"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Yezid bin muaviyenin oğlu muaviyeye ve abdullah bin ez-zübeyre beyat edilmesi

Bu sene içerisinde Şamda Muaviye bin Yezide Hicazda da Abdullah bin ez-Zübeyre halifeliğe getirmek maksadıyla beyat edilmiştir. Abdullah bin ez-Zübeyr, Husayn bin Numeyr ile yanındaki Şamlı askerlerinden önce Yezidin ölümünü haber almış bulunuyordu. Tam bu sırada onların ibn ez-Zübeyr üzerindeki muhasaraları daha şiddetli bir hal almıştı. ibn ez-Zübeyr ve Mekkeliler şöyle seslendiler; “Ne diye savaşıyorsunuz? Sizin azgın adamınız ölmüş bulunuyor.” Ancak Şamlılar onların dediklerini tasdik etmediler.

Husayn da Yezidin ölüm haberini alınca ibn ez-Zübeyre haber göndererek şunları söyledi: “Bu gece seninle Ebtah denilen yerde buluşalım.” Orada bir araya gelip konuşmağa başladılar. Bu sırada Husaynın atı pisledi. Arkasından Haremin güvercinlerinden bir kaçı gelerek atının pisliğini gagalamaya başlayınca Husayn atını güvercinlerden bir miktar uzaklaştırdı ve: “Atımın Haremin güvercinlerini öldürmesinden korkuyorum” deyince, ibn ez-Zübeyr Ona şöyle dedi: “Sizler bu kadarından bile sakımyorsunuz, fakat ayın zamanda da Haremde Müslümanları öldürüyorsunuz.” Husaynın ibn ez-Zübeyre söyledikleri arasında şunlar da vardı: “Sen bu işte daha çok hak sahibisin; haydi -sana beyat edelim, sonra da bizimle gel, birlikte Şama varalım. Benimle birlikte bulunan şu askerler Şamın ileri gelenleri ve en iyi süvarileridir. Allaha yemin ederim, bu konuda iki kişi bile sana muhalefet etmeyecektir. Buna karşılık sen herkese eman vereceksin, aramızda ve seninle Harem halkı arasında dökülen kanları hesaba almayıp karşılıklarını istemeyeceksin.” ibn ezZübeyr Ona şu cevabı verdi: “Ben kanları hesaba almamazlık edemem. Allaha yemin ederim ki onlardan öldürülen her bir kişi karşılığında sizden on kişinin öldürülmesine bile razı değilim.” Daha sonra Husayn Onunla gizlice konuşmağa başladı. Buna karşılık ibn ez-Zübeyr Ona yüksek sesle: “Allaha yemin ederim, yapmayacağım.” diye cevap veriyordu. Bu sefer Husayn Ona şu karşılığı verdi: “Şimdiden sonra akıllı ve zeki kabul edeni Allah kahretsin. Ben senin doğru dürüst görüş sahibi birisi olduğunu zannediyordum. Ben seninle gizli konuşuyorum, sen ise benimle açık ve yüksek sesle konuşuyoı, Ben seni halife olmaya davet ediyorum, sen ise ölmekten ve öldürmekten başka bir şey istemiyorsun.” Daha sonra Ondan ayrıldı, arkadaşlarıyla birlikte Medine tarafına doğru gitti. ibn ez-Zübeyr yaptıklarına pişman oldu ve Ona şöyle bir haber gönderdi: “Şama gelmeyeceğim; fakat sizler orada bana beyat alınız, sizlere eman verecek ve sizin aranızda adaletle hareket edeceğim.” Husayn ise şu karşılığı gönderdi: “Bizzat sen gelmedikçe bu işten bir sonuç alınmaz, çünkü orada Ümeyyeoğullarından bu işi isteyen bir takım kimseler vardır. ”
Daha sonra Husayn Medine üzerine yürüdü. Bu sefer Medine halkı Şamlılara karşı bir çeşit cesaret kazandılar. Öyle ki tek başına kalan her Şamlının atı mutlaka kendisinden alınıyordu. Bu bakımdan Şamlılar dağılmadılar, Medinedeki Ümeyyeoğulları da onlarla birlikte çıkıp Şama gittiler. Şayet ibn ezZübeyr onlarla birlikte gitmiş olsaydı, hiç kimse Ona karşı muhalefet etmezdi.
Şam bölgesinden gelmiş olanlar Dimaşka varmış olduklarında Muaviye bin Yezide beyat edilmiş bulunuyordu. Muaviye bin Yezid ise üç ay geçtikten sonra öldü. Onun kırk gün hükümdarlık yaptıktan sonra öldüğü de söylenmiştir. O sırada yaşı yirmi bir yıl ve on sekiz gün kadardı.
Hükümdarlığın son günlerinde emri üzerine: “Topluca namaza geliniz” diye seslenilince herkes bir araya gelip toplandı. Muaviye kalkıp Allaha hamd-ü sena ettikten sonra şunları söyledi: “Şunu biliniz ki ben sizin işinizi kaldıramaz bir duruma geldim. Ebu Bekirin halifelik için aday gösterdiği Ömer bin Hattab gibi birisini sizin için arayıp bulmak istedim, fakat bulamadım. Yine aralarından birisini halife seçmek üzere tespit edilen altı kişilik şura heyeti gibi bir altı kişi daha aradım, onları da bulamadım. işiniz artık benden çok size düşüyor, arzu ettiğiniz kişiyi seçebilirsiniz.” Daha sonra evine girdi ve ölünceye kadar kimseye görünmedi.
Onun zehirlenerek öldürüldüğü de söylenmiştir. Cenaze namazını Velid bin Utbe bin Ebi Süfyan kıldırmış, daha sonra aynı gün Tauna yakalanarak O da ölmüştür. Onun ölmediği de söylenmiştir. Muaviye, halife seçilinceye kadar halka Dahhak bin Kaysın namaz kıldırmasını emretmiştir. Muaviyeye: “Yerine bir başkasını halife göstersen!” denildiyse de kendisi şu cevabı vermişti:
“Ben bu işin acılığını üzerime almak, tatlısını da Umeyyeoğullarına bırakmak istemiyorum. ”