"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Halid bin velidin ıraktan şam bölgesine gitmesi

Müslümanlar Bizanslıların uzun süre dayandıklarını görünce, Ebu Bekirden yardım istediler. O da Halid bin Velide yazarak, onların yanına gitmeyi ve askerlerin yarısını alarak geri kalan yarısının üzerine de Müsenna bin Harise eş-Şeybaniyi komutan bırakmasını, tecrübeli ve muktedir kimselerden aldığı kadarını da Müsennanın yanına bırakmasını, Şamda Allahın onlara zafer ihsan etmesinden sonra Halidin arkadaşları ile birlikte Iraka dönmesini, emretti.
Halid, Peygamberin ashabını yanına alırken Müsennaya onların sayısınca sahabiliği olmayan fakat kanaat ehlinden olan bazı kimseler bıraktı. Daha sonra askerleri ikiye ayırınca, Müsenna kendisine: “Allaha yemin ederim, Ebu Bekirin emri yerine getirilmedikçe kabul etmeyeceğim. Allaha yemin olsun, ben zaferi ancak Peygamberin sahabeleri yüzü suyu hürmetine umuyorum.” dedi. Halid Onu razı etmek zorunda kaldı. Iraktan sekiz yüz, altı yüz, beş yüz, dokuz bin, altı bin askerle gittiği söylenmiştir. Yine denildiğine göre, Ebu Bekir kendisine kuvvet ve destek olabilecek kimseleri almasını da emretmiştir.
Halid Hadudaya varınca, Hadudalılar Onunla savaştılar. Onları yendi. Oradan el-Mlisayyaha vardı. Tağliblilerden bir kalabalık vardı. Onlarla savaştı ve onları yenik düşürerek pek çok esir ve ganimet aldı.
Bu esirler arasında Habib bin Büceyrin kızı es-Sahba da vardı, es-Sahba, Ali bin Ebi Talibin oğlu Ömerin annesidir. Sahba ile ilgili olarak, daha önce sözünü ettiğimiz hususlar da söylenmiştir.
Denildiğine göre, Halid yoluna devam etti. Kurakir denilen ve Kelblilere ait olan suyun yakınına varınca, bura halkı üzerine hücum etti. Onlardan kendilerini Behrahlara ait bir su olan Suva denilen yere götürecek kılavuz istedi. Kurakir ile Suvanın arasında beş günlük yol vardı. Onlardan kılavuz isteyince, Tayylılardan Rafi bin Amineyi tavsiye ettiler. Halid bu konuda Rafi ile konuşunca Rafi: “Sen, atlarla ve yüklerle oraya gidemezsin. Allaha yemin ederim, yükü olmayan tek başına bir süvari bile oradan geçerken ölümden korkar.” dedi. Halid: “Benim Rum topluluklarının arkasından gitmem lazım; onların Müslümanlara yardımcı olmamı önlememeleri için bu durum benim açımdan kaçınılmazdır.” diyerek, her bir topluluğun başkanına beş kişilik su almayı ve yaşlı develeri olabileceği kadar susuz bıraktıktan sonra ikinci bir defa su vermeyi, arkasından develerin kulaklarını ve geviş getirmemeleri için dudaklarını bağlamalarını emretti. Daha sonra Kurakirden bineklerine bindiler. Bir gün ve bir gece yol aldıktan sonra atlar için on devenin karnını deştiler. işkembelerinde bulunan su ile sütü birbirine karıştırarak atlara içirdiler ve bu işi dört gün süreyle yaptılar.el-Alemeyn denilen yere vardıklarında, kılavuz askerlere: “Bir avsec ağacı kütüğü görüyor musunuz?” diye sorunca askerler: “Hayır, göremiyoruz” dediler. Kılavuz: “inna lillelhi ve inna ileyhi raciun, Allaha yemin ederim, siz de helak oldunuz, sizinle birlikte ben de helak oldum” diye söyledi. Kılavuzları Rafiin gözleri çapaklı idi. Onlara: “Ne oluyorsunuz, etrafınıza baksanıza!” dedi. Askerler etraflarına bakınca, ağacın kesilmiş olduğunu ve geriye bir parçasının kaldığını farkettiler. Ağacın kütüğünü görünce, hep birlikte tekbir getirdiler ve Rafi onlara: “Onun kökünü kazıyınız” diye söyledi. Ağacın köküne doğru yeri kazdılar ve oradan bir su gözünü meydana çıkardılar. Herkes kana kana su içti. Rafi: “Allaha yemin ederim, bu suya yalnızca bir defa, ben çocukken babamla birlikte gelmiştik” dedi. Müslümanlar arasında bir şair şu beyitleri okudu:
Ne gözü varmış Rafiin, nasıl da
Kurakirden Suvaya geçirdi bizi
Halid, Suvaya varıp halkına baskın yaptı. Onlar sabaha karşı içki içiyor ve şarkıcıları şu anlamdaki beyitlerle şarkı söylüyordu:
Teselli edin beni Ebu Bekirin ordusu gelmeden,
Belki de ölümümüz yakındır da bilmiyoruz.
Teselli edin beni bardaklarla ve bir daha
Şarap renkli saf akan içkiden verin.
Teselli edin beni bir şarap torkusuyla.
Kaliteli şarabın ruhtan kederi alanıyla.
Sanırım Müslüman atlılarıyla Halid
Sabahtan önce kartallarla basar sizi.
Ne dersiniz, savaştan önce gidiversek?
Ve perdelerin arkasından cariyeler çıkmadan?
Müslümanlar onların şarkıcılarını öldürdü ve kanlarını da oradaki kovaya akıttılar. Mallarını aldılar. Hurlrus bin Numan el-Bahrani de öldürüldü. Ondan sonra Erak denilen yere vardı, onunla barış yaptılar. Arkasından Tedmura gitti. Tedmür halkı önceleri kalelerine sığındIlarsa da daha sonra Onunla barış yaptılar. Arkasından Karyeteyne vardı, onlarla savaştı. Onları yenik düşürüp ganimetler elde ettikten sonra Huvvareyne vardı. Onlarla da savaştı, bozguna uğrattı, pek çok kişiyi öldürüp esir aldı. Kusuma varınca, Kuzaalılardan olan Meşcaoğulları barış yaptılar. Dimaşk (Şam) yakınlarındaSeniyetul-Ukab denilen yere varıncaya kadar savaş sancağını açmış olarak yoluna devam etti. Sancağının rengi siyahtı. Resulallaha ait olup, adıel-Ukab idi. Bu yüzden bu tepeyeSeniyyetul-Ukab adı verildiği söylenmiştir. Ona sancağının üzerine düşen kartal dolayısıyla bu ismin verildiğini söyleyenler varsa da birincisi daha doğrudur.
Daha sonraMerc-i Rahit denilen yere vardı. Orada Gassanlılar üzerine Fısıh bayramlarını yaptıkları sırada hücum etti. Onlardan pek çok kimseyi öldürüp esir aldı. Daha sonra Guta denilen yerdeki kiliseye bir seriyye gönderdi. Oradaki erkekleri öldürüp kadınları esir aldılar ve hep birlikte onları Halidin yanına götürdüler. Daha sonra Halid, Busraya varıncaya kadar yoluna devam etti. Oradakilerle savaştı, onlara karşı muzaffer oldu ve barış yaptı. Böylelikle Busra, Şam bölgesinde Halid ve Iraklılar tarafından ilk fethedilen şehir oldu.
GanimetIerin beşte birlerini (hums) Ebu Bekire gönderdikten sonra yoluna devam etti ve Rabiulahir (4 Haziran – 2 Temmuz 634) ayında Şamdaki Müslüman askerlerin yanına vardı. Bahanda yanında papazlar, rahipler ve diğer din adamları ile birlikte Bizanslıların başında bulundukları vadiye vardılar. Din adamları Bizanslıları savaşa teşvik ediyorlardı. Bahan da savaşa çıkmış olmak için çıkıyor gibi idi. Halid Onunla savaşmak üzere çıktı, diğer komutanlar da karşılarındakilerle çarpıştı. Bahan ve Bizanslılar hendeklerine geri çekildiklerinde Müslümanlar, onlara bir takım zararlar verdirmiş bulunuyorlardı.