Yezid bin Şecere Şama Muaviyenin yanına vardığında Muaviye el-Haris bin Nimre et-Tenühiyi el-Cezireye göndermiş ve burada Alinin itaatinde bulunan kimseleri alıp getirmesini emretmişti. Haris Daraya kadar varıp burada bulunan Tağliboğullarından yedi kişiyi alıp gitmişti. Bu arada Tağliboğullarından bir cemaat Aliden ayrılıp Muaviyeye katılmışlardı. Bunlar el-Harisden bu akrabalarını serbest bırakmasını istediklerinde O, bu isteklerini yerine getirmemiş, bunun üzerine bu kişiler yine Muaviyeden ayrılıp Aliye katılmışlardı. Muaviye Aliye bir mektup yazıp Makil bin Kaysın Yezid bin Şecerenin adamlarından almış oldukları esirlerle bunları değiştirmesini istemiş, Ali onları Muaviyeye göndermiş, Muaviye de bu Tağliblileri serbest bırakmıştı. Bu arada Ali, Cesam Kabilesinden Abdurrahman adında birisini Musul taraflarına göndermiş ve oradaki Müslümanları rahata kavuşturmasını emretmişti. Muaviyeden ayrılan Tağlibliler Onunla karşılaşmışlardı. Başlarında da Kuray bin Haris et- Tağlibi bulunuyordu. Karşılıklı birbirlerine küfretmişler sonra aralarında çarpışmalar çıkınca Tağlibliler Abdurrahmanı öldürmüşlerdi. Bunu haber alan Ali Tağlibliler üzerine asker göndermek istemiş, fakat Racia Kabilesi Ali ile bu durumu görüşerek şöyle demişti: “Onlar senin düşmanından ayrılmış ve senin itaatine girmiş kimselerdirler. Abdurrahmanı da yanlışlıkla öldürmüşlerdir. Bundan dolayı onların üzerlerine asker göndermeyesin.”