Müslümanların bu mürtetlerle savaştıkları tarih konusunda ihtilaf edilmiştir, ibn ishak der ki: Yemame, Yemen ve Bahreynin fethi ile Şama asker gönderilmesi hicretin on ikinci yılında olmuştur. Buna karşılık Ebu Maşer, Yezid bin iyad bin Cudube, Ebu Ubeyde bin Muhammed bin Ammar bin Yasir ise şöyle derler: Halidin ve diğer komutanların mürtetlere karşı kazandıkları bütün zaferler hicretin on birinci yılında olmuştur. Ancak bunlar arasında Rabia bin Büceyrin durumu başkadır. Onunla hicretin on üçüncü yılında savaşılmıştır. Onun da hikayesi şudur: Halid bin Velid, Rabianın beraberindeki mürtetlerle birlikte Musayyah ve Hasid denilen yerde oldukları haberini alınca Onunla savaştı, pek çok ganimet ve esir aldı. Bu arada Rabianın bir kızını da esir alarak Onu Ebu Bekire göndermiş ve bu Ali bin Ebi Talibin payına düşmüştü.
Umana gelince, orada Zut Tac unvanlı Ezdli Lakit bin Malik ortaya çıkmıştı. Zut-Tac, Cahiliyye Döneminde el-Cülendi ile atbaşı gidiyordu. Sonraları peygamberlik iddiasında bulunanların iddialarına benzer davalarla ortaya çıkmış, irtidat edip Umanı eline geçirmiş, daha sonra dağlarda Ceyfer ve iyasın himayesine sığınmıştı. Ceyfer de Ebu Bekire haber göndermiş ve Zut-Taca karşı yardım istemişti. Ebu Bekir de kendisine Hirayerden olan Huzeyfe bin Mihsan el-Galfaniyi ve Ezdlilerden Arfece el-Barikiyi göndermişti. Huzeyfeyi Umana: Arfaceyi ise Mehre üzerine göndermişti. Huzeyfe ile Arfacenin her birisi kendi gittiği istikamette arkadaşının emir i olmak üzere tayin edilmişlerdi. Umana yaklaştıkları takdirde de Ceyferle yazışmaları emredilmişti. Böylelikle ikisi de Umman üzerine yürüdüler. Diğer taraftan Ebu Bekir daha önce Yemameye göndermiş olduğu Ebu Cehilin oğlu ikrimeye haber göndererek beraberindekilerle birlikte Huzeyfe ve Arfaceye katılıpUmman ile Mehrelilere karşı onlara yardımcı olmasını ve bunların işi bittikten sonra da Yemen üzerine yürümesini emretti. ikrime, Huzeyfe ile Arfaceye Umana varmadan önce yetişti. Bunlar Uman yakınlarında bulunan Ricam denilen yere varınca, Ceyfer ve iyada mektuplar yazdılar. Lakit de etrafındakileri toplayıp Deba denilen yerde karargah kurdu. Ceyfer ve iyad da Suhar denilen yerde karargah kurup Huzeyfe, ikrime ve Arfaceye haberler gönderdiler. Bunlar da Ceyfer ile iyadın yanına geldiler. Lakitin komutanlarına mektuplar gönderdiler. Bu komutanlar Lakiti bırakıp ayrıldılar. Daha sonra Debada her iki ordu karşı karşıya geldi ve şiddetli bir çarpışmaya tutuştu. Lakit üstün gelir gibi olurken Müslümanlarda çözülme, müşriklerde de zafer görülür gibi oldu. Onlar tam bu durumda iken Müslümanlara başlarında el-Hırreyt bin Raşid olduğu halde Naciyeoğullarından ve yine Seyhan bin Suhan başkanlığındaki Abdul-Kaysoğullarından ve diğerlerinden büyük ölçüde yardımcı kuvvetler geldi. Böylelikle Allah Müslümanları güçlendirdi. Müşrikler ise gerisin geri dönüp kaçtı. Bu savaşta müşriklerden on bin kişi öldürüldü. Müslümanlar onları kıyasıya öldürecek şekilde peşlerine takılıp bırakmadı; çoluk çocuklarını esir aldılar, mallarını paylaştırıp Arface eşliğinde ganimetlerin beşte birini Ebu Bekire gönderdiler. Huzeyfe ise, insanları teskin etmek üzere Ummanda kaldı.
Mehrelilere gelince, Ebu Cehilin oğlu ikrime, Umanda işlerini bitirdikten sonra beraberinde yardımcı olmak üzere Naciye, Abdulkays, Rasih ve Saadoğullarından olan kimseler de olmak üzere Mehrelilere kendi yurtlarında baskın yaptı. Orada Mehrelilerden iki ayrı grupla karşılaştı. Bu gruplardan birisi Mehreli Sihritin başkanlığında, diğeri ise Muhariboğullarından bir kişi olan Musabbah ile birlikte idiler. Askerlerin çoğunluğu Musabbah ile birlikte olup, Onunla Sihrit arasında anlaşmazlık vardı. Bunun üzerine ikrime, Sihrite haberler gönderdi. Sihrit, Onun çağrısını kabul edip Müslüman oldu. ikrime, Musabbaha da yazdığı halde davetini kabul etmediğinden Onunla çok şiddetli bir çarpışmaya tutuştu. Sonunda mürtetler hezimete uğradı, onların başkanları öldürüldü, Müslümanlar bineklerine atlayıp onları takip etti. Onlardan diledikleri kimseleri öldürdüler ve diledikleri şey leri ganimet aldılar. ikrime ganimetIerin beşte birini Sihrit ile birlikte Ebu Bekire gönderdi. Böylelikle ikrimenin ordusu hem binek hem de mal itibariyle daha bir güçlenmiş oldu. ikrime, herkesi istediği nokta etrafında birleşmiş ve islama bağlanmak üzere bey at etmiş olarak görünceye kadar orada kaldı.