Bu yılın zilhicce ayının bitmesine sekiz gün kala (20 Temmuz 686 M.) ibrahim bin Eşter, Ubeydullah bin Ziyad ile çarpışmak üzere yola çıktı. Onun yola koyulması Muhtarın giriştiği es-Sebi vakasının bitiminden iki gün sonraya rastlar. Muhtar, ibrahim ile birlikte arkadaşlarının en iyi süvarilerini, ileri gelenlerini, savaş tecrübesi olan sağlam görüş sahiplerini göndermiş, bizzat Muhtar da onları uğurlamak için yola çıkmıştı. ibrahim, Abdurrahman bin Um el-Hakem Manastırına varınca orada Muhtarın arkadaşlarıyla karşılaştı. Bunların yanında bir kürsü bulunuyordu. Bu kürsüyü çıplak bir katır üzerine yüklemişlerdi ve ibrahime zafer ihsan etmesi için dua edip Allahtan yardım diliyorlardı. Bu kürsünün koruyucusu ve onunla görevli olan kişi Havşek elBersemi idi. Muhtar onları görünce şöyle dedi:
Ard arda giden meleklerin Rabbine yemin ederim, Peş peşe öldüreceğiz onların saflarını, isyancıları biner biner katledeceğiz.
Daha sonra Muhtar Onu uğurladı ve bu arada şöyle dedi: “Ben sana üç şey tavsiye ediyorum: Gizli olsun, açık olsun, bütün işlerde aziz ve celil olan Allahtan kork, acele yürü ve düşmanını gördüğün zaman hemen onlarla çarpışmağa başla.”
Muhtar geri döndü, ibrahim de yoluna devam etti. Kürsünün etrafında bulunanların yanından geçerken onların eğilmiş olduklarını, ellerini göğe kaldırarak Allaha dua ettiklerini gördü. ibrahim şöyle dedi: “Allahım, bizim aramızdaki akılslZların yaptıklarından dolayı bizi sorumlu tutma. Nefsimi elinde tutan Allaha yemin ederim ki bu, buzağılarının etrafında toplanıp eğilen israiloğullarının adetidir.” Daha sonra onlar geri döndü, ibrahim de yoluna devam etti.