"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Said bin el-asın taberistana seferi

Bu yıl içinde Said bin el-As daha evvel kimsenin sefer düzenlemediği Taberistana gazaya çıkmıştı. Ömer zamanında bu konuda ihtilaflı rivayetler zikredilmişti. Bu rivayete göre ise Said bin el-As, H. 30. (M. 650-651) yılda yanında Hasan, Hüseyin, ibn Abbas, ibn Ömer, Abdullah bin Amr el-As, Huzeyfe bin el-Yeman, ibn Zübeyr ve Resulallahın ashabından bazı kimselerle Taberistana sefer düzenlemişti. ibn Amir Basradan çıkıp Horasana doğru yönelmiş ve Saidden evvel Nisabura varmıştı. Said de Kumise gelmiş ve orada konaklamıştı. Huzeyfe bin el-Yeman Nihavendden sonra Cürcana varıp oranın halkı ile iki yüz bin dirhem ödemeleri şartıyla sulh akdetmişti. Arkasından Taberistana bağlı olup deniz cihetinden Cürcan ile sınırdaş olan Tamiseye ulaşan Said, buranın halkıyla çarpışmalara giriştiği bir sırada korku namazı kılınmış ve savaşın durumunu Huzeyfe Saide bildirmişti. Said bu çarpışmalar sırasında adamın birine indirdiği bir kılıç darbesiyle, omuzunu yere düşürmüştü. Düşmanı iyice kuşattıktan sonra eman istemişler, Said de bir tek adam öldürmemek şartıyla onlara eman vermişti. Başka bir rivayette kaleyi fethetmiş ve bütün halkını kılıçtan geçirmişti. Böylelikle kalede bulunanlar ganimet olarak ele geçirilmişti. Benü Nehdten birisi ganimetler arasında üzerinde büyük bir kilidin bulunduğu bir sandık bulmuş, içinde mücevherat olduğunu sanmıştı. Bu durum Saide ulaşınca, Said bu Nehdli adama sandığı getirmesini emretmiş, sandık getirilip kilidi kırılınca içinde ikinci bir sandığın olduğu görülmüştü. O sandık da açıldığında içinde kırmızı bir bez bulunmuştu. Bu bezi açtıklarında içinde bir sarı bezin olduğu görülmüş, sarı bezi açtıklarında içinde koyu kırmızı renge boyanmış iki erkeklik uzvu bulmuşlardı.
Said, ayrıca Namiye bölgesini fethetmişti. Burası bir şehir değil de tamamen sahra idi.
Bu arada Saidin yanında bulunan Yusuf bin Amrın dedesi Muhammed bin el-Hakem bin Ebil-Akil vefat etmişti. Bu fetihlerden sonra Said geriye dönmüştü.
Cürcan halkı Said ile yaptığı anlaşma üzerine her sene yüz bin bazen de iki yüz bin ve bazı yıllar üç yüz bin dirhem haraç ödüyorlardı. Bunu öderken de: “Bu üzerinde yaptığımız anlaşma gereğidir.” diyorlardı. Aradan bir müddet geçtikten sonra bu haracı ödememiş ve isyan etmişlerdi. Böylelikle Kumaş cihetinden Horasan yolu Cürcanlılardan gelecek tehlikeye karşı kesilmişti. Horasana giden yol Fars illerinden ve Kirmandan geçmekteydi. Horasana giden yolu Kumastan ilk defa geçiren Kuteybe bin Müslim olmuştu. O, bu uygulamayı Horasan a tayin edildiği bir sırada gerçekleştirmişti. Yezid bin Mühelleb Horasana gönderilmiş, onlarla sulh anlaşması akdettikten sonra Buhayra ve Dihistanı fethedip Cürcan halkıyla daha evvel Saidin yapmış olduğu anlaşmaya benzer bir sulh akdetmişti.