"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Yıl sonuna kadar yapılan savaşlar ve babil ile kusa günleri

Saad, Kadisiyye savaşının bitiminden sonra orada iki ay kaldı ve ne yapacağı konusunda Ömer ile yazışmalarda bulundu. Ömer, kendisine mektup yazarak Medaine yürümesini, kadınları ve çocukları yanlarında büyük bir asker topluluğu ile birlikte Atikte bırakmasını, Müslümanların ailelerini korumaya devam ettikleri sürece bu askerlere bütün ganimetlerden pay ayırmasını emretti.
Saad, emredileni yerine getirerek Şevval ayının (6 Kasım – 4 Aralık 636) bitmesine bir kaç gün kala Kadisiyyeden yola koyuldu. Yüce Allah, Fars askerlerinin yanında bulunanları Müslümanların eline koyduktan sonra, herkese hakları tastamam ödenmişti.
Müslümanların ileri kuvvetleri Burs denilen yere başlarında Abdullah bin Mutemm, Zühre bin Haviyye ile Şurahbil bin es-Simt bulunduğu halde vardıklarında, Basbuhra beraberinde kalabalık bir Fars ordusuyla onların karşılarına çıktı. Bunun üzerine Müslümanlar Onu bozguna uğratıp Babile kadar kaçmak zorunda bıraktılar. Kadisiyye den kaçanlarla geri kalan komutanları olan Nahirhan, Razlı Mehran, Hürmüzan ve benzerleri de orada idi ve başlarına Firuzanı getirmişlerdi. Basbuhra da Bursta yenilgiye uğramış olarak onların yanına geldi. Fakat Basbuhra, Zühreden almış olduğu bir yaranın tesiriyle nehire düşerek öldü. Basbuhra, bozguna uğrayıp çekilince Burs dıhkanı Bistam gelip Zühre ile barış antlaşması yaptı ve nehirden geçmek için köprüler yaparak Babilde toplananlar konusunda Onu haberdar etti. Bunun üzerine Zühre de Saada mektup yazıp durumu bildirdi. Daha sonra Saad kendisine Bursda yetişerek Zühreyi ileri kuvvetlerin başında gönderdi. Arkasından Abdullah ile Şurahbili ve Haşim el-Mirkalı gönderdi. Onların arkasından da kendisi onları izledi. Babilde Firuzanın bulunduğu yere onlar da karargah kurdular. Müslüman ordularının gelmesinden önce Fars komutanlar, “ayrılmadan önce onlarla savaşalım”, diye kararlaştırmışlardı. Aralarında olan çarpışmada Müslümanlar onları bir daha bozguna uğrattılar. Bunun üzerine Fars askerleri iki ayrı koldan yola koyuldular. Hürmüzan, Ahvaz tarafına gidip her tarafını elde edip talan ederken Firuzan da Nihavend tarafına yönelip orayı eline geçirip yağmaladı. Kisranın hazineleri de burada bulunmakta idi. Firuzan Mahni de eline geçirip yağma etti. Nahirhan ile Mehran, Medaine giderek köprüyü kestiler.
Diğer taraftan Saad, Babilde kaldı. Zühreyi öncü olarak gönderdi. Zührenin önünde de Leysli Bükeyr bin Abdullah ile Saadlı Kesir bin Şihab vardı. Bunlar Farsların geride kalanlarına yetişebildiler. Yetiştikleri arasında Feyuman ile Ferruran da vardı. Bukeyr Ferruhanı, Kesir de Feyumanı Sura denilen yerde öldürdü. Bu arada Zühre de gelerek Surayı aşıp konakladı. Arkalarından Saad, Haşim ve diğer kuvvetler gelip Zührenin olduğu yerde konakladılar. Konakladıkları yer, Deyr ile Kusa arası bir yerdi.Zühre Farslara doğru ilerlemeye başladı. Nehirhan ile Mehran askerlerinin başına Şehriyarı bırakmışlardı. Zühre, onların savaşmak üzere inmelerini isteyince çarpışmak üzere meydana çıktılar. Şehriyar ileri atılarak teke tek çarpışmak üzere er diledi. Zühre Onun karşısına Arecli Ebu Nubate Nail bin Caşamı çıkardı. Ebu Nubate, Temim-oğulları kahramanlarından idi. Şehriyar da Ebu Nubate de çok sağlam yapılı idi. Şehriyar, Naili görünce, göğüs göğüse çarpışmak amacıyla mızrağını bıraktı. Ebu Nubate de aynı amaçla mızrağını bıraktı. Her ikisi de kılıçlarını kınlarından çekerek vuruşmaya başladılar. Derken göğüs göğüse gelmişken, ikisi de binekleri üzerinden düştü. Şehriyar, adeta bir deve gibi Ebu Nubatenin üstüne yıkıldı. Baldırıyla onun üzerine bastırarak hançerini eline aldı ve zırhının iliklerini açmak isterken, parmağı Nailin ağzına girdi. Nail parmağını ısırıp kırdı. Şehriyarda bir parça halsizlik görünce hemen fırsatını bulup Onu yere yıktı, arkasından göğsünün üzerine oturup hançerini eline aldı ve zırhını karın bölgesinden açarak ölünceye kadar karnından ve böğürlerinden hançerini saplayıp durdu. Nail Onun atını, bileziklerini ve üzerindeki diğer değerli eşyaları aldı. Şehriyarın askerleri ise bozguna uğrayıp dört bir tarafa dağıldılar. Zühre Saadın gelişine kadar Kusada ikamet etti. Saad gelince Naili, -Şehriyarın silahlarını kuşandırarak, bileziklerini taktırıp kadanasına da bindirerek- Saadin huzuruna çıkarıp takdim etti ve Ona ele geçirdiği her şeyi ganimet olarak verdi. Böylelikle Nail, Irak bölgesinde kendisine bilezik giydirilen ilk Arecli olmuş oldu.
Saad da burada bir kaç gün kaldı ve ibrahim Meclisini ziyaret etti.
Bu olayların on altıncı yılda geçtiği de söylenmiştir.