Daha sonra Saad Zühreyi Behüresir üzerine yürümesi için ileri geçirdi.
Bunun üzerine Zühre de öncü kuvvetlerin başında ilerlemeğe başladı. Yolda Sabatın dihkan Şırzad Onunla karşılaştı ve kendisinden barış istedi, fakat Zühre Onu Saadın yanına gönderdi. Saad da cizye ödemesi esası üzerine barış yaptı.
Zühre yolda Buran diye tanınan Kisranın kızının bölüğüne rast geldi.
Etrafındakiler her gün “Hayatta olduğumuz sürece Fars mülküne zeval gelmeyecektir” diye yemin ediyorlardı. Zühre, bunları yenilgiye uğrattı. Saadın kardeşinin oğlu olan Haşim bin Utbe de, Kisranın evcilleştirdiği bir arslan olan Mukarralı öldürdü. Bunun üzerine Saad, Haşimi başından öpmüş, Haşim de Saadın ayağını öpmüş idi.
Saad Haşimi ileri kuvvetlerle birlikte Behuresıre gönderdi. Haşim önceel-Muzlim denilen yerde konakladı ve bu arada:Sizler daha önceden “Asla sonumuz gelmeyecektir” diye yemin etmemiş miydiniz? (ibrahim, 44) mealindeki ayeti okudu. Daha sonra oradan da ayrılıp Behüresırde konakladı. Saad ve diğer Müslümanlar da oraya varıp Eyvanı görünce Dirar bin el-Hattab: “Allahu Ekber! Kisranın beyaz eyvanı… işte bu, Allahın ve Resulünün vaat ettiği” diye seslendi. Bir daha tekbir getirdi ve diğerleri de onunla birlikte tekbir getirdiler. Oraya varan her bölük önce tekbir getiriyordu. Daha sonra şehre indiler. Onların şehre inmeleri Zilhicce (4 Ocak – 1 Şubat 637) ayına rastlamıştı.
Bu yıl hac emirliğini bizzat Ömer bin Hattab yaptı.
Mekke valisi bir kavle göre Attab bin Esıd idi. Taif Valisi Yala bin Münye, Yemane ile Bahreyn Valisi Osman bin Ebil-As,Umman Valisi Huzeyfe bin Mihsan, Şam Valisi Ubeyde bin Cerrah, Küfe ve Çevresinin Valisi, Saad bin Ebi Vakkas, Basra Valisi ise Muğire bin Şube idi.
Ensardan Saad bin Ubade bu yıl içerisinde vefat etti. Onun Ebu Bekirin halifeliği döneminde vefat ettiği de söylenmiştir. Nevfel bin Haris bin Abdülmuttalib de bu yıl vefat etmiştir. Nevfel, Haşimoğulları arasında en yaşlı Müslüman olan kişi idi.