"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Basradan şama sürgün edilenler

Abdullah bin Amirin Basra valiliğinin 3. yılında Kaysoğullarından bir adamın Hükeym bin Cebele el-Abdiye misafir olduğu ve bunun ibn es-Sevde adıyla bilinen Abdullah bin Sebe olduğu haberi ulaşır. ibn es-Sevde çevresinde bir sürü adam birikir, o da onlara fitneye sebep olacak sözler söyler ama söyledikleriyle ilgili konularda geniş açıklamalarda bulunmaz. Onlar da bu adamın söylediklerini olduğu gibi kabul ederler. Abdullah ibn Amir ona haber gönderip kim olduğunu sorar. O da şöyle cevap verir: “Ben kitap ehlinden birisiyim. islamı seçip senin şehrinde ikamet etmek istedim.” ibn Amir Ona:
“Bana ulaşan haberler senin söylediğin gibi değildir, çık git buradan.” der. Bunun üzerine Abdullah bin Sebe Kufeye çıkar gider, fakat oradan da çıkarılır. O da Mısıra gidip yerleşir, Basra ve Küfedeki adamlarına oradan mektuplar gönderip irtibat kurar.
Bu sıralarda Hümran bin Eban adet halinde olan bir kadınla evlenmiş, bunu işiten Osman onları birbirlerinden ayırarak adama had uygulayıp Basraya sürgün etmişti. Hümran, ibn Amire gelir, sohbet ederler ve Amir bin Abdil-Kaysın yanına gitmekte anlaşırlar. Hümran: “Ben sizden evvel gidip geleceğinizi haber vereyim mi?” diye sorar ve gidip Abdil-Kaysın evine girdiğinde Kuran okuduğunu görür. “Vali-miz gelip seni ziyaret etmek ister. Ben bunu sana bildirmeğe geldim.” der, fakat o Kuran okumağa devam eder. Hümran Onun yanından ayrılır, geri döner. ibn Amirle yolda karşılaşırlar. Ona der ki: “Ben ibrahimin evladını bile kendinden üstün görmeyen bir adamın yanından geliyorum.” ibn Amir yanına girdiğinde Mushafı kapatıp Onunla sohbete girer. ibn Amir sorar: “Neden bizi ziyaret etmiyorsun?” O da şöyle cevap verir: “Saad bin Ebil-Karha şerefi ve yücelmeyi sever.” ibn Amir:
“Sana bir görev verelim mi?” diye sorar, o da şöyle der: “Hüseyin bin el-Hurr görevalmayı arzu eder.” ibn Amir: “Seni evlendirelim mi?” der, O da:
“Rebia bin Isıl kadınları sever.” diye cevap verir. ibn Amir de ona şöyle der:
“Bu adam senin kendini ibrahimin evlatlarından bile üstün tuttuğunu gördüğünü söylüyor, sen ne dersin?” Daha sonra Amir elindeki Mushafı açar ve ilk olarak karşısına çıkan:
Allah Ademi, Nuhu, ibrahim ailesini ve imran ailesini seçip aleme üstün kıldı. (Al-i imran suresi, 33) ayetini onlara okur. Bunun üzerine Hümran Onun aleyhinde bulunur. Hümran bir müddet Basrada ikamet ettikten sonra Osman Onun Medineye gelmesine izin verir, O da yanında bazı kimselerle birlikte Medineye gelir. Amir bin Abdil-Kaysın aleyhinde bulunur ve onun evlenmediğini ve et yemediğini ve cuma namazına çıkmadığını söyleyip iftira eder. Bunun üzerine ibn AbdilKays Muaviyenin yanına sürgüne gönderilir. Amir, Muaviyenin yanına vardığında Muaviye Onun yanında tirit olduğunu ve bu tiritten Arapların yediği gibi yiyip durduğunu görür ve o anda, bu adama iftira edildiğini anlar. Muaviye Onun Basradan neden sürgün edildiğini kendisine bildirir, O da bunları şöyle izah eder: “Ben Cuma namazına giderim, ancak mescidin en arka tarafına oturur ve ilk çıkanlardan olurum. Evlenme meselesine gelince: Ben bir kızı istettim, ancak bir başkası gelip benim istediğim kızı istemişti. Et yememem ise doğru değildir, işte senin de gördüğün gibi et yiyorum. Ben kasapların kestiği etten yemiyorum, çünkü bir gün bir kasabın bir koyunu bacağından yakalayıp sürüklediğini ve boğazına bıçağı dayayıp onu boğazlayacakken:Sizi tüketeceğim, tüketeceğim deyip durduğunu gördüm.” Bunun üzerine Muaviye Ona: “Geldiğin yere geri dönebilirsin.” der. O da: “Hayır, halkının benim başına getirdiği türden felaketler hazırlamaktan hiç de geri durmayan bir şehre dönmem” demiş ve sürekli sahillerde dolaşıp durmuştu. Muaviye Onunla hep karşılaştığında: “Bir şeye ihtiyacın var mı?” deyip duruyor, fakat O: “Hayır, ihtiyacım yok” diye karşılık veriyordu. Muaviye sık sık bu lafı tekrarlayıp durunca şöyle demişti: “Şu Basra sıcağından biraz sıcaklık esiverse de tuttuğum oruçlar biraz daha zor ve şiddetli olsa! Sizin bu illerinizde oruç tutmak bana çok kolay geliyor.”

Osman bu yılda hac emirliği görevini kendisi ifa etmişti. Resulallahın ashabından olan ve Mikdad bin Esved diye bilinen Mikdad bin Amr vefat etmişti. Cenaze namazını Zübeyrin kıldırmasını vasiyet etmişti. Aynı şekilde bu yıl içinde el-Hars bin Muttalib bin Hişam bin Abdimenafın çocukları olan Tufeyl ve Hüseyn bu yılda vefat etmiş olup Bedir ve Uhud ashabından idiler. Başka rivayetlere göre H. 3 ı veya H. 32. yıllarda vefat ettikleri de kaydedilir.