Bu sene içerisinde Bizanslılar Ebü Ubeyde bin el-Cerrah ve Onunla birlikte Hımsda bulunan Müslümanların üzerine yürümeyi kararlaştırdılar. Bu konuda Bizanslıları kışkırtanlar Cezire halkı olmuştu, çünkü Cezireliler Bizans kralına haber göndererek Şama asker göndermesi konusunda ikna etmiş, kendilerinin de bu konuda yardımcı olacaklarını vaat etmişlerdi. Kral da onların bu tekliflerine uygun hareket etti.
Müslümanlar Bizanslıların toplandıkları haberlerini alınca Ebü Ubeyde silahlı askerlerini toplayarak Hıms şehrinin düzlüğünde karargahını kurdu. Halid de Kınnesrinden gelerek onlara katıldı. Ebü Ubeyde yardımcı kuvvetlerin gelmesine kadar savaşa başlamak yahut savunma yapmak konusunda görüşünü sorunca, Halid, savaş yapılması görüşünü ortaya koyarken diğer komutanlar şehre sığınarak Ömere mektup yazılması görüşünü ileri sürdüler. Ebü Ubeyde onların görüşüne uyarak Ömere mektup yazdı. Ömer daha önce her bölgede Müslümanların mallarından artan miktar kadarıyla, olabilecek durumlarda kullanılmak üzere ihtiyat atlar hazırlamıştı. Kufede bu gibi ihtiyat atlardan dört bin tane vardı, Bunların başında ise Selman bin Rabia el-Bahili ile Kufe halkından bir grup kişi bulunmakta idi. Diğer sekiz bölgede de aynı şekilde oranın imkanlarına göre ihtiyat atları bulunmaktaydı. Bu atların kullanılması gerektiği bir zamanda askerler gelir, bu atlara biner ve diğer insanlar savaşa hazırlanıncaya kadar bunlar hazır kuvvet olarak yollarına koyulurlardı. Ömer haberi alınca Saada mektup yazmış ve: “Hazır insanları Kaka bin Amr ile birlikte aynı günde yola çıkar, çünkü Ebü Ubeydenin etrafı düşmanı ile sarılmış bulunuyor” diye talimat vermişti. aynı şekilde Ona: “Süheyl bin Adiyyi Rakkaya gönder, çünkü Bizanslıları Hımslılar üzerine kışkırtanlar bizzat Cezire halkıdır” demişti. Abdullah bin ithanı da Nasibin üzerine göndermesini emretmiş, Nasibinden Harran ve Ruha üzerine gitmesini söylemişti. Diğer taraftan Velid bin Ukbeyi Cezire bölgesinde bulunan Rabia ve Tenlih Arapları üzerine yollamasını Iyad bin Ganmi ise aynı şekilde göndermesini bildirmiş ve savaş olması halinde karar vermek yetkisinin de Iyada ait olduğunu belirtınişti.
Aynı gün Kaka dört bin süvari ile birlikte Hımsa yürürken, iyad bin Ganm ile Cezire komutanları da Cezirenin yoluna koyulmuşlardı. Her komutan tayin edildiği ve emredildiği yerleşim bölgesine yürüdü. Ayrıca Ömer de Medineden çıkıp Hımsa varmış, Ebu Ubeydeye yardımcı olmak üzere Cabiyeye kadar gelmişti.
Hıms halkına karşı Bizanslılara yardımcı olan Cezıre halkı, onlarla birlikte iken, islam ordusunun haberi yetişince kendi yurtlarının çeşitli yörelerine dağıldılar ve Bizanshlardan ayrılıp gittiler. Bu şekilde Cezıre halkı onlardan ayrılıp gittikten sonra Ebu Ubeyde, Halidin Bizanslılara karşı çıkıp savaşmak konusunda fıkrini aldı. Halid onlara karşı çıkıp savaşmak fıkrini ortaya atınca, Ebu Ubeyde de Bizanslılara karşı çıkıp savaştı ve Allah da ona zafer nasib etti. Kaka bin Amr ise onların yanına savaştan ancak üç gün sonra varabildi. Ebu Ubeyde ve beraberindekiler Ömere mektup yazıp zafer kazanıldığını ve yardım kuvvetlerinin gelişini bildirerek bu konuda hüküm vermesini isteyince, Ömer onlara şunları yazdı: “Ganimetlerde onları da kendinize ortak yapın; çünkü onlar sizin yanınıza gelmiş, fakat düşmanınız onlardan önce ayrılmış gitmiştir.” Ömer ayrıca Kufeliler hakkında şunları söylemiştir: “Allah Kufelilere iyiliklerini versin. Onlar hem kendilerini koruyor, savunuyorlar, hem de diğer bölge halklarına yardımcı oluyorlar.”
Kaka ile birlikte gelenler işlerini bitirdikten sonra geri döndüler.