"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Hicretin 6. Yılı seriyye ve gazveleri

Ukkaşe bin Mihsanın yanındaki kırk kişi ile birlikteel-Amik diye bilinen bir yere yaptığı seriyye bunlardandır. Üzerlerine gittiği kimseler onların haberini alıp kaçtılar. İleri güçler alelacele gittiklerinden onlara ait iki yüz deve buldular. Onları alıp Medineye getirdiler. Bu seriyye Rabiulahir (20 Ağustos – 17 Eylül 627) ayında olmuştu.
Muhammed bin Meslemenin seriyyesi de bunlardandır. Resulallah onu Rabiülevvel (21 Temmuz – 19 Ağustos 627) ayında on atlı ile birlikte Salebe bin Saadoğuları üzerine göndermişti. Salebeoğulları Muhammed ve arkadaşlarının uyumasını beklediler, onların üzerine uykudayken hücum ettiler. Muhammedin bütün arkadaşları öldürüldü, kendisi tek başına yaralı olarak kurtuldu.
Ebu Ubeyde bin el-Cerrahın Zülkassa üzerine Rabiülahir ayında kırk kişi ile birlikteki seriyyesi de bunlar arasındadır. Zülkassalılar onlardan kaçtı, Müslümanlar ganimet olarak pek çok deve, ayrıca bir kişi de ve esir aldılar. Esir aldıkları adam Müslüman olunca, Resulallah onu serbest bıraktı.
Zeyd bin Hariseninel-Cemuh diye bilinen yere yaptığı seriyye de bu yıl içerisindeki seriyyelerden bir tanesidir. Bu seriyyede Zeyd, Müzeyne Kabilesinden adı Halime olan bir kadını esir alır. Bu kadın da Süleymoğularının konakladığı yerlerden bir tanesini onlara gösterir. Orada pek çok davar ve aralarında bu kadının kocasının bulunduğu esirler alırlar. Resulallah bu kadını kocası ile birlikte serbest bırakır.
Yine Zeydin Cumadelula (18 Eylül – 17 Ekim 627) ayında “el-İys” diye bilinen yere giden seriyyesi bunlar arasındadır. Ebuı-As bin Ebir-Rebie ait olan mallar bu seriyyede ganimet olarak alındı. Ebuı-As, Peygamberin kızı Zeynebin himayesine girer, onu himaye eder. Bedir Gazvesinden söz ederken bunu da anlatmıştık.
Yine Zeydin Cumadelahire (18 Ekim – 15 Kasım 627) ayında Salebeoğuları üzerine on beş kişi ile birlikte gönderildiği seriyye de bu yıl içerisinde gönderilen seriyyelerdendir. Salebeoğuları ondan kaçmıştı. O da onlardan yirmi deve ganimet aldı.
Zeyd bin Harisenin Cumadelahire ayında Hisma üzerine yaptığı seriyyesi de bu seriyyelerdendir.
Cüzamlı Rifaa bin Zeyd, Hudeybiye Antlaşması sırasında Peygamberin yanına gelerek ona bir takım hediyeler ve bir köle takdim eder. Ondan sonra da kendisi İslam dinine girer ve İslama güzel bir şekilde bağlanır.
Resulallah Onun kavmine bir mektup yazarak İslam dinine davet eder. Onlar da İslama girerler. Daha sonra oradanHarretur-Recla diye bilinen yere giderler.
Bu sırada Kelb Kabilesinden Dihye bin Dihye, Cüzam topraklarından geçmekte iken, Cüzamın bir kolu olan Dulaya mensup el-Hümeyd bin Uvas ile oğlu Uvas bin el-Hüneydin saldırısına uğrarlar. Dihyenin üzerine hücum eden baba-oğul yanında bulunan her şeyi alırlar. Rifaanın kavmine mensup ve İslama girmiş Dubayboğullarından bir kaç kişi bunun haberini alınca, Hüneyd ve oğlunun üzerine yürürler. Onları görürler, her iki taraf birbirleriyle çarpışır. Dubayboğulları, onlara karşı muzaffer olur. Dihyeden alınan her şeyi ellerinden kurtarır ve onları Dihyeye iade ederler. Dihye de Peygamberin huzuruna varır ve Ona durumu anlatır. Resulallah da onların üzerine Zeyd bin Hariseyi bir ordu ile birlikte gönderir. Zeyd ve askerleriel-Fadafid diye bilinen yerde onların üzerine baskın yaparlar ve buldukları malları ganimet olarak alırlar. el-Hüneyd ve oğlunu da öldürürler.
Dubayboğullarına mensup Rifaa bin Zeydin kabilesinden olan kişiler bu durumu haber alınca, onlardan kimisi Zeyd bin Harisenin yanına varıp: “Biz, İslama girmiş kimseleriz” demeleri üzerine Zeyd onlara: “O halde Ummülkitap (Fatiha)ı okuyun” deyince, Hassan bin Melle bu sureyi okur. Bunun üzerine Zeyd, şöyle söyledi: “Orduda sesleniniz: Allah bu kavmin geldikleri yoldan alınan ganimetleri bize haram kılmıştır” diyerek alınan esirleri de onlara teslim etmek isteyince, yanında bulunanların bazıları bu konuda ihtiyatlı davranması gerektiğini söylediler. Bunun üzerine Zeyd de esirleri teslim etmekten imtina ederek: “Bunlar, Allahın haklarında vereceği hükme tabidirler.” dedi ve ordunun onların vadilerinden geçmesini de yasakladı.
Zeydin durumunu haber alan bu kimseler, Rifaa bin Zeydin yanına gittiler. Rifaa o sırada kendi işleriyle meşgul olduğundan başlarına gelen hiçbir şeyden haberdar olmamıştı. Cüzamlılardan birisi Rifaaya şöyle söyledi: “Sen olduğun yerde oturuyorsun, keçilerinin sütünü sağıyorsun, fakat Cüzamın kadınları ise şu anda esir bulunuyor. Senin getirdiğin mektubun tuzağına düştüler” demeleri üzerine Rifaa ve beraberindekiler Medineye varır ve Resulallahın huzuruna gider. Mektubu takdim edince; Resulallah: “Peki öldürülmüş olanlara ne yapalım?” deyince, Cüzamlılar: “Hayatta olanları bize bağışlayın, öldürülmüş olanlara gelince, (onların kanlarını talep etmeyeceklerini kastederek) onların kanları ayaklarımızın altındadır” derler. Nebi de onların bu isteklerini kabul ederek, yanlarına Ali bin Ebi Talibi katarak hepsini Zeyd bin Hariseye gönderir. Zeyd de onlara mallarını aynen iade eder. Onlar mallarını almakta o kadar sıkı davrandılar ki yüklerin altında bulunan hanımlarına ait keçeleri bile çekip alıyorlardı. Zeyd ayrıca onlara mensup esirleri de serbest bıraktı.
Receb (16 Kasım – 15 Aralık 627) ayında Vadil-Kura üzerine Zeyd Seriyyesi, Abdurrahman bin Avfın Şaban (16 Aralık 627 – 13 Ocak 628) ayında Dumetul-Cendel üzerine giden seriyyesi de bu yıl gönderilen seriyyelerdendir. DumetuI-Cendelliler üzerlerine bu seriyye gelince İslama girdiler. Abdurrahman onların başkanı olan el-Esbağın kızı Tumader ile evlendi. Tumader, Ebu Selemenin annesidir.
Şaban ayında yüz kişi ile birlikte Ali bin Ebi Talibin Fedek üzerine yaptığı gazve: Resulallah Saadoğullarından bir grup kimsenin bir araya gelip toplanarak Hayberlilere yardım etmek istedikleri haberini alır. Ali onların üzerine yürür ve onların bir casusunu ele geçirir. Bu casus ona Hayberlilerin yanına gitmekte olduğunu ve Hayber hurmasını kendilerine vermeleri karşılığında Hayberlilere yardım teklifIni götürdüğünü bildirir.
Zeyd bin Harisenin Um Kırfa üzerine Ramazan (14 Ocak – 12 Şubat 628) ayındaki seriyyesi: Um Kirfa oldukça yaşlı bir koca-karı idi. Zeyd, VadilKurada Fezareoğulları ile karşılaşmııştı. Orada Zeydin arkadaşları öldürülmüş, Zeyd de öldürülenler arasından koma halinde kurtarılmıştı. Fezareoğulları üzerine hücum etmeden hanımlarına yaklaşmayacağını adaması üzerine Resulallah Onu Um Kirfalılar üzerine gönderir. Vadil-Kurada onlarla karşılaşır. Onlardan pek çok kişiyi öldürür ve esir alır. Ve Um Kırfa -ki Fatıma binti Rabia bin Bedr diye bilinir- yaşlı bir koca karı idi. Onunla birlikte kızım da esir alır. Zeyd, Um Kirfayı iki deve arasına bağlayarak çektirir ve onu ikiye bölerler. Kızını da alarak Peygamberin yanına getirir. Bu, Seleme bin Ekvaa ait bir esirdi. Resulallah bu esir kadını hibe alır ve Harb bin Ebi Vehbe gönderir. Abdullah bin Harb işte bu kadının çocuğudur.
Seleme bin el-Ekvaa gelince… Ona göre bu seriyyenin komutanı Ebu Bekirdir. Onun, şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resulallah Ebu Bekiri bize komutan tayin etti. Biz de Fezareoğullarından bazıları üzerine hücum ettik. Sabah namazı vaktinde onların üzerine atıldık. Onlardan bir grup kimseyi esir aldım. Ve onları Ebu Bekirin yanına götürdüm. Bu esirler arasında Fezareoğullarından yanında bir kızı ile birlikte bir kadın da vardı. Onun bu kızı Arapların en güzellerinden idi. Ebu Bekir bu kadının kızını bana ganimetlerden ayırıp verdi. Medineye geldiğimde Peygamber ile Medine çarşısında karşılaştım. Bana:Ey Ebu Seleme, Allah babandan razı olsun. Bu kadını bana hibe et. deyince, ben şu cevabı verdim:Allaha yemin ederim, bu kadını beğenmiş bulunuyorum ve örtüsünü de açmış değilim diye cevap verdim. Resulallah sustu. Ertesi gün bana aynı şeyi söyleyince Ona kadını hibe ettim. O kadı nı Mekkeye gönderdi ve kadının karşılığında bazı esir Müslümanları kurtardı.”
Kürz bin Cabir el-Fihrinin Uraniler üzerine gönderildiği seriyye de bu yıl yapılan seriyyelerdendir. Uraniler Peygamberin çobanını öldürmüş ve develerini alıp gitmişti. Gazve Şevval (13 Şubat – 12 Mart 628) ayında olmuş ve Resulallah Onu yirmi atlı ile birlikte göndermişti.
Ömer bin el-Hattab Cemile bint Sabit bin Eflah ile yine bu yılda evlenmiştir. Cemile, Asımın kız kardeşidir. Ömerin Cemileden Asım adında bir oğlu olmuştur. Fakat Ömer bu kadını daha sonra boşamış, o da sonradan Yezid bin Cariye ile evlenmiştir. Yezidin de bu kadından Abdurrahman bin Yezid adında bir oğlu olmuştur. Buna göre Abdurrahman, Asım ile anne bir kardeştir.
Yine bu yıl çok büyük bir kuraklık oldu. Resulallah bu yılın Ramazan Ayında Müslümanları da yanına alarak yağmur duasına çıktı.