ailesiyle bu konuda konuşmuştu; çünkü Cadenin annesi olan Ummu Hani, Ali bin Ebi Talibin ana-baba bir kız kardeşi idi. Onlara: “Bana Alinin sandalyesini getiriniz.” demiş, onlar: “Allaha yemin ederiz ki o bizim yanımızda değildir.” diye karşılık verince Muhtar şöyle çıkışMıştı: “O zaman sizler ahmaksınız, haydi gidin bana bu sandalyeyi getirin.”
Taberi der ki: Bunlar her hangi bir sandalye getirseler bile, “Tamam, bu odur.” diyeceğini ve kabul edeceğini anladılar. Gittiler, her hangi bir sandalye getirip teslim ettiler. O da bu sandalyeyi onların ellerinden aldı. Şibamlılar, Şakirliler ve Muhtarın arkadaşlarının ileri gelenleri bu sandalyenin üzerini ipeklilerle örttüler. Bu sandalyenin ilk muhafızı Ebu Musa el-Eşarinin oğlu Musa olmuştu. Musa, Muhtarın yanında bulunuyordu; çünkü Musanın annesi Abbasın oğlu olan Fadlın kızı Ummu Külsum idi. Ancak zamanla halk Musayı kınamaya başlayınca bu sefer Musa sandalyeyi korumayı bıraktı ve onun bakımını Muhtar ölünceye kadar Havşeb el-Bersemi üzerine aldı. Hemdanlı Aşa bu konuda şöyle der:
Ben şahitlik ediyorum, sizler Sebeiyesiniz, Ey şirkin polisleri, sizleri iyi tanıyorum. Yemin ederim, kürsünüz “Sekine” değildir, istediğiniz kadar sarıp sarmalasanız da. Ve yok bizde Tabut gibi bir şey, Şibam, Nehd ve Harifliler etrafında dönse de. Ben Muhammedin soyunu seven birisiyim, Ve Mushaflardaki vahye uyarım. Abdullaha beyat ettim ben, Kureyşliler büyük küçük Ona uyunca.
Leysli Mütevekkil de bu konuda şöyle der:
Yanına gidersen Ebu ishaka de ki: Ben sizin kürsünüzün münkiriyim. Şibamlıları görürsün, tahtaları etrafında, Şakirlilerse ona vahyi (!) taşıyor. Gözleri kızarmış onun çevresinde, Dışarı fırlamış nohut gibidir.
Bu yıl hac emirliğini Abdullah bin ez-Zübeyr yaptı.
Medine valisi Musab bin ez-Zübeyr olup bu görevi kardeşi Abdullah adına yapıyordu. Basrada da Mahzumlu Abdullah bin Ebi Rabia aynı şekilde ibn ez-Zübeyrin valisi olarak görev yapıyordu. Muhtar ise Kufe valiliğini tegallüp yoluyla elinde tutuyordu. Horasanda da Abdullah bin Hazim vardı.
Bu yıl içerisinde vefat edenlerden birisi sahabi ve Suffa ashabından olan Eslemli Esma bin Harisedir. Onun Basrada ibn Ziyadın emirliği sırasında öldüğü de söylenmiştir.
Saad bin Ebi Vakkasın kız kardeşinin oğlu olan Cabir bin Semura da bu yıl vefat etti. Onun Bişr bin Harunun emirliği sırasında vefat ettiği de söylenmiştir.
Kavminin efendisi olan Fezareli Esma bin Harice bin Hısn bin Huzeyfe bin
Bedr de bu yıl vefat etmiştir.