"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Medainlilerden toplanan ganimetler ve bu ganimetlerin paylaştırılması

Saad ele geçirilen ganimetleri korumakla Amr bin Amr bin Mukarrini, paylaştırma işine başkanlık etmekle de Selman bin Rabia el-Bahiliyi görevlendirmişti. Sarayda ve Kisranın eyvanında, evlerde bulunan bütün ganimetleri toplamış ve kaçanları takip edenlerin getirdikleri ganimetlerin hepsini tespit etmişti. Medain halkı bozguna uğradıklarını görünce şehri talan etmiş ve dört bir tarafa kaçmışlardı; fakat arkasından gidenler tarafından yakalanmayıp kaçırdıkları şeyler elinden alınmadık hiç bir kimse kalmadı. Müslümanlar Medain de bazı Türk çadırları gördüler. Çadırların içerisi, kurşunla kapatılmış sepetlerle dolu idi. Müslümanlar bunları yiyecek zannettiler, fakat açıp baktıklarında altın ve gümüşten yapılmış kap kacaklar olduklarını gördüler. O kadar ki adam altın verip eşit miktarda gümüş almak için tek tek dolaşıyordu. Ayrıca Müslümanlar büyük miktarda kafur ele geçirmişler, bunu tuz zannederek hamura katmışlar, fakat acı olduğunu görmüşlerdi.

Kaçanları Zühre ile birlikte takip edenler Nehrevan Köprüsü üzerinde bir gurup Farslıyı yakaladı. Köprünün başında karşı karşıya geldiler. Farslarla birlikte bulunan bir katır suya düşünce Farslar tümüyle onun üzerine atıldılar. Birisi: “Bu katırın önemli bir özelliği olmalı” dedi ve Müslümanlar da bu katırı ellerine geçirene kadar Farslarla mücadele ettiler. Sonunda katırı aldılar.
Katırın üzerinde Kisranın süsleri, elbiseleri, boncukları, kuşağı, mücevheratla süslü zırhı vardı. Kisra başkalarına karşı övünmek amacıyla bunları üstüne takar ve öyle tahtına otururdu. Kelec iki Farslı ile birlikte iki katıra yetişti, Farsları öldürüp katırları aldı ve bunları ganimetlerden sorumlu bulunan kişiye teslim etti. Bu kişi kimin ne getirdiğini yazıyordu. Ona: “Beraberinde neler bulunduğunu tespit edinceye kadar burada bekle” diye talimat verdi. Katırların sırtındaki yükler aşağı indirilince bunlar arasında Kisranın taşlarla süslenmiş tacı da çıktı. Kisranın tacını genelde yüksek develer taşırdı. Onun içinde pek çok mücevherat vardı. Diğer katırın üzerinde ise Kisranın altından dokunmuş, mücevherat dizilmiş ipek elbiseleri vardı. Onun ipek olmayan diğer elbiselerinde de mücevherat dizili olduğu görüldü.
Kaka bin Amr, bir iranlıya yetişerek onu öldürmüş ve ondan iki heybe almıştı. Bunların birisinde beş kılıç, diğerinde ise altı kılıç ile bazı zırhlar vardı. Bu zırhlardan biri de Kisranındı. Ayrıca Onun miğferleri, Heraklieusun zırhı, Türklerin hükümdarı Hakanın zırhı, Hindistan kralı Daherin zırhı, Behram Cübinin, Siyavuhşun zırhları ile Numanın zırhı da vardı. Farslar bu zırhları Hakan, Heraklieus ve Daherden birbirleriyle savaştıkları sırada ganimet almışlardı. Numan ile Cübinin zırhlarına gelince, bunları da Kisradan kaçtıkları sırada ganimet olarak almışlardı. Kılıçlara gelince, bunlar Kisranın Hürmüzün Kubazın, Feyruzun, Heraklieusun, Türklerin Hakanının, Daherin, Behramın, Siyavuhş ile Numanın kılıçları idiler. Kaka bütün bunları Saadın huzuruna götürdü. Saad Onu istediği kılıcı seçmekte serbest bırakınca o da Heraklieusun kılıcını seçti. Behramın zırhını da kendisine verdikten sonra Kisra ile Numanın kılıçları dışında geri kalanları <